Sinvar, çatışmalar sırasında Gazze'den Mısır'a gitme teklifini redddetti

Köklü-Değişim,Sinvar,-Tekliflere-Rağmen-Gazze’den-Ayrılmadı.jpg

‘İsrail’ ile Hamas arasında ateşkes görüşmelerinde Arap arabulucuların, Refah’ta şehit edilen Hamas lideri Yahya Sinvar’a Gazze’den çıkmasına izin verilmesi karşılığında ateşkes müzakerelerini Sisi rejiminin üstlenmesi önerisini ilettiğini, ancak Sinvar’ın bu öneriyi reddettiği bildirildi. 

Wall Street Journal gazetesinin pazartesi günkü haberine göre, geçen hafta ‘İsrail’ askerleri tarafından şehit edilen Hamas lideri Yahya Sinvar'a, Mısır'ın, Hamas adına rehine anlaşması için müzakere etmesine izin vermesi karşılığında Gazze Şeridi'nden ayrılma fırsatı teklif edildi. 

Sinvar’ın Kahire’ye güvenmediği ve Aksa Tufanı Harekatı’nı bölgedeki güçlerden (İran ve Hizbullah da dahil) habersiz gerçekleştirdiği ve bu şekilde başarıya ulaştığı, ‘İsrail’ ile “normalleşme” anlaşmaları imzalayan ve adımlar atanların da planlarını bozduğu siyasi uzmanlar tarafından dile getirilmişti. 

Sinvar'ın, 7 Ekim 2023'te düzenlediği ve işgalci ‘İsrail’i hezimete uğrattığı Aksa Tufanı ile başlayan savaşın hemen ardından Arap arabuluculara, ** "Ben kuşatma altında değilim, Filistin topraklarındayım"** dediği aktarıldı. 

Habere göre, savaşın devam etmesiyle Sinvar'ın öldürülme ihtimalinin yüksek olduğu ve arabulucuların,  ölümünden sonra geçişi yönetmek için bir liderlik konseyi seçmesini önerdiği de belirtildi.

‘İsrailli’, ABD'li, Hamaslı ve Arap yetkililerle yapılan görüşmelere dayanan rapora göre, Sinvar Katar'daki Hamas müzakerecilerine ateşkes anlaşmasını kabul etmemelerini defalarca söyledi ve bir mesajında Gazze'deki yüksek sivil ölümlerinin ‘İsrail'e uluslararası baskı oluşturacağını söyledi. Sinvar'ın Gazze'deki çatışmaların ‘İsrail'e karşı bölgesel bir savaşı tetikleyeceği ve Müslümanların destek vereceği umuduyla direndiği de söylendi.

Sinvar, ölümünün ardından sürece yönelik mesajında, öldürülmesi halinde ‘İsrail'in taviz vereceğini ancak Hamas'ın pes etmemesi gerektiği uyarısında bulundu.

Yahya Sinvar, geçen hafta Çarşamba günü Gazze'nin güneyindeki Rafah'ta işgalci ‘İsrail’ ordusuyla göğüs göğüse çapışmış ve şehit düşmüştü. 

Öte yandan bölgeye 11. kez ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın Salı günü ‘İsrail'i ve ertesi gün de Mısır'da görüşmelerde bulunması bekleniyor. Al-Arabiya, Kahire'deki görüşmelerin Gazze'nin yönetimini ve yerleşim yeri ile Mısır arasındaki stratejik sınırı denetleyecek uluslararası bir güç kurulmasına odaklanacağını bildirdi. ‘İsrail’, Gazze'ye silah kaçakçılığını önlemesi gerektiğini söyleyerek Selahaddin koridoru üzerinde bir miktar kontrol sağlama konusunda ısrar ediyor.

Pazar günü, ‘İsrail’ gizli servis elemanlarının rehine anlaşması müzakerelerinin yeniden canlandırılması girişimini görüşmek üzere Kahire'yi ziyaret etti.

‘İsrail'in son günlerde Sinvar’ın tahmin ettiği tavizleri vermeye başladığı, ABD'ye daha önce tartışmaya açılmayan bazı konularda taviz vermeye hazır olduğunu gösterdiği de haberde aktarılıyor fakat tavizlerin ne anlama geldiğine ilişkin ayrıntı verilmedi.




Sinvar, Tekliflere Rağmen Gazze’den Ayrılmadı

Yenidoğan çetesi soruşturması kapsamında İstanbul’da 9 hastanede hizmetlere son verildi

Köklü-Değişim,Yenidoğan-Çetesi.jpg

Menfaat ilkesi üzerine kurulu kapitalist nizamın son sabıkası olan yenidoğan çetesi ile ilgili yeni gelişmeler yaşanırken, 9 hastanenin hizmetine son verildiği duyuruldu. 

Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan 8 bin lira alabilmek için 12 bebeğin ölümüne neden olan çeteye ilişkin soruşturma kapsamında İstanbul’da 9 hastanenin hizmetine son verilirken, bu hastanelerdeki hastalar devlet hastanelerine sevk edildi. Skandala adı karışan 3 hastanedeki ambulansların ruhsatları da İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafınca iptal edildi.

Sağlıktaki yozlaşmayı gözler önüne seren yenidoğan çetesi soruşturması kapsamında her gün yeni gelişmeler ortaya çıkıyor. 

İstanbul’da 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket edilerek bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine nakledilip ölümlerine sebebiyet verildiği ve haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında, ruhsatı iptal edilen İstanbul’daki 9 özel hastane boşaltıldı.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne gönderilen yazının ardından başlatılan taburcu ve sevk işlemleri tamamlandı.

**Hangi Hastaneler Kapatıldı?**

Bu kapsamda, sevk işlemleri tamamlanan **Özel Silivri Kolan Hospital, Özel Güney Hastanesi, Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Bağcılar Özel Şafak Hastanesi ve Özel Bağcılar Medilife Hastanesi** mühürlendi, bu hastanelerin tabelaları indirildi.

Hizmetlerine son verilen bazı hastanelerin önünde toplanan çalışanlar, suçluların cezalandırılması ancak hastanelerin kapanmaması çağrısında bulundu.

**Bakan Işıkhan: “Ödemeler Durduruldu”**

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yenidoğan skandalına karışan hastanelerin sözleşmelerinin feshedildiğini, ödemelerin de durdurulduğunu açıkladı. Işıkhan, hastanelerin geçmiş alacaklarına bloke konulduğunu söyledi. 

**Buzdağının Görünen Kısmı mı?**

Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) 8 bin lira alabilmek için 12 bebeğin ölümüne neden olan yenidoğan çetesi gün yüzüne çıkarken, SGK’yı dolandırmak isteyen özel hastanelerle ilgili olarak “buzdağının görünen kısmı” olduğu uzmanlarca ifade ediliyor. Yüksek mevkideki bürokratların ve siyasilerin de bu skandalın için de olduğu ileri sürülüyor. 

Hazırlanan iddianamede, örgütün ölümüne sebep olduğu bebeklerin babalarının ifadeleri de yer alıyor. İfadelere göre, örgüt üyeleri **“Annenin durumu kritik.”, “Bebek burada kalırsa ölür.”** ve **“Yoğun bakımlarımız dolu.”** gibi yalanlarla aileleri şebekenin faaliyet gösterdiği hastanelere sevk etti. Babalardan biri, sevk sonrası kendisinden 8 bin lira talep edildiğini anlatırken, bir diğeri ise **“Bebeğimi görmek istediğimde, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde kuvözde bebeğimin ölü halini gösterdiler.”** diye konuştu.




Yenidoğan Çetesi Soruşturması Kapsamında 9 Hastane Mühürlendi

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde seçimler gerçekleştirildi

Köklü-Değişim,Irak-Kürt-Bölgesel-Yönetimi’nde-Seçimler-Yapıldı.jpg

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) iki senedir ertelenen milletvekili seçimleri 20 Ekim Pazar günü yapılırken, partilerin aldığı resmi olmayan oy oranları açıklandı.

Yaklaşık 2,7 milyon kayıtlı seçmenin oy kullanacağı yerel saatle 07:00-18:00 arasında gerçekleştirilen seçimlere katılım yüzde 72 oldu. 

IKBY'de son seçimler 30 Eylül 2018'de yapılmıştı. Bu seçime katılım oranı yüzde 51,4 olarak gerçekleşmişti. 

Seçimlerde bölgenin en güçlü iki siyasi oluşumu **Barzani ailesinin liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Talabani ailesi liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)** karşı karşıya geliyor.

**IKBY Başkanı ve KDP Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani**, 16 Ekim'de Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirmişti. 

Seçim komisyonu yetkililerine göre dün binlerce kişi sandık başına gitti ve seçimlerde önemli bir usulsüzlük kaydedilmedi. Seçimlere katılan iki buçuk milyondan fazla seçmen 6’ıncı dönem parlamentosunu oluşturacak 100 milletvekilini seçme hakkına sahip. **Irak Federal hükümet başkanı Muhammed Şiya es-Sudani, Kürdistan'da seçimlerin yapılmasının demokratik seçeneği pekiştirdiğini belirtti.**

Oy sayımı, sandıkların kapanmasının hemen ardından başlarken, Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Ömer Ahmed “oylamanın sorunsuz geçtiğini ve ilk sonuçların bugün (Pazartesi) açıklanacağını” söyledi.

Adayların oy verme merkezlerine yaklaşmasının engellendiği ve yoğun bir uluslararası gözetime sahne olan oy verme işlemi, son derece organize bir şekilde gerçekleşti.

**Resmi olmayan sonuçlara göre şu ana kadar oyların yüzde 99’u sayıldı. Cuma günü güvenlik güçlerinin katıldığı özel oylama ile birlikte partilerin aldığı ortalama oy ile sandalye sayıları şu şekilde oldu:**

**Kürdistan Demorkat Partisi (KDP)** 850 bin oy ile 40 sandalye kazandı. KDP, Erbil’de 17, Süleymaniye’de 4 ve Duhok’ta 19 sandalye elde etti.

**Kürdistan Yurtseverler Biriği (KYB)** Kürdistan Bölgesi genelinde 399 bin oy aldı ve 25 sandalye kazandı. 

KYB Süleymaniye’de 17, Erbil’de 5, Halepçe’de 2 ve Duhok’ta 1 sandalye sahibi oldu.

Seçimi üçüncü tamamlayan Yeni Nesil Hareketi ise 300 binden fazla oy ile 16 sandalye elde etti.    

Yeni Nesil Süleymaniye’de 8, Erbil’de 6 ve Duhok’ta 2 sandalye kazandı.

Bu seçimlerde tüm illerden sandalye kazanan bir diğer parti de İslami Birlik (Yekgirtu) Partisi oldu. 90 binden fazla oy alan Yekgirtu 6 sandalyeyi garantiledi.

Yekgirtu Erbil’de 1, Süleymaniye ve Duhok’ta 2 ve Halepçe’de 1 sandalye kazandı.

Adalet Toluluğu (Komel) de 70 binden fazla oy ile 3 sandalye almayı garantiledi. Komel Süleymaniye’de 2, Erbil’de ise 1 sandalye elde etmeyi başardı.

Bu seçime yeni giren Helwest İttifakı Süleymaniye ve Erbil’de birer olmak üzere 2 sandalye, Halk Cephesi’de aynı şekilde 2 sandalye kazandı.

Önceki yıllarda muhalefetin en güçlü ismi olarak öne çıkan Değişim Hareketi (Goran) ise Süleymaniye’de 1 saldalye alabildi.

Kürdistan Parlamentosu’nda yeni döenmde Erbil 34, Süleymaniye 38, Duhok 25 ve Halepçe ise 3 sandalye ile temsil edilecek.  


Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde Seçimler Yapıldı

Köklü-Değişim,ABD-Savunma-Bakanı-Austin’den-Ukrayna’ya-Sürpriz-Ziyaret,.jpg

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), kritik iki cephesinden biri olan Ukrayna’ya sürpriz bir şekilde ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’i gönderdi. 

Ukrayna cephesine yoğunlaşmışken 7 Ekim’de Hamas’ın ‘İsrail’i hezimete uğratan baskınıyla açılan ikinci bir cepheye daha destek veren Washington, Kiev ve Tel Aviv arasında mekik dokuyor. 

Austin, Rusların Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlediği insansız hava aracı saldırısının ardından ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Batılı ortaklara savaşa askeri destek sağlamaya devam etmeleri yönünde baskı yaptığı bir dönemde, Pazartesi günü sürpriz bir şekilde Kiev'e geldi.

Austin, X platformunda yaptığı açıklamada, dördüncü ziyaretinin **"ABD'nin uluslararası toplumla birlikte Ukrayna'nın yanında olmaya devam ettiğini"** gösterdiğini ifade etti. 

Ukrayna'yı ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Washington'ın Tahran ile Tel Aviv arasındaki 'gerginliği azaltmak için' çalıştığını söyledi ve ABD ordusunun gelişmiş füze savunma sistemİ THAAD’ı ‘İsrail'e gönderdiğini ve sistemin artık yerinde olduğunu söyledi. THAAD füze savunma sisteminin tam olarak çalışır durumda olup olmadığını ise açıklamadı. 


ABD Savunma Bakanı Austin’den Ukrayna’ya Sürpriz Ziyaret

İşgalci ‘İsrail’ tugay komutanının Gazze’de öldürüldüğünü duyurdu

Köklü-Değişim,Kassam,-İşgalci-‘İsrail’in-Tugay-Komutanını-Öldürdü..jpg

İşgalci ‘İsrail’ Savunma Kuvvetleri, 401. Zırhlı Tugay Komutanı Albay Ehsan Daksa'nın Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çatışmalar sırasında öldürüldüğünü duyurdu.

Filistin’e yönelik vahşi saldırılarını sürdüren ‘İsrail’, 7 Ekim’deki hezimetin ardından Gazze’de büyük bir darbe daha yedi.

 **“Cibaliye'deki operasyonlar sırasında Daksa'nın tankı ve başka bir tank patlayıcılarla hedef alındı”** denilen açıklamada, Daksa'nın öldüğü sırada tankın dışında olduğu kaydedildi. Olayda 2 subayın ise yaralandığı duyuruldu.

**Herzog: “İsrail İçin Bir Kayıp”**

‘İsrail’ Savunma Bakanı Yoav Gallant, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada Daqsa için **“cesur bir komutan, cesur bir subay ve tüm enerjisini ülkenin güvenliği için kullanan adam"** ifadelerini kullanarak Gazze’de katliamlar gerçekleştiren subayı övdü. 

Daksa ile Hamas'ın Refah Tugayı’nı dağıtma görevi sırasında askerlerine liderlik ederken tanıştığını ifade eden Gallant, **“Bu görevde de yaratıcılık ve azim gösterdi. Tüm görevlerde böyle davrandı, ancak maalesef savaşta hayatını kaybetti"** dedi. ‘İsrail’ Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da Daqsa'nın ölümünün **“İsrail ve tüm İsrail toplumu için bir kayıp olduğunu"** söyledi.

**Kassam Tugayları’ndan Açıklama**

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’ndan yapılan son açıklamada ‘İsrail’e ait bir Merkava tankının Yasin 105 füzesiyle, bir Namer zırhlı personel taşıyıcının ise Tandem füzesiyle vurulduğu bildirildi. Saldırıların araçlardaki personelde “kayıplara neden olduğu" ifade edilmişti. 


Kassam, İşgalci ‘İsrail’in Tugay Komutanını Öldürdü

Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı ile görüştü

Köklü-Değişim,Fidan-Arakçi-2.jpg

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul’da İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ortak basın toplantısı düzenledi. 

Toplantı yapılan açıklamalarda bölgede istediği ülkeye saldıran ve bu saldırganlığına rağmen gerekli cevabın verilmediği ‘İsrail’e yönelik bir yaptırım ya da somut adım yerine temenni ve dileklerde bulunuldu. 

Türkiye **Dışişleri Bakanı Hakan Fidan**'ın öne çıkan açıklamaları:

-PKK dahil olmak üzere iki ülke terörden çok çekti ve biz teröre karşı beraber çalışmalıyız. Bu konuyu ele almaya devam edeceğiz.

-Nükleerin barışçıl kullanımına karşı değiliz. İran ile bu konu hakkında da görüştük.

-**Netanyahu, İran'ı bu savaşa çekmeye çalışıyor. İran'ın hareketleri meşru müdafaadır. ‘İsrail’ eylemlerini son vermek zorundadır. Savaşın tüm bölgeye yayılma riski asla hafife alınmamalı.**

-**Biz Türkiye olarak bölgede savaş istemiyoruz. Gazze'de acil ateşkes yapılmalı, İran ve Lübnan'a saldırılarını durdurmalıdır.**

-Türkiye ve İran bu bölgede ilelebet var olacaktır. Biz de bölgesel çalışmalarımızı arttıracağız.

-2 Ekim'den bu yana Gazze'ye insani yardım dahi giremiyor. Biz de Hamas Bürosu ile bunu nasıl başarabiliriz diye konuştuk.

-**İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi**'nin açıklamalarından öne çıkanlar:

-3+3 formatı çerçevesinde verimli görüşmeler düzenledik. Katılımcılar barışın sağlanmasını teyit ettiler.
-Fidan ile birlikte sınır güvenliği, kaçakçılık, çevre sorunları, enerji sorunları, ulaştırma, sınır ticareti ve nükleer enerjinin barışçıl bir şekilde kullanılması gibi daha birçok konuyu ele aldık.
-2025 yılı, İran ve Türkiye kültür yılı olarak kutlanacak ve programlarımızı da ona göre yapacağız. 

-**Gazze ve Lübnan'daki Siyonist rejimin katliamlarını ve aktivitelerini konuştuk. ‘İsrail'in durdurulması gerektiğine inanıyoruz. Bölgede siyonistler dışında hiçbir kimse savaşın yayılmasını istemez fakat biz yine de her senaryoya hazırız.**

-**'İsrail', dünya barışına en büyük tehdittir.**


Fidan ve Arakçi Bölgedeki Gelişmeleri Görüştü: Somut Adım Yok

İşgalci ‘İsrail’in, Gazze'de hedef aldığı mülteci kampında 33 ölü, 85 yaralı var

Köklü-Değişim,Gazze'de-Katliam.jpeg

İşgalci ‘İsrail’in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırılarında 21'i kadın ve çocuk olmak üzere en az 33 kişinin hayatını kaybettiği, 85 kişinin ise yaralandığı açıklandı.

İşgalci Yahudi varlığının sivilleri hedef aldığı katliamlarına bir yenisi daha eklendi. Filistin hükümetinden yapılan açıklamada, ‘İsrail’in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye Mülteci Kampı’na hava saldırıları düzenlediği bildirildi.

Saldırılarda 21'i kadın ve çocuk olmak üzere en az 33 Filistinlinin hayatını kaybettiği, en az 85 kişinin ise yaralandığı duyuruldu.

Bazı yaralıların durumunun ağır olduğu belirtilirken, ölü sayısının artabileceği açıklandı.

Enkaz altında kalanları kurtarmaya yönelik çalışmaların ise sürdüğü ifade edildi. 


Gazze’nin Kuzeyinde Katliam: 33 Şehit 

Dışişleri Bakanı Fidan Hamas temsilcileriyle ateşkes müzakerelerindeki son durumu görüştü

Başlıksız-1.jpg

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İstanbul’da Hamas Şura Meclisi Başkanı Muhammed Derviş İsmail ve Hamas Siyasi Büro üyeleri ile gerçekleştirdiği görüşmede ateşkes müzakerelerini görüştü.

Hamas’ın sahadaki başkomutanı ve İsmail Haniyye’nin suikast ile şehit edilmesinin ardından siyasi liderliğini de üstlenen Yahya Sinvar’ın Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinde şehit edilmesinin hemen ardından Ankara, Hamas heyeti ile bir araya geldi. 

 Beyaz Saray’ın Sinvar’ın şehadeti sonrası **“Yahya Sinvar’ın öldürülmesi Gazze’de olası ateşkes için bir dönüm noktası olabilir”** açıklamasının hemen ardından Ankara’nın Hamas heyeti ile bir araya gelmesi ve ateşkes için telkinlerde bulunması dikkat çekiyor. 

Biden da dün yaptığı açıklamada, **"Şimdi Gazze'de iktidarda Hamas olmadan yeni dönem, hem ‘İsrailliler’ hem de Filistinliler için daha iyi bir gelecek sağlayan siyasi bir çözüm için bir fırsat var. Yahya Sinvar bu hedeflerin ulaşılmasına yönelik büyük bir engeldi. Bu engel artık yok"** ifadelerini kullanmıştı.

Bu açıklamaların ardından ABD’nin bölgedeki yakın müttefiki Ankara’da hareketlilik yaşanıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hamas temsilcileriyle Cuma günü İstanbul’da bir araya geldi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Fidan’ın **Hamas Şura Meclisi Başkanı Muhammed Derviş İsmail** ve Hamas Siyasi Büro üyeleriyle görüştüğü belirtildi.

Açıklamada, **“rehine/esir değişimini mümkün kılacak olan ateşkes anlaşmasını sağlamaya yönelik müzakerelerdeki son durumun”** ele alındığı ve uzlaşı sürecinin değerlendirildiği ifade edildi. 

Görüşmede, Gazze’nin kuzeyi başta olmak üzere bölgedeki insani durumun ele alındığı detayı da paylaşıldı. 

Açıklamada ayrıca, Hakan Fidan’ın görüşmede Gazze’de yaşanan insani felakete karşı uluslararası toplumu harekete geçirmek için diplomasinin tüm imkanlarını kullanılacağı taahhüdünde bulunduğu kaydedildi.

Toplantıda ayrıca, Filistinlilerarası uzlaşı sürecinin de değerlendirildiği ifade edilirken, Mısır’ın evsahipliğinde Kahire’de gerçekleştirilen toplantının da Ankara tarafından takdirle karşılandığı belirtildi. 


**Fidan’dan Hamas’a Taziye Mesajı**

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Sayın Bakanımız görüşme vesilesiyle, Hamas yetkililerine, Yahya Sinvar’ın şehadetine ilişkin taziyelerini de iletmiştir” mesajı yer aldı. 

Gazze'deki Hamas liderinin yardımcısı ve grubun başmüzakerecisi Halil El Hayya, Cuma günü yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'te ‘İsrail'e düzenlenen sınır ötesi saldırıların mimarı olan Hamas lideri Yahya Sinvar'ın çatışmada öldürüldüğünü doğruladı.
Sinvar, savaşın başından bu yana ‘İsrail'in kendisini öldürme girişimlerine meydan okuyarak Gazze’yi terk etmeyerek cephede göğüs göğüse savaşmıştı. 


Sinvar’ın Şehadetinin Hemen Ardından Fidan, Hamas’la Görüştü

Putin, BRICS'in dünya ekonomisindeki payının artık G7'yi geçtiğini söyledi

Köklü-Değişim,Putin,-BRICS-ile-G7’yi-Kıyasladı.jpg

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS ülkelerinin dünya ekonomisindeki payının artık G7 ülkelerinin payını geçerek büyümeye devam ettiğini dikkat çekti ve kimseye karşı olmadıklarını ifade etti.

Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen BRICS İş Forumu’nda konuşan Rusya lideri Putin, **“Örneğin 1992’ye bakınız. G7, dünya ekonomisinin yüzde 45.5'ini ve aynı yıl BRICS ülkeleri, yüzde 16.7'sini oluşturuyordu. Peki ya şimdi? 2023’te birliğimiz yüzde 37.4 ve G7 yüzde 29.3 oldu. Bu fark giderek açılıyor. Büyümeye devam edecek, bu kaçınılmaz”** ifadeleriyle kıyasta bulundu. 

BRICS’in sadece günümüzde değil, gelecekte de küresel ekonomisinde önemli rol oynayacağını kaydeden Putin, **“Üye ülkelerimiz aslında küresel ekonomik büyümenin itici güçleri. Öngörülebilir gelecekte dünya ekonomisinin büyümesinin büyük kısmını BRICS oluşturacak” yorumunda bulundu.

**“BRICS'in Dış Etkilere Bağımlılığı Azalıyor”**

BRICS kapsamında uygun kalkınma platformlarının oluşturulmakta olduğunu söyleyen Putin, bunlar arasında iletişim kanalları, teknolojik ve eğitim standartları, finansal sistemler, ödeme araçları ve sürdürülebilir uzun vadeli yatırım mekanizmalarının yer aldığını belirterek, **“Başka bir deyişle, BRICS üyelerinin ekonomik büyümesi gelecekte dış etkilere veya müdahalelere giderek daha az bağımlı olacak”** açıklamasında bulunarak Batı liderliğine karşı mesaj vermiş oldu.

**”BRICS Kimseye Karşı Değil”**

Rusya Devlet Başkanı, **“BRICS'in çalışmaları kimseye karşı değil. Sadece tek bir ortak hedefe yönelik. Bu da ülkelerimizin ve halklarımızın sürdürülebilir kalkınması ve refahı”** diyerek hedefe dair detayları paylaştı. 

Rusya, karşılıklı fayda sağlayan ticari iş birliğine olabildiğince açık olduğunu kaydeden Putin, yerli ve yabancı iş dünyası için ve yurtdışından sermaye ve teknoloji çekmek için rahat, küresel olarak rekabetçi çalışma koşulları yarattıklarını belirterek BRICS İş Forumu katılımcılarına hitaben, **“Elbette her şeyden önce sizinle işbirliği yapıyoruz”** dedi.

Ortak büyük çabaların, ekonomik büyüme için kendi platformlarını geliştirmeye ve güçlendirmeye odaklanması gerektiğini dile getiren Rus lider, **“teknolojik çözümler, finans ve yatırım mekanizmaları ve lojistik çözümlerden”** bahsettiğini belirterek şöyle devam etti:

“BRICS'in özellikle büyük nüfusu ve güçlü kaynak tabanına dayanan potansiyelinin hayata geçirilmesi ülkelerimize, işletmelerimize ve tüm vatandaşlarımıza azami fayda sağlayacak.”

Putin, BRICS İş Forumu'nda elde edilecek sonuçların önümüzdeki hafta Kazan'da yapılacak BRICS zirvesinde değerlendirileceğini de ifade etti. 


Putin, BRICS ile G7’yi Kıyasladı: "Kimseye Karşı Değiliz"

İstanbul’da Güney Kafkasya Bölgesel İş Birliği Platformu toplantısı düzenleniyor

Köklü-Değişim,Güney-Kafkasya-Bölgesel-İş-Birliği-Platformu-Toplantısı-Düzenleniyor,.jpg

Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da Güney Kafkasya Bölgesel İş Birliği Platformu toplantısı düzenleniyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Kafkasya Bölgesel İş Birliği Platformu'nun 3. Toplantısının açılış konuşmasında, **"Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in insani felaket ve zulüm sarmalı, bölgesel düzeyde diyalog ve iş birliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor"** açıklamasında bulunarak toplantının önemine atıfta bulundu.

**Toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov katılıyor.**

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuşmasında şunları söyledi:

“Bugün, Güney Kafkasya’da kalıcı barışın temini ve işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi amacına matuf bir istişare zemini olan 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3’üncü toplantısı için bir araya gelmiş durumdayız. Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Rusya Dışişleri bakanlarına ve heyetlerine İstanbul’a hoş geldiniz diyorum.

**Kısaca 3+3 Platformu olarak tanımladığımız bu mekanizmanın oluşturulması fikri, 2. Karabağ Savaşı’nda ateşkesi sağlayan 9 Kasım 2020 tarihli 3’lü bildirisinin imzalanmasını izleyen haftalarda ortaya çıktı.** Temel hedefi Güney Kafkasya’yı yakından ilgilendiren tüm konuların ele alınacağı bir zemine duyulan ihtiyaca cevap vermektedir. Platformun adının 3+3 olmasına rağmen salonda maalesef bir katılımcımız eksik.

Yakın komşumuz ve dostumuz Gürcistan’ın yerinin baki olduğunu ve arzu ettiği zaman bu platforma dahil olabileceğini sizlerin önünde bir kez daha ifade etmek isterim. Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in insani felaket ve zulüm sarmalı, bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Güney Kafkasya’ya bakışımızın temelinde de bölgesel sahiplenme anlayışımız bulunmakta. Bölgesel sorunları en iyi, o bölgenin devletlerinin bildiğine ve onların çözebileceğine inanıyoruz. Nitekim bu vizyonumuzun tezahürü olarak toplantımızın ana neticelerine dair bir ortak bildiriyi de görüşmelerimizin sonunda kabul etmeyi öngörüyoruz”


Güney Kafkasya Bölgesel İş Birliği Platformu Toplantısı Düzenleniyor

Hamas lideri Yahya Sinvar, Gazze’de şehit edildi

Yahya-Sinvar-Şehit-Oldu_Köklü-Değişim.jpg

7 Ekim’de düzenlediği baskın ile işgalci ‘İsrail’e büyük bir hezimet yaşatılmasını ve yenilmezlik algısını kıran Aksa Tufanı’nın komutanı ve Hamas lideri Yahya Sinvar, Gazze’de işgalci Yahudi varlığıyla girdiği çatışmada şehit oldu. 

İki Hamas kaynağı, hareketin farklı kademelerinin liderleri Yahya Sinvar'ın şehit olduğuna dair teyit aldığını söyledi.

Gazze dışında bulunan bir kaynak, Hamas güvenlik yetkililerinin hareketin liderinin öldürüldüğüne dair işaretleri ilettiğini doğrularken, Gazze Şeridi'ndeki bir başka kaynak, ‘İsrail'in Refah'ta kaza sonucu öldürüldüğünü öne sürmesinden bir saatten kısa bir süre sonra “haberlerin Gazze Şeridi'ndeki liderliğe olağan güvenlik yöntemleri aracılığıyla iletilmeye başlandığını” belirtti.

Öte yanda işgalci ‘İsrail’ ordusu bugün yaptığı açıklamada, Sinvar'ın **“Gazze Şeridi'ndeki bir askeri operasyon sırasında”** öldürülmüş olma ihtimalini ‘İsrail’ Genel Güvenlik Servisi (Shin Bet) ile birlikte incelediklerini duyururken, bazı İbrani medya kuruluşları yetkililerin Sinvar'ın ölümünü doğruladığını ve şüpheli ceset üzerinde yapılan ilk DNA testinin “pozitif” çıktığını duyurduç

**’İsrail’in İftiraları Ortaya Çıktı**

61 yaşındaki Yahya Sinvar’ın zamanının büyük bölümünü Gazze Şeridi’nin altındaki tünellerde korumaları ve ‘İsrail’den kaçırılan rehinelerin oluşturduğu canlı kalkanlarla geçirdiği ileri sürülüyordu.

Ancak Hamas liderinin Gazze’nin güneyinde aldığı yaralar sonucu şehit olduğu ve çok az koruması vardı. Ayrıca yanında herhangi bir rehine de bulunamadı.

**Yeni Lider Halid Meşal**

‘İsrail’ ordusunun Hamas Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar'ı Gazze’de şehit edilmesinin ardından örgütün başına yurtdışı temsilcisi Halid Meşal’in getirildiği belirtildi.

Halid Meşal’in hareketin başkan vekilliği görevini üstlendiği ve rehinelerin serbest bırakılması müzakerelerinde yer alan kilit taraflarla tüm iletişimden sorumlu olduğu ifade edildi.

Kaynaklar, **“Hamas yönetiminin Türk, Katarlı ve Mısırlı yetkilileri Sinvar'ın Tel el Sultan operasyonu sonucunda öldüğü konusunda bilgilendirdiğini ve öldürülmesinin ardından esir değişimi ve savaşın sona erdirilmesine ilişkin müzakerelerin giderek zorlaşacağını vurguladığını” aktardı.

**Biden Netanyahu ile Görüştü: İstihbarat ABD’den**

ABD Başkanı Joe Biden ‘İsrail'in Hamas lideri Yahya Sinvar'ın öldürüldüğünü doğrulamasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, DNA testlerinin Sinvar'ın öldüğünü doğruladığını söyledi. Başkan Biden, **"İsrail, ABD ve dünya için iyi bir gün"** dedi.

Biden Yahya Sinvar’ın şehit edilmesinin ardından ‘İsrail’ Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüştü.

Beyaz Saray’dan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, iki liderin, bu anın **“rehinelerin eve getirilmesi, ‘İsrail’in güvenliği ve Hamas’ın Gazze’yi bir daha asla kontrol etmemesi sağlanacak şekilde savaşı sonlandırmak üzere nasıl kullanılabileceğini”** görüştüğü ifade edildi. 

Biden, **"Şimdi Gazze'de iktidarda Hamas olmadan yeni dönem, hem ‘İsrailliler’ hem de Filistinliler için daha iyi bir gelecek sağlayan siyasi bir çözüm için bir fırsat var. Yahya Sinvar bu hedeflerin ulaşılmasına yönelik büyük bir engeldi. Bu engel artık yok"** diyerek Netanyahu’ya müzakere masasın gösterdi. 

Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı önümüzdeki günlerde bölgeye göndereceğini söyleyen Biden, ateşkes konusunda daha umutlu olduğunu belirtti.

Başkan Biden, Gazze’de savaş sonrası dönemin nasıl olacağı, **Gazze’nin güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve bundan sonra nasıl ilerleneceği üzerine çalışacaklarını belirtti.** Savaşın ne zaman sona ereceğine ilişkin bir soruya da Biden, **“Umuyorum ki çok kısa zamanda”** yanıtını verdi.

**Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan**, Yahya Sinvar dahil Hamas liderlerinin çoğunun Amerika'nın istihbarat desteğiyle takip edildiğini ve gizlendikleri yerlerde tespit edildiklerini vurguladı.

Sullivan bununla birlikte Sinvar’ın öldürülmesinin İsrail ordusunun operasyonu olduğunu da sözlerine ekledi.

ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü Pat Ryder da düzenlediği basın toplantısında, Amerikan askerlerinin Sinvar’ın öldürülmesinde doğrudan bir dahli olmadığını söyledi.
Gelişmelerin ardından ‘İsrail’ Savunma Bakanı Yoav Gallant ile telefonda görüşen **ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de**, Yahya Sinvar’ın öldürülmesinin **“kalıcı bir ateşkesin sağlanmasına yönelik olağanüstü bir fırsat sunduğunı”** belirtti.


Komutan Sinvar, Cephede Şehit Oldu

Vuslat Dergisi genel yayın yönetmeni İlhami Pınar vefat etti 

Vuslat Dergisi’nin Acı Kaybı_İlhami Pınar Vefat Etti_Köklü Değişim.jpg

Vuslat Dergisi Genel  Yayın Yönetmeni İlhami Pınar, geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat etti. 

İlhami Pınar’ın cenaze namazı, dün ikindi namazını müteakiben İstanbul Kağıthane’de bulunan Sultan Selim Merkez Camii'nde kılındı.

Köklü Değişim olarak; İlhami Pınar’a Allah’tan rahmet, ailesi ve Vuslat Dergisi camiasına da sabr-ı cemil diliyoruz. 

Vuslat Dergisi’nin Acı Kaybı: İlhami Pınar Vefat Etti 

“Golan Cephesi”nin açılmasını önlemek isteyen Rusya ve Suriye’den yeni tedbirler

Esed Rejimi ve Rusya’dan, ‘İsrail’i Koruma Önlemleri_Köklü Değişim.jpg

‘İsrail’in İşgali altındaki Suriye toprağı Golan’da yeni bir cephe açılmaması için Rusya ve Esed rejimi yeni tedbirler alıyor.

Şam yönetimi, işgal altındaki toprakları Golan Tepeleri'nde ‘İsrail’ ile bir savaşa sürüklenmemek için İranlı milislerin ve Lübnanlı Hizbullah'ın hareketlerini Ruslarla anlaşarak katı askeri emirler yayınlayarak kısıtladı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından hazırlanan rapordan aktardığına göre Şam, Golan'a komşu bölgedeki hareketleri kısıtladıktan sonra, bunu, insansız hava araçlarının potansiyel olarak işgal altındaki Golan'a ve ‘İsrail'in iç kesimlerine doğru fırlatılabileceği Rif Dimaşk Humus ve Humus Çölü vilayetlerini de kapsayacak şekilde genişletti.

‘İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı başlattığı savaşı Suriye'yi de kapsayacak şekilde genişletme ihtimalinin artması ve Şam'ın bu savaştan kaçınmaya çalışması üzerine Moskova, Suriye'deki duruma siyasi çözüm bulunmasıyla ilgili **“Astana yolunun”** ilerletilmesinden yana olduğunu iletti ve yeni bir toplantı yapılması için baskı yapıyor. 

‘İsrail’ sık sık Suriye’de askeri operasyonlar düzenlese de hedefinde İran ve İran’a bağlı milisler olduğu biliniyor. Daha önce Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşen Netanyahu, Esed rejimi ile bir sorunları olmadığını ve 40 yıldır Golan’da tek kurşun sıkılmadığını ifade etmişti. 

**İşgalci Lazkiye’yi Vurdu**

Suriye resmi medyasında bugün yer alan haberlere göre şafak vakti gerçekleşen ‘İsrail’ “saldırısı”, Akdeniz'deki kıyı kenti Lazkiye'yi hedef aldı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ise ‘İsrail’ bombardımanının Lazkiye'de Hizbullah'a ait bir mühimmat deposunu hedef aldığını duyurdu.

Suriye Arap Haber Ajansı’nın (SANA) aktardığına göre ‘İsrail’ saldırısı yangınlara neden oldu ve itfaiye ekipleri yangını söndürme çalışmalarını sürdürüyor.

Bölgede Esed rejimi ve Rusya’nın hava savunma sistemleri olmasına rağmen ‘İsrail’ bölgede çok rahat operasyonlar yapabiliyor. 

Kısa süre önce medyada yer alan bir habere göre ise ‘İsrail’e ait tankların Golan’ı aşarak Suriye’nin Kuneytra bölgesine girdiği ileri sürülmüştü. 


Esed Rejimi ve Rusya’dan, ‘İsrail’i Koruma Önlemleri 

Bursa’da görülen Hizb-ut Tahrir davasında mahkeme, tüm sanıklara beraat verdi

Hizb-ut-tahrir-yargılamasında-beraat.jpg

Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 21 sanıklı Hizb-ut Tahrir davasında, mahkeme heyeti yargılanan tüm sanıklar lehinde beraat kararı verdi. 

“FETÖ” olarak adlandırılan paralel devlet yapılanmasının aktif olduğu 2014 yılında “FETÖ”cü savcılar ve emniyet mensuplarınca yapılan operasyonlar sonucunda açılan davanın dünkü oturumunda, Cumhuriyet savcısı, tüm sanıklar için ceza isterken mahkeme heyeti, “sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri yönünde her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve maddi delilin bulunmadığı ve bu itibarla suçu işledikleri sabit olmadığına” dolayısıyla “Hizb-ut Tahrir’in Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kanunlar kapsamında terör örgütü sayılamayacağına” dair değerlendirme yapılarak beraat kararı verdi. 

1953 yılında kurulan ve dünya çapında fikrî ve siyasi çalışmalar yürüten Hizb-ut Tahrir’in, emniyet ve MİT raporlarına göre de “cebir ve şiddet” olayına karışmadığı biliniyor. Zaman zaman “siyasi” yargılama süreçleriyle bu tip davalar açılıyor ve hapis cezaları veriliyor. 

Râşidî Hilafet Devleti’nin yeniden ikame edilmesi için dünya çapında fikrî ve siyasi çalışma yürüten Hizb-ut Tahrir, kolluk kuvvetleri ve bazı alt mahkemeler tarafından zulme maruz bırakılıyor ve toplumla kaynaşmasının önüne geçmek için hukuksuz gözaltı ve tutuklama kararları veriliyor.

Anayasa Mahkemesi’nin defalarca "terör örgütü olarak yargılanamayacağına dair hak ihlali kararları"na rağmen bazı yerel mahkemeler tarafından bu zulüm ısrarla sürdürülüyor.


Bursa’daki Hizb-ut Tahrir Davasında Tüm Sanıklara Beraat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barzani'yi kabul etti

Köklü-Değişim,Erdoğan,-Barzani-İle-Görüştü-.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani'yi kabul etti.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, sabah saatlerinde Ankara'ya geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara'ya gelen Barzani, görüşme öncesinde **Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın** ile görüştü.

Barzani, bu görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul edildi.

Görüşmede, Türkiye-Irak ilişkileri ve IKBY ile iş birliği üzerinde fikir teatisinde bulunuldu; bölgesel ve küresel gelişmeler ele alındı.


Erdoğan, görüşmede terör tehdidine karşı iş birliğinin önemini vurguladı. Türkiye'nin terörle mücadeleye karşı politikaları ve Türkiye'nin IKYB'ye karşı duruşu konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.

**‘İsrail'in Gazze ve Lübnan saldırısı sonrasında bölgede muhtemel senaryolar ele alınırken, görüşmede, Irak'ın çatışmadan uzak durmasına yönelik mesajların da söz konusu olduğu aktarıldı.**

Görüşme sırasında ayrıca Erdoğan tarafından Kalkınma Yolu Projesi'nin faydalarına da vurgu yapıldı. Erdoğan, Kalkınma Yolu Projesi'nin tüm bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı yapacağını belirtti.

Kalkınma Yolu'nun hem Türkiye hem de Irak'tan geçen 20 milyar dolarlık bir proje ve projenin bir kısmı IKYB topraklarından geçiyor. 







Erdoğan, Barzani İle Görüştü 

ABD, Gazze'ye ulaşan insani yardımların iyileştirilmesi için 30 gün süre verdi 

Köklü-Değişim,ABD'den-'İsrail'e-Gazze’yi-30-Gün-Daha-Aç-Bırakabilirsin-Mektubu-.jpg

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Gazze'ye ulaşan insani yardımların iyileştirilmesi için işgalci ‘İsrail’ hükümetine 30 gün süre tanındığını açıkladı. Miller, aksi takdirde ‘İsrail'e bazı askeri yardımların kesilebileceği uyarısında bulunulduğunu ifade etti.

İşgalci ‘İsrail’i 1 yıldır askeri ve siyasi olarak destekleyen Washington, sık sık Gazze’ye yardım kamyonlarının girişinin engellenmemesi için  yıldır çağrılarda bulunsa da bunun sahada somut bir karşılığı bulunmuyor. 

Bu kapsamda, **ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller**,günlük basın toplantısında, ABD'den ‘İsrail'e, Gazze'deki insani durumun düzeltilmesinin istendiğine dair mektup gönderildiğini teyit etti.

Miller, **"Bakan (ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken), Savunma Bakanı (Lloyd) Austin ile, pazar günü İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'a ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'e, Gazze'ye ulaşan insani yardım seviyeleriyle ilgili endişelerimizi açıkça belirtmek için bir mektup yazdı"** detayını paylaştı.

Normal şartlarda bu mektubu açıklamayı amaçlamadıklarını belirten Miller, **"Artık kamuoyu bildiğine göre, bunu teyit etmekten ve hakkında konuşmaktan mutluluk duyuyorum."** sözleriyle, ‘İsrail'e "yardımların iyileştirilmesine yönelik harekete geçmesi için" 30 gün süre tanındığı bilgisini teyit etti.

**“Bazı Askeri Yardımlar Kesilebilir"**

Miller, İsrail'in 30 gün içinde insani durumu iyileştirmek için harekete geçmemesi durumunda bazı askeri yardımların kesilebileceği uyarısında bulunulduğunu duyurdu.

Miller, mektubun, Filistinli sivillere ulaşan insani yardım seviyeleriyle ilgili ‘İsrail’ ile devam eden uzun süreli görüşmeler ve ABD tarafının bu konudaki endişeler bağlamında ele alınması gerektiğini bildirdi.

‘İsrail'e bu konuda 30 gün süre verilmesinin, 3 hafta sonra yapılacak ABD seçimleri ile bağı olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Miller, bu tarz taleplerin ilk olmadığını, Gazze'ye yardım kamyonu geçişlerinin bu süreçte bazen yükseldiğini söyledi.

Miller, ‘İsrail'e yapılan mektuplu ihtarın, son birkaç ayda yardımların yüzde 50'den fazla düşmesi ve eylül ayında en düşük seviyeye ulaşmasıyla bağlantılı olduğunu ifade etti.

Gazze’deki, barbar saldırılarda her gün onlarca Müslüman vahşice katledilirken, açlık ve susuzluğun hüküm sürdüğü bölge, işgalci Yahudi varlığının olmayan vicdanına terk edilmiş durumda. İslam beldeleri tonlarca yardım gönderdiklerini açıklasa da bu yardımlar sınırdan sokulamadığı için kamyonlarda çürümeye terk ediliyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AK Parti Kongre Merkezi'nde 'Filistin'in Geleceği Konferansı'ndaki konuşmasındai "Gazze'ye 84 ton yardım gönderdik. Bu yardım ile Türkiye olarak, Gazze'ye en çok yardım gönderen ülke konumuna geldik." açıklamasında bulunmuştu. 





ABD'den 'İsrail'e 'Gazze’yi 30 Gün Daha Aç Bırakabilirsin' Mektubu 

Dışişleri Bakanı Fidan, Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi ile görüştü

Köklü-Değişim,Fidan-ve-Ürdünlü-Mevkidaşı-Görüştü.jpg

**Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdün Dışişleri Bakanı Eyman es-Safedi’nin**, Ankara'da bir araya geldiği görüşme sonrası 1 yıl içinde yapılan konuşmaların benzeri açıklamalarda bulunuldu ve Gazze için somut bir adımdan bahsedilmedi. 

Görüşmenin ardından basın toplantısı için kameralar karşısına çıkan bakanlar, ‘İsrail'in Lübnan'daki saldırılarına ve Orta Doğu'daki son durumu konuştu. İkilinin görüşmesinde ayrıca ikili ilişkilerdeki son durum, karma ekonomik komisyonun ilk toplantısı ve savunma sanayii alanındaki iş birliği de gündeme geldi. Görüşmenin ardından yapılan basın toplantısında, Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi, ‘İsrail'in Lübnan'a saldırıları konusunda, **"İsrail'in istediği şey iddia ettiğinden çok daha fazla"** derken Bakan Fidan da **"Son bir yılda yaşananlar, Orta Doğu ülkelerinin daha bağımsız bir dış siyaset izlemelerini mümkün kılacak, Netanyahu'nun yol arkadaşları bu bölgedeki etkilerinin giderek azaldığını inşallah görecekler"** ifadeleriyle temenni ve dileklerden oluşan ve somut bir adım taşımayan açıklamalar yaptılar. 

‘İsrail'in kendi müttefiklerinin çağrılarını dahi yok saydığını ve çocuklar için sütün bile Gazze'ye girmesine izin vermediğini söyleyen Safedi, "**’İsrail bütün dünyaya meydan okuyorsa, uluslararası meşruiyete meydan okuyorsa, kulak vermiyorsa caydırıcı adımlar atmak gerekir"** dileğinde bulundu.

‘İsrail'e karşı BM yetkileri kapsamında adımlar atılması gerektiğini belirten Safedi, **"’İsrail'in Filistinlileri ve masumları öldürmek, altyapıları yok etmek için kullandığı silahların ‘İsrail'e verilmesinin engellenmesi gerekiyor"** temennisinde bulundu. 

**Dışişleri Bakanı Hakan Fidan** da ‘İsrail'in Lübnan'ı adım adım işgal ettiğini ve ülkedeki Birleşmiş Milletler (BM) Geçici Barış Gücüne saldırdığını ifade ederek **"Bugün ‘İsrail’, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik başlıca tehdit haline gelmiştir ancak ‘İsrail’, bu suçu tek başına işlememekte. ‘İsrail'in elinden tutan, ona silah veren ülkeler var. ‘İsrail'e siyasi destek sağlayanlar var" ifadeleriyle “dost ve müttefik” olarak nitelediği ABD’yi işaret etti.

Bakan Fidan’ın açıklamaları şöyle:

“Bu bölgenin insanları soykırımcı Netanyahu'yu unutmayacak, bu bölgenin insanları Netanyahu'nun en yakın dostlarını da unutmayacak. ‘İsrail'e soykırımı yapması için verilen destek hep hatıralarda, akıllarda kalacak. Son bir yılda yaşananlar, Orta Doğu ülkelerinin daha bağımsız bir dış siyaset izlemelerini mümkün kılacak, Netanyahu'nun yol arkadaşları bu bölgedeki etkilerinin giderek azaldığını inşallah görecekler"

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen kabulde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da katıldı.

![Köklü Değişim,Erdoğan, Ürdün Dışişleri Bakanıyla Görüştü.jpg](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Erdogan_Uerduen_Disisleri_Bakaniyla_Goeruestue_b4a71cf24b.jpg)


Fidan ve Ürdünlü Mevkidaşı Görüştü: Gazze İçin Somut Bir Adım Yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’in Geleceği” konferansında konuştu

Köklü-Değişim,Erdoğan,-Filistin’in-Geleceği-İçin-İşgalleri-Tanıyan-Planı-Sundu.jpg

AK Parti’nin düzenlediği "Filistin'in Geleceği Konferansı"nda konuşan Cunhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 78’i işgal edilmiş Filistin topraklarının geri kalanında bir Filistin devletçiğini öngören plan için çalıştıklarını ifade etti. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha İsrail tehlikesinin Türkiye'ye yaklaştığını belirtip "Ülkemize yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyoruz." dedi. Her türlü tedbiri aldıklarının da altını çizen Erdoğan, "Tüm imkansızlıklara rağmen vatan topraklarını kahramanca savunan Filistin halkının yanında sapasağlam duruyoruz ve duracağız." diye konuştu. Gazze'ye en çok insani yardım gönderen ülkenin Türkiye olduğunu, İsrail'e somut tedbirler alan tek devletin yine Türkiye olduğunun dile getiren Erdoğan, "1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen konferansta konuştu. 

Filistin’in geleceğinin konuşulduğu konferansta, **"1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz"** ifadeleriyle bu tarihe kadar olan işgalleri meşru sayan ve Filistin topraklarının geri kalan küçük kısmında sembolik bir Filistin devletçiğini öngören ABD’nin “İki Devletli Çözüm” planına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘İsrail’ yayılmacılığının nereye uzanacağını tahmin ettiklerini belirtip **“Ülkemize yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyor, her türlü tedbiri alıyoruz."** dedi. 

Filistin ve Gazze halkının yanında olduklarına dikkat çeken Erdoğan, Gazze'ye kış mevsiminden önce daha fazla insani yardım ulaştırılması noktasında uluslararası toplumun daha fazla gayret sarfetmesi gerektiğinin altını çizdi.

Gazze'ye gönderilen insani yardımların toplam miktarının 84 bin tonu geçtiğini de sözlerine ekleyen Erdoğan, **"Türkiye, Gazze'ye en fazla yardım ulaştıran ülke"** olduğunu söyledi.

Gazze'deki katliama en güçlü tepkiyi gösteren ülkenin Türkiye olduğuna da işaret eden Erdoğan, **"Önce 54 kalemde ardından da bütün kalemlerde ‘İsrail’ ile ticari ilişkiyi durdurduk. 9,5 milyarlık ticaret hacminden sarfı nazar ettik"** diye ekledi.


Erdoğan, mücadeleye devam edeceklerini de bildirip **"Filistin devleti kurulana dek yılmadan yorulmadan mücadeleye devam ettireceğiz"** taahhüdünde bulundu. 

Erdoğan, 7 Ekim’den sonra başlayan katliamlardan yaklaşık 7 ay sonra işgalci ‘İsrail’ ile ticareti sonlandırsa da özel şirketler halen ‘İsrail’e mal taşıyor. Ayrıca Azerbaycan enerji şirketi SOCAR, Türkiye limanlarını kullanarak ‘İsrail’e petrol taşıyor. Ankara, tüm bu olup bitenlere rağmen ‘İsrail’deki elçiliği de açık tutuyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Filistin meselesinin ‘konuşulmasını’ özellikle içinden geçtiğimiz bu kritik dönemde tüm yönleriyle ele alınmasını çok önemli buluyoruz. Mazlumlarla dayanışma içindeyiz.

Geçen yıl 7 Ekim'de ‘İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı saldırılar Filistin meselesini tekrar gündeme taşıdı.

50 bin masumun hayatına mal olan Filistin halkına olan zülmü bir kez daha tüm dünyanın dikkatine getirdi. Şimdi de Lübnan'a uzanan ‘İsrail'in soykırım politikası, insanlığın siyonistizmin gerçek yüzüyle tanışmasına da vesile oldu.

BM Güvenlik Konseyi ile uluslararası örgütlerin ‘İsrail'in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük acze düştüklerini hep beraber yüzümüz kızararak takip ettik. Canlı yayında gazeteciler kurşunlandı. Hastaneler, camiler, okullar vuruldu. Sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı.

**“‘İsrail’e Devlet Dersem Yanlış Olur”**

Söz konusu Filistin olunca, Gazzeli Lübnanlı mazlumlar olunca nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine, nasıl 3 maymunu oynadıklarına yine sizlerle birlikte şahitlik ettik.

360 kilometrekarelik daracık alana sıkıştırdıkları 2 milyon insana her türlü zulmü reva gördüler. Her ne kadar dünya ‘İsrail’ vahşetine 7 Ekim'den sonra gözlerini açmış olsa da Filistin halkı bu zulmü on yıllardır yaşıyor. ‘İsrail'in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Esasında Filistin'de kan, gözyaşı, zulüm hiçbir zaman dinmedi.

‘İsrail’ devleti 1948 yılında kuruldu. Buna devlet dersem yanlış olur. İlk adımı böyle atıldı. Filistin halkının gözünde 14 Mayıs 1948 büyük bir felaket demekti. ‘İsrail’ güçleri Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi sürgün etti. Filistinlilere ait 675 köyü ve kasabayı yok etti. Binlerce Filistinliyi öldürdü.

**‘İsrail’, Filistin topraklarının yüzde 85'ini işgal etmiş durumdadır.** ‘İsrail’, milyonlarca Filistinliyi göçe zorlamıştır. Sadece Nekbe'de sürgün edilen Filistinli sayısı 1 milyona yaklaşıyor. Bugün dünya genelinde evlerine dönmeyi hasretle bekleyen, hatta zorla çıkarıldıkları evlerinin anahtarını saklayan 6 milyonu aşkın Filistinli mülteci bulunuyor. İllegal yerleşimcilerin sayısı, gasp ettikleri Filistin toprağı her yıl katlanarak büyüyor.

Giderek şımaran, giderek azgınlaşan ‘İsrail’ durdurulmadığı taktirde bu yayılmacılığın nereye uzanacağını tahmin edebiliyoruz. Ülkemize yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyor, her türlü tedbiri alıyoruz.

**BM’ye Eleştiri**

Kendi personelinin hakkını korumayan bir Birleşmiş Milletler, başkalarının hakkını nasıl savunacak? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bölgemizin kan deryasına dönmesini, Gazze'de sivillerin diri diri yakılmasını daha ne kadar seyredecek?

Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

**ABD’nin İki Devletli Planını Çözüm Olarak Gösterdi**

Elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız. Milletimiz boykot ve protesto gösteriyle katliama tepkisini ortaya koyuyor. Tüm imkansızlıklara rağmen vatan topraklarını kahramanca savunan Filistin halkının yanında sapasağlam duruyoruz ve duracağız.

**Filistin devleti kurulana dek yılmadan yorulmadan mücadeleye devam ettireceğiz. Zafer Gazze ve Lübnan'da inananların olacaktır. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Büyük acılar yaşansa da Allah'ın izniyle bu süreç, 1967 sınırları temelinde özgür bir Filistin devletinin kurulmasıyla neticelenecektir.”**


Erdoğan, Filistin’in Geleceği İçin İşgalleri Tanıyan Planı Sundu

Erdoğan’dan BM Güvenlik Konseyi’ne, “Bunun adı acizlik” ifadesiyle tepki gösterdi

Köklü-Değişim,Erdoğan,-Yine-BM’yi-Hedef-Aldı-“Bunun-Adı-Acizlik”.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından düzenlenen basın açıklamasında, ‘İsrail’in saldırganlığına göz yumduğu gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni de eleştirdi, ABD ve Batı’nın desteğini alan ‘İsrail’in bölgedeki saldırganlığının süreceğini söyledi.

Erdoğan’ın açıklaması şöyle: 

**“‘İsrail’in Gazze’de durmayacağını, gözünü bölgedeki diğer ülkelere dikeceğini ilk günden beri her fırsatta ifade ettik. ‘İsrail'in Lübnan'a yönelik başlattığı son saldırılar endişelerimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Netanyahu kabinesinden yapılan açıklamalar, ‘İsrail’in, Lübnan’ı işgalle yetinmeyeceğini de net bir şekilde ifade ediyor. ‘İsrail’ tankları UNIFIL bölgesine giriyor, Barış Gücü askerlerine saldırıyor ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tüm bu haydutlukları tribünden sadece seyrediyor. Bunun adı acizliktir, ‘İsrail’ saldırganlığına teslim olmaktır”**

**Erdoğan, Muhalefetle Yumuşama Sürecine Sahip Çıktı**

**“Her kim yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa milletimize kötülük yapıyordur”**

Erdoğan, Başta 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçiminde rakibi olan Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere 31 Mart seçimlerinin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başlattığı normalleşme ve yumuşama sürecine eleştirel yaklaşanları da eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, **“Her kim siyasetten topluma yayılan yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa kesinlikle Türkiye'nin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim siyasi hırslarını ve ideolojik ön kabulünü bir kenara koyamıyorsa milletimize kötülük yapıyor demektir”** eleştirisinde bulundu.

**“Türkiye Son Dönemde Siyasette Bir Yumuşama İklimine Girdi”**

Erdoğan, konuyla ilgili açıklamalarına şöyle devam etti:

**“Siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı. Eş zamanlı olarak bu atmosferi henüz meyveye durmadan zehirlemeye yönelik girişimler de arttı. Partisi tarafından dışlanmış hatta istenmeyen adam ilan edilmiş, kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp, kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşması, yumuşama atmosferini provokatif ifadelerle hedef tahtasına koymasını asla iyi niyetli bilmiyoruz.”**


**Anayasa Tartışmaları: “Anayasa'nın İlk 4 Maddesiyle İlgili Herhangi Sorunumuz Yok”**

**“12 Eylül rejiminin silah dipçiği ile millete dayattığı Anayasa’nın Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Önyargıların esiri olarak ileri demokrasi hedefine ulaşılamayacağını herkesin idrak etmesini bekliyoruz. Tüm siyasi partilerin yeni Anayasa çağrımıza yapıcı cevap vermelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili partimizin ve Cumhur İttifakı’nın herhangi sorununun olmadığını, ilk 4 madde üzerinden yapılan tartışmaların da sürece katkı sağlamadığını tekraren ifade etmek istiyorum.”**


Erdoğan, Yine BM’yi Hedef Aldı: “Bunun Adı Acizlik”

Savunma sanayii katkı payıyla ilgili Bakan Şimşek'ten ilk açıklama geldi

Köklü-Değişim,Şimşek’ten-Savunma-Sanayii-Katılım-Payına-İlişkin-Açıklama.jpg

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı canlı yayında savunma sanayiine ek kaynak paketiyle ilgili yaptığı açıklamada, **"Zor bir coğrafyadayız, caydırıcılık gücünü artırmalıyız"** diyerek katılım payını gerekçelendirdi.

Yürütme ve yürürlülük dahil 12 maddeden oluşan **"Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi"** TBMM başkanlığına cuma günü sunuldu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı canlı yayında savunma sanayiine ek kaynak paketiyle ilgili ilk kez konuştu.

Bakan Şimşek’in açıklaması şöyle:

**"Ülkemizin caydırıcılık gücünü artırmak dışında hiçbir seçeneği yok. Bölgemizde bir ateş var, savaşlar var. Sıkıntılı bir mahalledeyiz. Kredi kartlarından savunma sanayiye aktarılacak kaynağın amacı ülkemizin caydırıcılığını artırmak. Bunun amacı çok net. Türkiye savunma sanayinde atılım içinde. 2000'li yılların başında savunma sanayi çok cüzi. Türkiye ihtiyaçlarının yüzde 80'inden fazlasını dışarıdan tedarik ediyor. Bugün tamamen terse dönmüş. 3500 firmamız savunma sanayine ekipman üretiyor. Çelik kubbe inşa edilecek. Ülkeyi koruyacak hava savunma sistemi kurulacak. Bunlar pahalı sistemler. 5. nesil uçağa uzun süredir para yatırıyoruz. Ürettik, uçuşlara başladı. Motor geliştirilmesi lazım. 1000'in üzerinde proje var. Bu kaynak gerektiriyor. İlave kaynak talebi oluştu"** 

AK Parti milletvekillerinin imzasıyla Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

İşgalci ‘İsrail’i tehdit olarak gösterip, TBMM’de kapalı oturum yapan hükümet bu atmosferde katılım payı için de kolları sıvadı. 

**Kanun teklifinde şu maddeler yer alıyor:**

-Vergi beyannamelerinden, gümrük idarelerine verilen beyannamelerden, sosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta prim bildirgeleri ve aylık prim ve hizmet belgesi ile muhtasar beyannamenin birleştirilerek verilmesiyle oluşturulan beyannamelerden alınan damga vergisi tutarı kadar, yıllık gelir vergisi beyannamelerinden ise damga vergisi tutarının yarısı kadar katkı payı alınacak.

-Öte yandan aynı amaçla **tapu ve kadastro işlemlerinden taşınmaz satışlarında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 lira, diğer işlemlerde adına işlem yapılandan 375 lira olarak katılma payı alınacak.**

-**Limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartlarının hamilleri her bir kart başına yıllık 750 lira katılma payı ödeyecek.**

-Noterlerde ise taşınmaz satışlarının noterler tarafından yapılması halinde belirlenen tutarda, **ilk defa tescili yapılacak olan araçların tescil işlemlerinde 3 bin lira, tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinde 1500 lira, noterlik ücreti alınan diğer işlemlerde işlem başına 75 lira katılma payı alınacak.**

-Söz konusu tutarlar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak yeniden değerleme oranında takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanacak.



Son Haberler