İSLAMİ BİR OTORİTE KURMAK BÜTÜN MÜSLÜMANLARA FARZDIR
13 Nisan 2025

İSLAMİ BİR OTORİTE KURMAK BÜTÜN MÜSLÜMANLARA FARZDIR

Müslümanın bu dünyadaki gayesi yalnız Allah’ın (svt) rızasını kazanmak, hedefi ise O’nun (svt) dinini yeryüzüne hâkim kılmaktır. Anlayacağınız gaye, hedefe muhtaçtır. Çünkü Allah’ın rızası, onun dinini yeryüzüne hâkim kılmaktan geçer. Her Müslüman için elzem olan bu konu üzerinde durulması ve açıklanması gereken bir husustur.

Bilindiği üzere İslam’da kaideler vardır. Bu kaidelerden bir tanesi “vacibin kendisi ile tamamlandığı şey de vaciptir” kaidesidir. Bu kaideye örnek; namaz kılmanın farz oluşudur, namaz kılmak farzdır, bununla alakalı Rabbimiz şöyle buyurmaktadır;

‎وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِعٖينَ Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle beraber rükû edin. [Bakara 43]

Nasıl ki namaz kılmak bir kaide ise abdest almak da namazı tamamlayan bir kaidedir dolayısıyla abdestsiz namaz vücubiyeti yerine getirilmiş sayılmaz. Bugün özelde Türkiye’de genelde bütün İslam beldelerinde İslam’ın hükümleri tatbik edilmediğinden dolayı her Müslümanın da bu konuda davet çalışması yapması farz olur.

İslami bir otorite kurmak her bir Müslümana elzem bir farzdır! Hem şer’i hem de akli açıdan! Şer’i açıdan daha İslam’a girişte ilk söylediğimiz söz olan “La ilahe illallah” bunun en büyük delillerdendir. Allah’tan başka kanun koyucu, hüküm belirleyici yoktur. Bu söz, O’nun (svt) hükmü dışındaki her hükmü reddediyorum, demektir. O’nun emirleri dışında hiçbir emre boyun eğmem, demektir. Keza yine Nisa suresinde “Hayır! Rabbine and olsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin edip, verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan ve tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” (4/Nisâ, 65) ayeti de buna delildir.

Hiç Şüphesiz Kur’an bütün noksanlıklardan münezzeh, ilmi bütün âlemleri kuşatmış olan Allah Subhanehu tarafından indirilmiştir. O yüzden bugün her Müslümanın yapması gereken Allah’ın rızasına doğru hedefleri takip ederek gitmektir. Müslüman, Kur’an’ı ve Sünneti tamamı ile almak ve uygulamak için mücadele etmelidir. Ekleme, çıkarma yapmadan, ama ve fakat demeden, bahane üretmeden ayette de söylediği gibi dosdoğru olmaya çalışmalıdır.

‎فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطْغَوْاۜ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَبَص۪يرٌ “O halde sen ve beraberinde tövbe edenler, emrolunduğunuz şekilde, doğru yolu tutun. Sizden hiçbiriniz büyüklenip, Allah tarafından konulmuş sınırları aşmasın; çünkü unutmayın yaptığınız her şeyi O görüyor.” [Hud 112]

Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın emirlerini birbirinden ayırmak veya bir kısmını alıp bir kısmını almamak, Allah’a karşı işlenen büyük bir suçtur! O indirmiş olduğu din ile hayatın tamamını kuşatmış ve her hususa mutlaka bir çözüm indirmiştir. Hiçbir alan, hiçbir husus ve hiçbir anlaşmazlık olmasın ki orada İslam’ın emri olmasın. Şüphesiz Allah Subhanehu ayetinde de şöyle buyurmaktadır: “Bugün, sizin için dininizi kemale erdirdim/ikmal ettim ve sizin üzerinize nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam’ı seçtim/ beğendim.” (Maide 3) Bizler için hayatın her alanı ile alakalı kemale ermiş bir din indiren Allah Azze ve Celle’ye hamd olsun ve ayaklarımızı bu din üzerine sabit kılsın selam ve dua ile...

Seher ÇAKIR