SURİYE KIYAMI VE DAİŞ’in DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!
18 Kasım 2015

SURİYE KIYAMI VE DAİŞ’in DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!

Bizim hayır gördüklerimizde şer ve şer gördüklerimizde ise hayır olacağına inandığımız bir dine mensubuz Elhamdulillah.

Suriye’deki mübarek kıyamın üzerinden yaklaşık beş yıl geçti. Suriye halkı mücrim ve zalim Esed rejimi tarafından katledilmelerine ve zulme maruz bırakılmalarına rağmen şu ana kadar bu kıyamdan en ufak bir taviz dahi vermediler. Bu da bize oradaki kardeşlerimizin efsanevi duruşlarını göstermektedir. Bununla birlikte yaşananları akli olarak değerlendiren bir kişi tüm bunların şer bir durum olduğu vehmine kapılarak hatalı bir kanaat kendisinde hâsıl olabilir. Ya da bunun tersi bir durum da söz konusu olabilir. Dolayısıyla kişi kendisinde var olan mefhumlara göre bir değerlendirmede bulunur.

İşte tam da burada ezberleri bozan bir durum ortaya çıktı. Suriye kıyamı hem hayrı hem de şerri ortaya çıkardı. Senelerdir Batı’nın ve onun kalemşorluğunu yapan bir takım çevrelerin ne kadar yanıldıklarını hatta bundan daha ziyade ümmeti nasıl manipüle ettiklerine şahit olduk. Zira Batı küstah bir şekilde senelerdir bize İslam ümmetinin aralarında var olan etnik, dini ve mezhepsel bir takım farklılardan dolayı asla bir araya gelemeyeceği yalanını gece gündüz ezberletti. Fakat Suriye kıyamı bir hakikati ortaya çıkarttı. O da Müslümanların evlatlarının aralarında fıkhi meselelerde ne kadar ihtilaf olursa olsun ümmetin bir arada kardeşçe yaşayabileceğini tekrar gösterdi. Bunun yansımasını bizler Suriye’deki zulümden buraya hicret eden Müslümanlarda gördük. Özellikle de İstanbul’da yaşayanlar buna daha net bir şekilde şahit oldular. Ümmetin kırmızısından sarısına, beyazından siyahına kadar çeşitli renkleri görmek mümkün o şehirde. Özetle Kuzey Afrika’dan Asya’ya kadar bu ümmeti bağrına basmış bir şehir. İşte sadece bu fotoğraf bile ümmetin kaynaştığının en bariz görüntülerinden birisidir Subhanallah. İstanbul gerçekten de çok mübarek bir belde. Nasıl olmasın ki? Son payitaht. Belki de bu özelliğinden dolayı ümmetin kaynaştığının en bariz şehirlerinden biri olma özelliğine sahip.

Bununla birlikte bugün Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde dahi birçok Suriyeli ve başka Müslüman kardeşlerimiz bulunmaktadır. Aramızda bir takım örfi ayrılıklara rağmen aynı akideye sahip olmamızdan dolayı kardeşlerimizle bir kaynaşma yapabilmişizdir. Demek ki sömürgeci Batı’nın senelerdir dillendirdiği söylem ve fikirler iflas etmiştir. Allah’a hamdolsun ki mübarek Suriye kıyamı hakkı ve bâtılı ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla bizim hayır gördüklerimizde bir şer ve şer olarak gördüklerimizde ise bir hayır vardır ayeti tecelli etmiştir.

DAİŞ’e gelince, burada bu örgüt hakkında siyasi bir değerlendirme yapmayacağım. Zira bu konuda Hizb-ut Tahrir birçok neşriyatında DAİŞ’in nasıl bir oluşum olduğunu, amaç ve hedefinin ne olduğunu çok açık bir şekilde beyan etmiştir. Hani az önce bizim şer gördüklerimizde bir hayır vardır demiştik ya işte ben bu yöne değineceğim.

Sömürgeci kâfirler özellikle de küfrün başı olan Amerika her ne kadar bu asil ümmeti hilafetten soğutacak bir takım siyasi amellerde bulunmuş olsa da Suriye kıyamı bir kez daha ümmetin hilafete olan iştiyakını ve teveccühünü göstermiştir. Batılı devletler ümmeti bu kavramdan tiksindirmek ya da uzaklaştırmak istemiş olsalar da bunda başarılı olamamışlardır. Özellikle de Hizb-ut Tahrir Batı’nın bu tuzaklarını boşa çıkarmada büyük bir başarıya imza atmıştır. Şayet bugün ümmet Hilafet’i arzu ve talep ediyorsa bunda Hizb-ut Tahrir’in büyük bir katkısı vardır. Bunu sarfı nazar etmek son derece hatalıdır. Her ne kadar DAİŞ’in yapmış olduğu bir takım işler İslam’a ters düşse de, İslam’ın tasvip etmediği işleri yapmış olsa da Hilafet gerçeğini göz ardı etmemiz doğru değildir. Öyle ki bu örgüte katılan onlarca insanda bu özlemi görmek mümkündür. Sakın bu söylediklerim bazıları tarafından yanlış anlaşılmasın. Az öncede zikrettiğim üzere DAİŞ’in yaptıklarını savunmamız asla mümkün değildir. Çünkü sahih bir Hilafet’in nasıl olacağını ortaya koyan tek kitle Hizb-ut Tahrir’dir. Benim buradaki kastım bir takım samimi duygularla bu örgüte katılan Müslümanların hilafete karşı olan teveccühü ve özlemleridir. Ümmetin kalbinde olanların dışa vurumudur. Dolayısıyla Batı ve özellikle de Amerika çok tehlikeli bir oyun oynamaktadırlar. Allah'ın izni ile bu oyun ters tepecektir. Aynı zamanda Allah’a ve Resulü’ne sadık Müslümanlar az bir zaman sonra gerçek Hilafeti ortaya çıkaracaklardır. İşte bizim şer gördüklerimizde bir hayır vardır ayeti bir kez daha tecelli etmiştir Elhamdulillah.

Dolayısıyla Suriye kıyamı üzerine şunları söylememiz mümkündür.

Ümmet kaynaşamaz dediler. YALAN!

Ümmet aralarında var olan bir takım mezhepsel ve etnik ayrılıklardan dolayı bir araya gelemez dediler. YALAN!

Ümmet demokrasi istiyor dediler. YALAN!

Ümmet Hilafet istemiyor dediler. KÜLLİYEN YALAN!