Yazarımız Aydın Usalp, yeni anayasa tartışmaları bağlamında yapılan manipülasyonları kaleme alan bir makale yazdı.
Yazarımız Aydın Usalp, son günlerin tartışmalı konusu korona aşısın gündemine aldı fakat başka bir bakış açısıyla...
Yazarımız Aydın Usalp, adalet ve iktisat zaviyesinden dünden bugüne AK Parti Hükümetinin tutum ve davranışlarını değerlendirdi.
Yazarımız Aydın Usalp, son zamanlarda kimi Müslümanlarda ve İslâmi cemaatlerde görülen savrulmaların geldiği noktayı yazdı...
Yazarımız Aydın Usalp, makalesinde; son günlerde gündeme gelen Joe Biden’in açıklamaları üzerinden dostluk ve dünya liderliği kavramlarını işliyor.
Yazarımız Aydın Usalp, Müslümanın "istikamet" üzere olmasının önemine vurgu yapan bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Aydın Usalp, sosyal medya kullanımında davetçi şahsiyetin dikkat edeceği hususları kaleme aldı.
Yazarımız Aydın Usalp makalesinde, geçen günlerde Meclis’ten çıkarak yasalaşan ve yürürlüğe giren tartışmalı İnfaz Yasası’na yönelik itirazlarını yazdı...
Bu iktidarı destekleyen Müslümanların artık şu soruyu sormaları gerekmez mi: İneği hâlâ neden kesmiyorsunuz?
...devlet ve örgüt, milliyetçi duygulardan arınmadıkça, emperyalist devletler ile ilişkilerini kesmedikçe, kardeşlik ve merhamet duygularını yok eden laiklik ve materyalist fikirlerinden vazgeçmedikçe annelerin yüreğine ateş düşmeye devam edecek maalesef.
Dolayısıyla kadına yönelik şiddet olayları, bunların İslâm’dan değil bizzat kâfir Batı’nın demokratik/kapitalist nizamlarından kaynaklandığının bir başka kanıtıdır.
Evet, hepimiz tercih sahibiyiz. Her an bir yol ayırımındayız. Hak ve batıl, maruf ve münker, doğru ve yanlış belli olmuştur. Muhakkak ki tercih ettiklerimizin, yaptıklarımızın veya yapmamız gerekip de yapmadıklarımızın karşılığını bulacağız.
Bu Ramazan, Müslümanların gaflette olduğu, kandırıldığı, sömürüldüğü ve Hilâfetsiz olduğu son Ramazan olsun.
İslâm’ın yönetim modeli olan Hilâfet’te, halife olacak olan kişi ister bir partinin lideri olsun, isterse belli bir partinin gösterdiği bir aday olsun, seçilip halife olduktan sonra söz konusu parti ile bağı kesilir.
Ümmet olarak korumasız olduğumuz ortada iken, sahipsizliğimizin bize ne kadar büyük acılara mal olduğunu görmesine rağmen ulema neden sessiz?
Bir zamanlar imam hatip liselerine getirilen katsayı zulmü vardı. Bundan dolayı birçok meslek ve imam hatip lisesi mezunu üniversiteye gidemiyordu. Bu bir zulümdü elbette.
Ey Müslüman gençler! Evler, sokaklar, parklar ve meydanlar sizin. Çünkü gelecek sizindir ve gelecek, ancak sizin çalışmanızla güzelleşecektir.
Eskiden olduğu gibi bizi izzetli kılacak İslâmi hayata ve onun yönetimi olan Râşidî Hilâfet’e dönelim. İslâmi hayata dönmek akidemiz gereğidir. Sonucu ise tarihte görüldüğü üzere adil, şahit ve kalkınmış bir toplumdur.
Yöneticileri muhasebe etmek ümmetin sadece hakkı değil, aynı zamanda ümmet üzerinde bir farziyettir.
Tarihî gerçekler bize, İslâm’ın asrısaadetten sonra da iktidarda olduğu süre içinde insanlara huzur ve şeref vermeye devam ettiğini göstermektedir. Daha bir asır öncesine kadar da böyle idi. Dolayısıyla elimizde ilk günkü hali ile Kur’an ve Rasulullah Sal
Hilâfet Devleti’nin yıkılması akabinde, yaklaşık yüz yıldır ümmet olarak yaşadığımız sefalet ortadadır. Bütün bu acıları bize yaşatan kâfir Batı’nın yaşam tarzı; akidesi laiklik, nizamı demokrasi, ölçüsü menfaat, duyguları milliyetçilik, metodu sömürgecil
Bu genel olumsuz atmosfere ek olarak Ramazan ayına Türkiye’de bir seçim arifesinde girmiş olmanın dezavantajını yaşamaktayız.
Hilâfet için çalışmanın farziyeti namaz gibi, oruç gibi, hac gibi bir farziyettir. Hatta fazların tacıdır. Çünkü Hilâfet, ancak kendisi ile onlarca farzın yerine gelebildiği, yine onlarca münkerin kendisi ile ortadan kaldırıldığı bir farziyettir.
Yeni 28 Şubat mı geliyor derken, aslında zaten var olan 28 Şubat zihniyetinin daha da sertleşmesini kast ediyorum. Çünkü Cumhuriyet’in kurulması ve Hilafet’in kaldırılması ile Müslümanlar hedef tahtasına konuldular. O günden sonra Müs
Halbuki Müslüman, her türlü zulme karşı sesini yükseltir ancak zulme uğramamak için şahsiyetinden de taviz vermez. Af dilenmez, merhamet beklemez, zalime, “sen zalimsin” demekten ve hak sözü söylemekten hiç vazgeçmez. Bu böyle olduğu
Ey küfrün hâkimiyeti döneminde gözünü dünyaya açan Müslümanlar! Öyle bir ensar olalım ki Allah’ın yardımı ile Dicle kenarındaki kuzuyu düşünen liderler çıksın.\r\nŞunu yine hatırlatalım ki Allah’ın yardımını bekleyenler,
İmam, Müslümanların en büyük hedefi olan \'İttihad-ı İslâm’a\' doğru büyük bir adım atıldığından, yarın öbür gün bütün bu “İslâmi” devletlerin daha fazla ortak noktalarda buluşup birleşeceklerinden ve kâfir devletlere ka
Müslümanların artık şunu görmesi gerekiyor: Şarap ile abdest alınamayacağı gibi İslâmi hayata, gayri İslâmi eylem ve söylemler ile ulaşılamaz. CHP, yetmiş yılda -az bir kesim dışında- Müslümanlara Demokrasiyi, Cumhuriyeti tam olara
Yaşadığımız ülkede, doğal farklılıkların ayrılık ve düşmanlık unsuru haline getirilip böylece yüz binlerce insanın öldürülmesine ve zulüm görmesine tanıklık etmedik mi? En başta, Kürt milliyetini tanımazlıktan gelip Türk mill
...ne kadar güçlü olursanız olun ipiniz kâfirlerin elinde olduğu müddetçe \'şanlılık\' sadece tarihin güzide sayfalarında kalan bir övünç kaynağı olarak durur ve gücünüz, Müslümanların yanında değil de karşısında olur maalesef
Darbenin halk tarafından önlenmesine binaen bu sefer karşı darbe gerçekleşti. Avrupa’nın katı laik anlayışına karşı, ABD’nin \'demokrasi\', \'insan hakları\' vb. söylemleri ve ılımlı laik anlayışını benimseyen zümre, Müslümanl
Ve hatırlamak gerekir; Rabbimizin azabının ne kadar çetin olduğunu, nimetlerinin ne kadar mükemmel olduğunu…\r\nHatırlatacağımız koca bir kitap, koca bir siyer ve uzun bir tarihimiz var.\r\nBu ümmet, küllerinden yeniden doğacak, ayakları
Küfür üzerine bina edilmiş ideolojiler, sistemler, yönetimler umut olamazlar. Adalet onlardan uzaktır. Onlar, kendi bekaları için yakıp yıkmaktan, öldürmekten ve ifsat etmekten geri durmazlar. Onlar, Müslümanların düşmanıdırlar, içleri
Mesele \'EVET\' veya \'HAYIR\' meselesi de değildir. Asıl mesele, Müslümanların hayattaki her olaya şer’i hükümler çerçevesinden bakması gerektiğidir. İslam bizden, bütün çeşitleri ile küfür ve batıl hükümlerinin tamamlarını redd
Son olarak, seçime katılmayı düşünen Müslümanlara, tekrar düşünmeleri gerektiğini, kâfirlerin ve onların dostlarının tuzaklarına düşmemelerini ve hesap gününü hatırlatmayı bir görev bilirim.\r\n\r\nوَمَكَرُواْ وَمَ�
İnsanlığın kendisi ile kalkındığı, her sorununa çözüm bulduğu, adalet içinde hayat sürdüğü yegâne nizam, İslam nizamıdır. Bu nizamın kendisi ile uygulandığı yönetim modeli de Râşidî Hilâfet’tir.
Sonuç olarak Müslüman, beşer ürünü her türlü sisteme, her türlü şirke ve münkere \'la\' der. Sadece tek olan Allah’a ve onun hükmüne evet der. Doğru olan, seçime katılmak değildir. Seçimde \'evet\' veya \'hayır\' demek de değildir.
Rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan’a bizi kavuşturan Rabbimize hamd olsun. Şayet Ramazan ayının barındırdığı hayrı, rahmeti, bereketi ve mağfireti idrak edebilsek, Rasulullah (sav)’in bu konudaki duasını daha iyi anlar ve iste
Terörizm, Batı’nın İslam ile bitmeyen savaşının bir parçasıdır. Batı, bu kavramın hem üreticisi hem uygulayıcısı ve hem de öğreticisi olmuştur.
Son grup toplantısında (23.02.2016) Selahattin Demirtaş, AKP’yi IŞİD ile ilişkilendirip eleştirirken ilginç cümleler kurdu.
Batı, İslam coğrafyasını bir bütün olarak ateş topuna çevirirken, bu coğrafyanın bir parçası olan Kürdistan’a ayrı bir zulmü yaşatmaktadır.
Başarısızlık, genellikle yeterince çalışılmamaya bağlanır. Ancak, başarısızlığın en önemli sebebi; doğru bir anlayış ile doğru bir yöntemi takip etmemek ve yeterince istekli olmamaktır. Kürt meselesinin çözümüne yönelik yakla�
Yüce Allah\'tan, Müslümanların bir an önce demokrasinin çirkefliğini görmesini ve onu, hakkettiği tarihin çöplüğüne atmasını diliyorum.
Ey Müslümanlar, sizler iki kötüden birinin tarafını tutmak zorunda değilsiniz. Sizin hakkınızı savunacak olan, sizi temsil edecek olanlar İslam’dan nasibini almamış örgüt ve yapılar değildir.
İzzetli kıyamlarının ardından, 29 Haziran 1925’te 46 arkadaşı ile birlikte idam edilerek şehid edilen Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarının şahadetlerinin üzerinden 90 yıl geçti.
İnsanlık hayata, vahyin aydınlığa açılan penceresinden bakmadıkça zulumattan kurtulmayacaktır.
Sahih İslami fikirler ile tanıştığımdan beri, yaşadığımız bu gayri İslami toplumda, insanların çoğunun iştirak ettiği /ettirildiği beşer ürünü özel gün ve süreçlerden fazlası ile sıkılıyorum
3 Mart 1924 günü, İslam ümmetinin üzerine katran karalığında bir bulut gibi çöktü.
Bir kısmını uydurduğunuz, bir kısmını saptırdığınız tarihimize sövmeyi ibadet haline getiren siz ey cumhuriyetçiler!
Bu günlerde Kobani’den bahsediliyorsa, biri yakın diğeri kısmen uzak, tarihi iki hususa dikkat çekmek gerekir.
Zihniyetin en çirkini, hayata dair sabit ve adil ilkeleri olmayandır.
Hizb-ut Tahrir’in işi gücü sadece Hilafet midir? Evet, Hilafet Hizb-ut Tahrir için bir ölüm kalım meselesidir. Bunu tüm ümmet için de ölüm kalım meselesi yapmak için çalışır. Hilafet; İslami hayatın kendisi ile yeniden başladığı
Hür Dava Partisine yönelik saldırılar son dönemlerde artış gösterdi ve artık can almaya başladı.
Geçtiğimiz sene Öcalan, kendisi ile görüşen avukatları aracılığı ile “radikallere” karşın demokratik İslam kongresi yapılması çağrısında bulunmuştu.
Klasik fizikte hemen herkesin bildiği ünlü bir prensip vardır; etki tepki prensibi. Bu ilkeye göre her etki, kendi boyutunda ama zıt
Kapitalist sistemlerde mevkiler, hizmet mecraları olma vasfı ile değil, kontrol ettikleri sermaye ile değerli olup öylece rağbet
Adem (as) ile iblis, yeryüzüne birbirine düşman olarak indi. Böylece insanlık tarihi, hak ile batılın, doğru ile yanlışın, iyilik ile
Doksan yıl, bir devlet ömrü için çok sayılmaz. Ancak öyle bir devlette yaşıyoruz ki bu devletin doksan yılda işlediği cürümler ve bu
Haftalardır dershaneler üzerinden yapılan tartışmaların dozu, yeni gündem maddeleri ile azalmış olsa da konu ile ilgili karşılıklı
Beyaz, siyah ile anlamını bulur. Siyah ta beyazda belirginleşir. Ne zaman ki grileşmeye başladı insanlar, ölçülerin ibreleri şaşırmaya
“Barış” süreci kapsamında Hükümet ve PKK arasında yürütülen uzlaşma ya da müzakereler adına, BDP milletvekillerinin Abdullah
Kelime-i Tevhidi şahadet ile ifade etmek suretiyle İslam’a giren ve bu şekilde Mü’min ve Müslüman sıfatını alan insanların,
Başlangıcında ve bitişinde ümmetin ittifak edemediği bir Ramazanı daha bitiriyoruz.Hayatımıza yön vermesi, bizleri karanlıklardan
Yaklaşık iki haftadır Türkiye sınırındaki Rasulayn (Serikaniya)’da PYD (Demokratik Birlik Partisi)’nin silahlı güçleri ile Esed
Bütün beşeri ideolojiler ve kuramlar, yaşanan olaylara karşı ‘tepki’ mahiyetinde meydana gelmişlerdir. Önce bir sorun ortaya çıkar
Şeyh Said ve kıyamına destek olan arkadaşlarının şahadetlerinin üzerinden 88 yıl geçti. Hepsini rahmetle anıyor ve Rablerinin