Asırlar boyu dünyaya hâkim olan İslâm Hilâfet Devleti 97 sene evvel yıkıldı, Ümmetin beldeleri tarumar edildi.
İslam bizi dakikalarla, saniyelerle eğiterek bu hassasiyeti kazandırmak istiyor.
Eğitim; geçmişten günümüze gelen bilgi aktarımını sağlamada, geleceğe ışık tutmada, aydın düşünen nesillerin yetişmesinde önemli bir yer tutar.
Türkiye de dahil olmak üzere tüm ülkelerde “Paris İklim Anlaşması” konuşulmaktadır.
Osmanlı Devleti döneminde ise ecdadımız birbirine taziyede bulunurken “başımız sağolsun” dermiş.
Çağdaş cahiliyeye açtım gözlerimi ben. Kulağıma ezan okunurken demokrasi, laiklik enjekte edildi damarlarıma.
İslam aile akrabalık bağlarına çok önem veren bir dindir ve bize bunu öğütler.
Özgürlük kavramı; Sanayi Devrimi, Rönesans ve Reform hareketleri neticesinde modernitenin bir ürünü olarak 17.yy’da Avrupa’da ortaya çıkmıştır.
İslam düşüncesinin dayandığı temel esaslardan biri de insanın bu dünyaya imtihan edilmek için gelmiş olmasıdır.
Ümmet olarak Okçular Tepesi’nden sonra da Kur’an ve Sünnetin ne olursa olsun terk edilmemesi talimatına rağmen birçok kez tepeyi terk ettik
Söz; bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, kelam, laf, kavil gibi anlamlara gelir.
İnsanoğlunun dünyaya geliş gayesi onu yoktan var eden Rabbine hakkı ile kulluk etmek
Sistemler; insanlar gibidir. İkisi arasında pek bir fark yoktur.
Geçtiğimiz günlerde Ümmet olarak gündemimiz İslâm’a ve onun değerlerine saldıran insanlardı.
Allah-u Teâlâ’nın Kur’an-ı Kerim’de bildirdiği üzere insan imtihan ve Allah’a (svt) kulluk için yaratılmıştır.
Bir toplumun halkının kalkınmış olduğunu anlamanın yolu onların içinde yaşadıkları ekonomik ve siyasi sistemleri anlamaktan geçer.
İlk insan Hz. Adem’in (as) yaratılışından beri Allah’a (svt) ve emrine karşı isyan, kibirlenme ve küfür şeytanın önderliğinde başlamış ve Sünnetullah gereği de kıyamete kadar devam edecektir.
Tezahürleri en basit bir kalp kırıklığından bir can almaya kadar mal olabiliyor ne yazık ki.
İslam Ümmeti asırlardır farklı akımlara kapılmış, etkilenmemek için de çeşitli çalışmalar yapmıştı.
Diziler ve filmler bulunduğumuz çağın vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Bu Ramazan ayını da İslam Devleti çatısı altında geçiremiyor oluşumuzun hüznünü yaşıyor
Ramazan ayı, geçen yılın kirlerinden arınmamız, gelecek yıla takva ve salih amel azığıyla başlamamız için Rabbimizin Mümin kullarına ikramı ve lütfudur.
Unuttuk mu, dağıldık mı? Ne oldu bize, ne yaptık kutsal emaneti?
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesine erişebilmeyi nasip eden Allah-u Teâlâ’ya sonsuz hamd-u senalar olsun.
Sözlükte “büyüklük” anlamına gelen kibir (kibr) tevazunun karşıtı olarak; kişinin kendini üstün görmesi ve bu duyguyla başkalarını aşağılayıcı davranışlarda bulunması,
İtidal, bir Müslümanda olması gereken en önemli hasletlerdendir.
Bugün yaşanan ahlaki yozlaşma, iktisadi çöküş kısacası toplumun maddi-manevi yaşadığı tüm sıkıntıların müsebbibi olarak ülkemize göç etmiş Suriyeli, Afganistanlı vesair göçmenler görülmekte.
Bugün Müslümanlar arasında gençlerin ahlakı konusunda sıklıkla konuşulması aslında bir dertlenmenin neticesindesidir.
1953 senesinden bu yana Allah-u Teâlâ’nın Müslümanlar üzerin farz-ı ayn olarak yüklemiş olduğu sorumluluğu omuzlayan, İslam Devletinin olmayışını kendine dert edinmiş,
ilim o kadar hassas ve önemlidir ki başlarken niyet yalnızca Allah’ın (svt) rızası olmalıdır. Alınan ilim ise amel öncelikli öğrenim olmalıdır.
Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın izniyle üzerine yemin edilen on geceyi içinde barındıran Zilhicce ayına girmiş bulunmaktayız
İslami terim olarak kurban Allah’a yaklaşmak ve Allah’ın rızasına ermek niyetiyle kesilen ve kurban edilen hayvan demektir.
Gençlik hayatın en verimli şekilde geçirilmesi gereken dönemidir. Çünkü tarih gençleri altın harflerle yazmıştır.
Hicri yılbaşının yıl dönümü olan bugünlerde Hicretin ruhunu daha iyi anlamak adına gayretler sarf etmeliyiz.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de infak kavram olarak “Allah (svt) rızası için karşılığını beklemeden sevabını ahirette umarak harcama yapmaktır.”
İslam, hangi ırk, dil ve ülkeden olursa olsun, bütün Müslümanların birbirinin kardeşi olduğunu bildirir.
İnsanların karşılarına dikilip isteyerek veya istemeyerek, neşeyle veya ıstırapla takip ettikleri hayat tarzlarının yanlış olduğunu, bu hayat tarzını ve dayanağı olan inançları terk etmeleri gerektiğini ilan etmek kolay değildir.
3 Mart 1924 yılında Osmanlı Hilafet Devleti yıkılmış, yerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.
Karanlıklar içerisinde yolunu şaşırmış ve sorumluğunu unutmuş duruma düştüler.
Peygamberin (sav) mevlidi yani dünyaya teşrifleri penceresinden bakacak olursak şüphesiz alemlere rahmet olarak gönderilen Rasulullah’ın (sav) doğumu biz Müslümanlar için çok özel bir yere sahiptir.
Gençlik insana dünya hayatının maksadı olan ahireti kazanması için verilir.
Bizim davamız; Resul’den (sav) miras kalan, Ümmetin derdi ile dertlenen iman sahiplerinin, Selahaddin'i (rhm) muştulayan marangoz gibi elinden geleni yapabilme,
Batının karanlık çağında ortaya çıkan demokrasi fikri bir asırdır özelde Ümmeti genelde tüm dünya milletlerini zehirlemekte ve insanlık buna bizzat şahit olmaktadır.
5N1K dünya çapında sorunların çözümü noktasında yaygın olarak kullanılan bir inceleme yöntemidir.
İslam hayat, insan ve kainat hakkında bir fikir sunmuş, insanın bu dünyadaki yaşamı hususunda ise birtakım hükümler vermiştir.
Kulluk için gönderildiğimiz dünya hayatında tek gayemiz gayelerin gayesi olan Allah Subhaneu ve Teâlâ'yı razı etmektir.
Yeryüzündeki en büyük zulüm ise kuşkusuz Allah’ın (svt) hükümlerinin hâkim olmamasıdır.
Bir çoğumuz, ya görmezden geliyor ya da acıdığı için birkaç lira eline tutuşturuyoruz.
Yıllar önce dedelerimizin para kazanmak için gittikleri Avrupa’da Batı kültürü
“Gençlik nereye gidiyor! Gençlik bitmiş! İleride bizi bu gençler mi yönetecek! Bu gençlerden geleceğin anne ve babası nasıl olacak!”
Üç aylara girerken emri bil maruf nehyi anil münker farziyeti gereği rahmet aylarını hatırlatmak ve azıklanmak duasıyla...
7 iklim, 3 kıtanın hamisi ve hamidi, Müslümanların Halifesi, İslam’ın neferi, zalimlerin ve kâfirlerin korkulu rüyası Halifemiz Abdulhamid'e.
Müslümanlar olarak sorularımızın - meraklarımızın her birine en güzel biçimde cevaplar veren, hayatımızın her alanında, her yolumuzu hayır üzere bir çizgide belirleyen şüphesiz ki Kur’an ve Sünnettir…
Sözlerin kifayetsiz kalacağı bir makale yazmak...
Peki ya kulluk çantamız? Onu nereye koyduk? En son içine neler koyduğumuza ne zaman baktık?
13 asır boyunca Müslümanlar İslam Devletinin gölgesinde, birlikte, dinlerine bağlı bir şekilde güven ve huzurla yaşadılar.
Bizleri İslam itikadı üzere yaratan ve türlü nimetleri bizlere lütfeden Allah’a (svt) hamd-u sena ediyoruz.
Allah-u Teâlâ Hz. Adem’in (as) çocuklarını farklı ırklarda yaratmış, daha sonra insan nufüsü çoğalınca kabile halinde yaşamaya başlanılmıştır.
6 Şubat 2023, saat 04.17… Uzun yıllar zihnimizden atamayacağımız bir tarih ve saat artık.
Büyük bir aldatmacadan ibaret olan demokrasi oyununun seçim sahnesinin yaklaşmasıyla batıl nizamın bozuk partileri, efendilerine kölelik yapabilmek için iktidar olma yarışı içerisine girdiler.
Müslüman kadınlar olarak bizler yakın dönemde olaylara nasıl tepki verdiğimizi yeniden hatırlamalıyız.
Bugün Arakan katliamının yıldönümü.
Türkiye, yeni bir döneme adım atmak üzere 14 Mayıs 2023 seçimlerini beklemekte.
İnsan yaratılanlar içinde en faziletli varlıktır. Onu faziletli kılan aklıdır.
Ey iman eden genç! Birinci vazifen sana emanet edilen Kur’an-ı Kerim ve Sünneti son nefesine kadar ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Evlilik çağına yaklaşan, yavaş yavaş bu yola adımını atan her genç kızın hayali, tam takım bir çeyizdir herhalde.
Azık sözlükte anlam olarak “yiyecek, erzak” anlamlarına gelmiş olsa da Allah’ın kuluna vermiş olduğu en güzel nimettir.
Lut kavminden bu yana varlıkları bilinen eşcinsellik ve LGBT birçok toplumun mücadele sebebi olmuşlardır.
Koca bir dönem daha bitti. Her sene Eylül ayında başlayan eğitim maratonunun Haziran ayında karnelerin verilmesiyle son bulduğunu hepimiz biliyoruz.
İman ile küfür, hak ve bâtıl mücadelesi ilk insan Adem (as) ile birlikte başlamış ve kıyamet gününe kadar devam edecektir.
Hicret, Arapça kökenli bir kelimedir. Sözlükte; kişi veya kişilerin bulundukları yerden göç yoluyla ayrılmaları anlamına gelir.
İslam Devleti sahada varlığını kaybettiği günden bugüne çok gariptir ki İslâm dinine mensup olan Müslümanlar olarak “Kur’an” lafzına ne kadar aşina isek maalesef ki “Şeriat” lafzı için aynı durum söz konusu olamamaktadır.
İslam yeryüzündeki tek hakikat. Öyle ki Hz. Adem’den (as) günümüze kadar hak batıl savaşının kazananı, insanlığın aydınlığı ve rızayı ilahinin emri, cenneti kazanmanın da reçetesi.
Geçenlerde tanık olduğumuz LGBT sapıklıklarına bir yenisi daha eklendi.
Gün geçmiyor ki İslam düşmanlığına yeni bir üslup daha eklenmesin! Yüzyıllardan beri süregelen bu düşmanlıkta maalesef ki her türlü işkenceye, şiddete, işgale, tacize, tecavüze, hakarete ve saldırıya şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz.
Yaşadığımız her saat, her dakika hatta her saniye hesabını Alemlerin Rabbine vereceğimiz bir imtihandır. İmtihan yurdunda sınavlarımızı geçmek için ne yapıyoruz?
Din deyince aklına kan, taşlama, öldürme gelen kokuşmuş siyonist yahudi varlığı “israil”,
Kur’an-ı Kerim insanlara yol gösterici olarak gönderilmiştir.
Kur’an insanlara bir hidayet rehberi olarak indirilen ilâhi bir nurdur.
Müslüman; Kelime-i şehadet getirerek Allah'a teslim olmuş İslam dinini tercih ve kabul etmiş her kişidir.
Ölüm kalemimizin mürekkebini bitirmeden gelin Allah’a anlatacağımız nice güzel hikayelerimiz olsun.
Her sene Rebiulevvel ayının 12si geldiğinde Müslümanlar hareketlenir gün boyunca salavatlar getirilir, dualar yapılır, mevlidler yasinler okunur.
Acının ve gözyaşının rengi hala kan!.. Yıllardır süren, son zamanlarda yine zulmün sesinin arttığı Filistin sokakları yine en acısına şahit oluyor, kan ve gözyaşına...
Tam bir asırdır yeryüzüne ifsat saçan ideoloji, artık günden güne çöküşe koşar adımla gidiyor.
Sömürgeci kâfirler yüzyıllardır halklarını sömürerek kendi tahtlarını koruma altına almışlardır.
Filistin ve “İsrail” sorunu 1947 tarihinde başladı. O tarihten bu zamana kadar her yıl biraz daha vahim bir hal alan olaylar, 2023 yılında her zamankinden hareketli ve insanlık dışı bir duruma geldi.
Aylardır gündemimiz Filistin. Konuşmamız, alışverişimiz, ailemiz neredeyse hayatımıza dair her konu Filistin meselesine kanalize olmuş durumda.
slam Devletinin yıkılmasının ardından İslam'ın kaybolduğunu fark eden ve bir şeyleri değiştirmeye çalışan birçok parti ve grup ortaya çıkmaya başladı.
Filistin'de yaşanan son olaylarla bağlantılı olarak çoğumuzun Yahudilerin akidesi, siyaseti, tarihi ve diğer konularıyla ilgili birçok sorusu var.
İslam Ümmeti bir asırdır asla layık olmadığı bir konumda yaşamaktadır. Bu gizlenemez ve inkar edilemez bir gerçeklik olarak önümüzde durmaktadır.