Yazarımız Yılmaz Çelik, gündemde yeniden tartışılmaya başlanan terör ve Kürt meselesini değerlendirdiği bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, Türkiye'deki laik zevat tarafından Müslümanlara karşı zaman zaman kullanılan "Yallah Arabistan'a!" söylemini değerlendiren bir makale yazdı...
Yazarımız Yılmaz Çelik, Türkiye'nin bölgedeki etkisi ve ABD'nin çıkarlarına olan güçlü desteği nedeniyle Amerika tarafından gözden çıkarılamayacağını ortaya koyan bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, sömürgeci ABD'nin "süper güç" olarak tanımlanmasının arkasında yatan unsurlara değinen bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, iktidarların toplumsal manipülasyon araçlarından biri olan "rızanın imalatı" konusunu konu edinen bir makale yazdı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, "işletme körlüğü" vakasının toplumlardaki yansımasını değerlendiren bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, toplumda giderek artan şiddet olaylarından hareketle köklü çözüme işaret eden bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, Hizb-ut Tahrir'e yapılan "kökü dışardalık" iftirasına, bir makale ile cevap verdi.
Yazarımız Yılmaz Çelik, tarihte izzetle İslam ümmetini korumuş, Hilafet mührünün yeniden bu topraklara vurulması gerektiğini ifade eden bir makale yazdı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, İslam toplumunun içinde bulunduğu fikrî zafiyeti dile getiren bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, kapitalist ideolojinin kriz üreten yapısını konu edinen bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, İsveç'teki Kur'an-ı Kerim yakma hadisesinden hareketle bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, Türkiye gündeminden hareketle bir manipülasyon stratejisi olan “Dead Cat Strategy”yi konu edinen bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, Müslümanın hayata nasıl bakması gerektiğine dair sorgulamaların yapıldığı bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, makalesinde; Hilâfet’in kurulmasını ütopya olarak görenlere tarihten örneklerle cevap veriyor.
Yazarımız Yılmaz Çelik, kapitalizmin tükendiğini, yıkılmak üzere olduğunu ortaya koyan bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, siyasal güven/sizlik konusunu işlediği bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik makalesinde, tüm sorunların kaynağı gibi gösterilen ekonomik krizlerin topluma etkisine ve toplumdaki sorunların asıl kaynağının ne olduğuna işaret etti.
Yazarımız Yılmaz Çelik, "Değerlerimize Sarılma Zamanı" başlıklı Ramazan 1442 kampanyası çerçevesinde "Vahdet" konulu bir makale yazdı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, Hilâfet’in yeniden ikamesi konusunda akla gelen sorulara cevap mahiyetinde bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, bizzat maruz kaldığı hadiseler üzerinden Hizb-ut Tahrir’e yönelik yargı zulmünü dile getiren bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik, Müslümanların korona sürecini fırsata çevirmeleri gerektiğini ifade eden bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Yılmaz Çelik makalesinde, günümüz kapitalist göz boyacıları ile firavunun sihirbazları arasındaki benzerliği ortaya koydu...
Yazarımız Yılmaz Çelik makalesinde, kaçırılan fırsatların bir daha gelmeyebileceğinden hareketle Müslümanın önüne çıkan fırsatları iyi değerlendirmesinin önemine vurgu yaptı.
Yazarımız Yılmaz Çelik makalesinde, dinin Allah’a has kılınmasının mahiyeti hakkında Müslümanlara bir takım hatırlatmalarda bulundu.
Yazarımız Yılmaz Çelik, kapitalist sonunu ve İslâm Devleti’nin ikamesinin zorunluluğunu Nuh Aleyhi’s Selam’ın kıssası üzerinden
Yazarımız Yılmaz Çelik makalesinde, maalesef Müslümanların bir çoğuna sirayet etmiş olan, ’sorunlar karşısında yanlış çözümlere başvurma’ meselesine değiniyor.
Filistin’in büyük bir bölümünden vazgeçerek ‘67 sınırları içerisinde bir devlet istemenin anlamı tek cümle ile “Filistin’i Yahudilere peşkeş çekmektir!”
Eğitimdeki bu kalitesizliğin kaynağı ise tatbik edilen laik seküler eğitim sistemi, kutsadıkları demokrasi ve özgürlükler fitnesidir.
Dolayısıyla Yargı artık Hizb-ut Tahrir hakkında net bir karar vermelidir. Bu hukuksuzluklar böyle devam edemez, etmemeli…
Bizler Müslüman şahsiyetler olarak herhangi bir vakıa hakkında hüküm verirken, mutlak olarak imanımız gereği İslam akidesinden yani Kur’an ve Sünnet perspektifinden olaylara bakıp ona göre hüküm vermeliyiz. Çıkar ya da sevgi bağımız
Bu iki tür bağımlılıktan başka bir bağımlılık daha vardır ki; diğer iki bağımlılıktan çok farklıdır. Bu ise toplumlara ve ümmetlere hayat verir. İzzeti ve şerefi onlara ulaştırır. Koltukları adına ümmeti asla satmaz. Ümmete ih
Dolayısıyla Müslümanlar veya toplum tercihini, ne ‘EVET’ten yana ne de ‘HAYIR’dan yana kullanmalıdır. Her iki tercih de topluma hiç bir hayr ve fayda sağlamayacaktır. Müslümanlar ve bütün bir toplum için hayr ancak İslam ve onun yö
Bir fermanı ile Avrupa’yı titreten ve dize getiren aslanlara bu gün ne kadar da ihtiyacımız var. Ama maalesef, Hilafet yıkıldı; o aslanlar da yok oldu...
Gün geçmiyor ki Müslümanlara dönük bir katliam haberi duyulmasın… Her gün ama her gün, hatta her saat, her dakika, her saniye Müslümanlar katledilmekte, kanları oluk oluk akıtılmaktadır. İstanbul’da, Halep’te, Musul’da, Doğu Türk
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık tartışmalarıyla ilgili konuştu.
II. Abdülhamid bu çevreler tarafından niçin sıklıkla eleştirilmekte, hatta bundan daha da öte tahkir edilmektedir. Bu soruya cevap vermeden önce şunları vurgulamakta fayda görüyorum.
15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasından sonra iktidar bir daha darbe teşebbüsünün olmaması veya risklerini en aza indirmek için birçok tedbirler almıştır. Bu alanda pek çok siyasi adımlar atmıştır.
Başbakan Davutoğlu’nun kurultay kararı alıp, kendisinin kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını açıklaması herkesi şaşırtmış gözüküyor. Yani herkesi ters köşe yaptı. Hiç kimse böyle bir sonucu beklemiyordu. Evet, Erdoğan
Şimdi gelin isterseniz bu meselenin siyasi arka planını hep birlikte irdelemeye çalışalım.
Erdoğan nasıl ki 1 Kasım seçimlerinde bir şekilde başarılı olmuş, yine aynı şekilde anayasa ve başkanlık sistemini de allem edip kallem edip bunu da referanduma götürmek isteyerek başarılı olmak isteyecektir.
Nasıl ki Suriye’de yaşamını yitiren Müslümanların ölüm haberlerini normal karşılıyorsak, artık bu ülkede de her gün yaşamını yitiren onlarca kişinin ölüm haberini de normal karşılamaya başladık.
Özellikle ülkemizde, İslam beldelerinin tamamında ve dünyada yaşanan son gelişmeler bize bir kez daha bütün insanlığın İslam ve onun yönetim nizamı olan Hilafet Devletine ne kadar muhtaç olduğunu göstermektedir.
Suriye’deki mübarek kıyamın üzerinden yaklaşık beş yıl geçti. Suriye halkı mücrim ve zalim Esed rejimi tarafından katledilmelerine ve zulme maruz bırakılmalarına rağmen şu ana kadar bu kıyamdan en ufak bir taviz dahi vermediler. Bu da
Suriye devrimin üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen sömürgeci kâfirler ve özellikle Amerika, diğer ülkelerdeki devrimlere kürtaj yaptırarak yönlerini çevirmeyi başarmışlardır
Vakıanın günlük hatta saatlik olarak değiştiği bir ülkede yaşıyoruz. Hal böyle olunca olayları netleştirmek ve onlara, doğru bir şekilde cevap vermekte zorlanabiliyoruz.
Peki, koalisyon masasının devrilmesinden sonra süreç nasıl işleyecektir?
7 Haziran genel seçimlerinden sonra çıkan tablo beraberinde siyasi bir belirsizliği gündeme taşımış ve bu belirsizlik şu ana kadar devam etmiş ve bu da toplumda ve bazı kesimlerde bir zihin karmaşasına sebebiyet vermiştir. Birileri tarafın
Bu söz ünlü Fransız asker ve devlet adamı olan Napolyon Bonapart’a ait bir sözdür.
Cumhurbaşkanı ve Hükümet arasında son dönemde bir takım konularda görüş ayrılıkları ortaya çıkmaya başladı.
Türkiye pazar sabahına Süleyman Şah Saygı Karakolu’na düzenlenen tahliye operasyonuyla uyandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son zamanlarda çeşitli platformlarda dile getirmiş olduğu dünya beşten (Birleşmiş Milletler) büyüktür sözü, Müslümanların duygularını okşar hale gelmiştir.
Geçen hafta Antalya’da 19.su düzenlenen Milli Eğitim Şurası gerçekleştirilmiştir.
Bir devletin, bir cemaatin ya da bir ferdin ihanet boyutu tesirinin çapı ne kadardır?
Bu köşeden siz sevgili dostlarımla uzun zamandan beri beraberiz.
Emniyetin içindeki paralel yapı iddialarına yönelik 22 ilde yapılan operasyonlarda, aralarında üst düzey emniyet mensuplarının da olduğu birçok polis memuru gözaltına alındı.
10 Haziran’da Irak-Şam İslam Devleti(IŞİD) Musul’u ele geçirmesinden sonra,
Sömürgeci kâfirlerin siyasetini takip eden bir takım ideolojik olmayan devletler, Onların kullanmış olduğu metot ve üslupları kullanmaktan geri durmazlar. Onların, meseleleri çözerken, iğrenç bir takım toplumsal araçları kullanarak, top
Seçim günü televizyon ekranlarında insanların oy vermek için nasıl bir hengâme ve fedakârlıklarla sandık başına gittiklerini
Merkez Bankasının dövizin ateşini söndürmek için faiz oranlarını yükseltme kararı almasına rağmen, dövizdeki yükselme devam
2014 yılına girdiğimiz şu günlerde toplumda var olan ayrışma veya kutuplaşmanın daha da arttığını görmekteyiz. Bilindiği gibi
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin kapatılacağını ve bunların iki sene içerisinde özel okullara veya açık liselere
Son yıllarda boşanma oranlarında büyük bir artış söz konusu olmuştur. Bu konuda alınan tüm tedbirlere rağmen bunun önüne
Aylardır üzerinde konuşulan ve herkesin merak ettiği ‘’Demokrasi Paketi’’ bizzat Başbakan Erdoğan tarafından
Zalim Suriye rejiminin Doğu ve Batı Guta bölgesinde gerçekleştirmiş olduğu son kimyasal silah saldırısından sonra başta
30 Haziran - 5 Temmuz tarihleri arasında 162 delegenin katılımıyla Kongra-Gel 9. Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda