Yazarımız Hakan Bolat makalesinde; Demokrasinin yasakçı yüzüne, CHP’deki bölünmeye ve E. İmamoğlu’nun Akşener ile Buldan’ı aynı cümlede zikrettiği tweet tartışmalarına değindi.
Yazarımız Hakan Bolat, makalesinde; CHP-HDP ortaklığına, toplumda inşa edilmesi gereken yüksek ideallere ve karanlık kafaların İslâm ve Hilâfet düşmanlığına değindi.
Yazarımız Hakan Bolat, ABD’deki isyanları ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olayları farklı bir üslupla kaleme aldı...
Yazarımız Hakan Bolat, Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sarfettiği "Oh olsun!" ifadesinden hareketle bir makale kaleme aldı.
Yazarımız Hakan Bolat makalesinde; iktidarın ekonomide ve hukukta atacağını söylediği reformist adımları hicvetti.
Yazarımız Hakan Bolat makalesinde; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "İslâm iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır" sözlerini değerlendirdi.
Yazarımız Hakan Bolat makalesinde; Kadir Gecesi’ni Türkiye’de nasıl idrak etmemiz gerektiği hakkında farklı bir bakış açısı sunuyor.
Yazarımız Hakan Bolat, Batılı paradigmanın var ettiği haddi aşan kibri karşısında, İslâm’ın acziyeti ifadeden doğan gücü kaleme aldı.
Anlayacağınız tarih tekerrür eder mi, göreceğiz… Fakat İslâm Ümmeti olarak yine bir Suriye çıkmazı ile karşı karşıya olabiliriz.
Sevgili aileler, halimiz maalesef içler acısı; eksiği yok, fazlası var. Kurtuluş ise ancak İslâm’ın yönetim nizamında mevcuttur. Raşidî Hilâfet Devleti ekonomi, eğitim, sağlık ve yönetim ile ilgili işlerinizi şer’i hükümlere uygun olarak düzenleyecektir.
Üzerinden iki yıl geçen darbe girişimini ve sonrasını birbirimize hatırlamakta fayda var. Umulur ki hatırlatmak, müminlere fayda verir. Hatırlamanızı istediğim olay, ne bir rüya ne bir hayal ürünü, ne de bir efsane... Hemen anlatmaya, hatırlatmaya başlaya
Ramazan’ın güzel kokusu üzerlerine sinmiş Müslümanlar, hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayın! Sizler yeryüzündekilere merhamet ettiniz, gökyüzündekiler de size merhamet etti. Cahiliye hükümlerine rağmen sizler şer’i hükümlere bağlanmakta gevşeklik göstermed
İşte İngiltere ve yardımcıları bu esasların birbirinden ayrılmasını sağlayarak Hilâfet Devleti’nin hayat sahasından kalkmasını sağladılar. Eğer sizler tekrar Râşidî Hilâfet’i kurmak istiyorsanız, Allah Subhanehu ve Teâlâ bunun yolunu, İslâm’da sadece hiss
\'Hizb-ut Tahrir üyeleri kim?\' derseniz, tek cümleyle diyebilirim ki; elinizde kalmış tek garip kimselerdir. Eğer gariplerinize zulmeder, zalime teslim ederseniz; onlara yapılan zulme sessiz kalırsanız; onlara iftira atarsanız, Allah’ın zalim
Allah Teâlâ’nın el-Hak, el-Adl ve el-Muksıt isimleri İslam’ın hukuk sisteminin adalet temellerini oluşturur. Bu sebeple o adalet ile hükmedeni sever. Adâletin zıddı olan ise zulümdür. Cenâb-ı Hak, mazlumların haklarını zalimlerin yan
Cumhurbaşkanı büyük resmin farkında: Türkiye’deki örgütsel yapılar devlet adamı, dava adamı yetiştiremiyor. Türkiye’nin kitleleşme fabrikaları, menfaat ve kendi istikbalinin peşinde koşan siyasiler ve bu minvalde kadrolaşan pragmatis
Bu halk laik rejimin İslam’a ve Müslümanlara olan öfkelerini, nefretlerini, zulmünü, haksızlığını ve baskısını tekrar yaşamamak için İslamî duyguların liderliğinde sokaklara çıktı. Darbe karşısında Müslümanların ayaklanmalar
Farkında değil misiniz, küffarın geçmişte Müslümanların kendi evlatlarının İslam Devleti’ni ortadan kaldırttırmasında olduğu gibi bugün de kuruluşunu ve tekrar var olmasını engellemek için gençlerimizin üzerinde bütün çabasın�
Kötü olan ise Müslümanlar vücutlarında elbise olmadığını fark ettiklerinde, zillete duçar olunmuş, hor ve hakir bir yaşantı benimsenmiş, her türlü haram ve aşağılanmanın kucağına düşülmüş, sömürgecilerin kulu-kölesi hâline
Böylece hak ve batıl düşüncenin birbirinden ayrılması ve dünyanın ihtiyaç duyduğu nizamın hangisinin olması gerektiği düşüncesine katkı sağlaması için bu hususları okuyucunun araştırma ve incelemelerine sunmuş olduk.
Görünen o ki referandumun sonunda Amerika, %60’lık “EVET” - %40’lık “HAYIR” ortalamasından memnun kalacağa benziyor. Sanırım Türkiye’nin siyasal yapısının değişimi için atılan bu ilk adım, Amerika tarafından oldukça iyi bi
İslâm, akidesi ve akidesinden neşet eden nizamlar ile hükmediyor/yönetiyor, insanları ona çağırıyor ve her yerde onu uygulamaya çalışıyor.
Muhasebemizi de, desteğimizi de canlarımızı elinde tutan Rabbimizin, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e öğrettiği şekliyle yapalım. Yöneticinin muhasebesi, ya hakkı söylemek ya da küffarın batıl fikirlerinden alıkoymak üzere yapı
Üzerinizdeki mesuliyet ağır ve meşakkatli bir sorumluluktur. Zira İslam’ın esaslarında yöneticilik, bir meslek kolu değildir. Gerçek bir devlet adamı olmak için İslam’ın yönetimle alakalı esaslarına dönmeniz gerekmektedir.
Bundan evvelki makalemde sözlerimi tamamlarken bu devrin siyasi söylemlerine, mefhumlarına değineceğiz demiştim.
Küffarın fikirleri, nizamları ve uşakları sayesinde Müslümanlar üzerlerinde siyasi tahakkümleri üstün çıktı. Bu sayede İslâm dini, ümmetin evlatlarının nefislerinde siyasî ve teşriî niteliklerini kaybetti.
Eğer Müslümanların siyasi mefhumları bugünkü gibi, şartlar neyse ona göre yaparız anlayışı olsaydı o zaman Müslümanlar şanlı bir İslam tarihine sahip olmayacaklardı.
Türkiye’deki cuntacı subayların laikliğe vurgu yaptıkları terörist darbe girişimi Müslüman halkın ayaklanması ile çok şükür hüsran ile sonuçlandı. Bu olay Türkiye’de yaşayan Müslümanların tekrar değişim gücünün fark edilme
Eğer yolunuz Peygamber efendimizin siyasette izlediği yol olsaydı, akidenizin cinsinden olan fikir ve metoda göre hareket etmeniz gerekirdi.
Rahman Nizami, Bangladeş’te Cemaat-i İslami’nin lideri, önemli bir âlim zattır. Bangladeş hükümeti tarafından kurulan “savaş suçları” mahkemesinde idama mahkûm edildi.
Çok duymuşsunuzdur. Halep’in Osmanlı Hilafet Devleti’nin en önemli beldeleri arasında yer aldığını.
21. yüzyılda “iç hukuk” ve “dış hukuk” yollarının tükendiği bir dünyada insanlık suçunda tutuklu kaldık. Yüksek ideallerimizden çalındı. Kimselere anlatamadık hırsızın işgalini! Eşkâlini verdik ama kimse kabullenmek istemed
Batı dünyası da keşfettiği siyasi kavram “demokratlığı” birçok siyasi kavram ve sosyolojik çıkarımla bağladı. 70’li yıllara girmesiyle komünizm karşıtı liberal ve sosyal demokrat ilkeleri de alarak geniş bir siyasi potansiyele d�
Bir zamanlar, İslam ümmetini parçalamak için piyasaya sürülen sahte modernleşme katili şimdilerde parçaladığı varlığın küllerinden Müslüman demokrat kimliği inşa etme çabasında, aşkındadır.
Söz konusu ideoloji insanoğlunun arzularının tatminine sınır koymayan bir ideoloji olunca tabii ki israf kaçınılmaz oluyor.
İster birey endeksli isterse toplum endeksli olsun değişim düşüncesi hayatın vazgeçilmez bir unsurudur.
İslam coğrafyasında yaşayan halklar toplumsal yaşamlarının istikrarlı yönetilmesi hususunda zengin bir tarihe ve külliyata sahiptir.
Daha önce, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin hukukun temel prensiplerine tamamen aykırı olarak Hizbu’t Tahrîr hakkındaki içtihat kararı yüzünden 11.02.2014 tarihinde Bülent Pamuk isimli bir Müslüman kardeşimiz tutuklanmıştı.
ÖSYM, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınavlar düzenleyerek ölçme, seçme ve yerleştirme yaptığı merkezin kısaca ismi.
İslami fikriyatın erozyona uğratılmaya çalışıldığı bir zaman diliminde yaşıyoruz.
Son 10 yıl içinde Türk Ordusunda 934 er intihar etti.Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun intihar olaylarını incelemeye aldığı haberini
İnsanın hüküm koyduğu ve toplumsal alakaları, kanunlarını kendinin belirlediği demokratik sistemlerde her zaman karşılaşılan sistem
Her hayat nizamında olduğu gibi İslam’ın Yönetim Nizamı da “Aklın Korunma” ilkesini toplumun yüksek hedefleri içinde