Hür Dava Partisine yönelik saldırılar son dönemlerde artış gösterdi ve artık can almaya başladı. Hür Dava Partisi tarafından hazırlanıp sivil toplum kuruluşları ile paylaşılan raporda, PKK ve yandaşlarınca son dört yılda üyelerine, derneklerine ve parti binalarına yönelik yapılan saldırılar ele alındı. Söz konusu raporda kendilerine taşlı, sopalı, molotoflu, bombalı ve silahlı 80 den fazla saldırı gerçekleştirildiği beyan edilmekte. Bu saldırılardan bir kaçı şöyle;
2012 yılının Mayıs ayında Hakkari Yüksekova’da Mustazaf-Der’e yönelik saldırıda dernek üyesi Übeydullah Durna’nın katledilmesi, 16 Mayıs 2014’de Diyarbakır Lice ilçesi Kıyı (Darakol) köyünde PKK tarafından kaçırılmak istenen bir Hüda Parlının karşı koyması üzerine kendisine ve çevresine rastgele ateş açılması üç kişinin yaralanması, 28 Mayıs 2014’de Mardin Dargeçit ilçesinde Hüda Par üyesi olan Mehmet Uğurtay’ın uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetmesi, aynı gün Diyarbakır Dicle ilçesinde, parti ilçe başkanı Ercan Alpaslan’nın PKK tarafından kaçırılması.
Failleri ve kastı belli bu saldırıların bir kısmını zikrettikten sonra saldırılar sonucu hayatını kaybeden Ubeydullah Durna ve Mehmet Uğurtay’a Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevdiklerine sabırlar dilerken tüm Hüda Par camiasına taziyelerimizi iletiyoruz. Aynı şekilde kaçırılan Ercan Alpaslan’ın selametle ailesine kavuşmasını diliyoruz. Kimden gelirse gelsin, Müslümanlara yapılan her türlü saldırıyı kınıyor ve bir daha olmamasını ümit ediyoruz.
Bilindiği üzere on yılı aşkın bir zamandır, Hizbullah cemaati silahı bırakmış, önce dernek düzeyinde sonra partisel bir örgütlenme ile faaliyetlerine devam etmektedir. Kendilerine yapılan bunca saldırı ve kışkırtmaya rağmen maddi anlamda bir karşılık vermemiştir. Ancak yaşanan son olaylardan sonra parti tabanında ciddi bir rahatsızlık oluşmuş ve karşılık verme isteği artmıştır. Aynı şekilde parti yöneticilerinin basına yaptıkları açıklamalarda yapılan uyarıların dozu artmış ve olası bir çatışmanın ortaya çıkaracağı olumsuzluklar dile getirilmiştir.
Doksanlı yıllarda yaşanan olayların ve acıların oluşturduğu travmayı daha tam olarak atlatamayan Kürt halkının, bugün yine bir takım şer güçlerin aynı süreci başlatma hevesinde olduğu görülmektedir.
Daha kısa bir süre önce “Demokratik İslam Kongresi” adı altında çalışma başlatan PKK’nın bu saldırıları İslam’a karşı samimiyetsiz bir tavır takındığının göstergesidir. Kendisinden başka hiçbir oluşumun söz söyleme hakkın tanımayan bu yaklaşım onların dillerinden düşürmediği demokratik yaklaşımlarla da tenakuz halindedir.
PKK, başta İslami oluşumlar olmak üzere, kendi kanatları altına girmeyen bütün oluşumlara gözdağı vermekte ve devletle sürdürdükleri süreç gereğince kendisini Kürt halkının tek temsilcisi olarak görmektedir. Bu süreç ile ölümlerin durması, genel kamuoyu için umut verici olmuştur. Ancak sivil halka yönelik yaptıkları cürümlere karşın devletin sessiz kalması başka kirli senaryoların yürürlükte olduğunu düşündürmektedir.
Bugüne kadar saldırılar ile mağdur olmasına rağmen Müslümanların hayrı için sükunetini koruyan Hüda Par camiasının bu sükunetini sürdürmesini temenni ederiz. Zira geçmişte yaşananlar ortada iken böyle bir çatışmaya girişmek Müslümanları dipsiz bir kuyuya sürüklemekten farksızdır. Hüda Par yetkililerinin yapması gereken tabanının karşılık verme isteklerine cevap vermek değil, sorunu çözmekle mükellef olan devleti harekete geçirmektir. Diğer taraftan sivillere karşı kaçırma ve saldırılarda bulanan örgütün, bir an önce bu cürümlerinden vazgeçmesini diliyoruz. Aynı şekilde tebaasını korumakla yükümlü devletin de vatandaşlarının başta can ve mal olmak üzere her türlü değerini koruma görevini, olması gerektiği gibi yerine getirmesini umuyoruz.