2018-2019 eğitim-öğretim yılının başlaması ile evlatlarımızın öğrenmeye duydukları heyecan ve mutluluklarını hep birlikte yaşıyoruz. En sıcak ve içten duygularımla, yeni eğitim öğretim yıllarının evlatlarımız için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ederim. Umarım öğrendikleri bilgileri dinleri ve ümmetlerinin faydasına sunarlar.
İslâm Ümmetinin evlatlarının öğrenmeye duydukları heyecan ve istekleri elbette ki İslâm’ın Müslümanlara kattığı değerler sayesindedir. Anne ve babaların, evlatlarının bilgili insanlar olmalarına teşvik etmelerinin müsebbibi de İslâm’ın farzlarından olmasındandır.
Ne var ki bu temiz İslâmi duygularınıza kaygı, şaşkınlık ve sıkıntının karıştığı da aşikâr. Şimdi her aileyi, her anne-babayı, çocuklarının eğitim masraflarını nasıl karşılayacaklarının kaygısı sardı. Zira Türkiye, dünyada enflasyon oranı en yüksek 20 ülke arasında 11. sırada yer alıyor. Yeni zamlarla birlikte ithal veyahut yerli eğitim ürünlerinin masrafları cep yakıyor.
Bunun yanı sıra devletin görevi olan ücretsiz eğitim kalitesizleştirilerek, kapitalist sistemlerde eğitim özel sektöre kaydırılmaktadır. Kötü ve kalitesiz hizmet sunan devlet okullarından ötürü eğitim, büyük kazançlı bir sektör haline gelmiştir. Bu da ailelere ve evlatlarımıza olumsuz yansımaktadır.
Aileler, çocuklarının hayalini gerçekleştirmek ve en nihayetinde üniversite diploması almaları için birikimlerini, değerli ve pahalı birçok şeylerini satmak zorunda kalıyorlar. Keşke ailelerin sıkıntısı bununla da bitse… Yozlaşmış laik eğitim sistemi ve bozuk ekonomik sistem yüzünden işsizlik ordusuna katılan gençler nedeniyle sıkıntılarımız katbekat artıyor.
Diğer bir konu ise laik düzenin eğitime gönderdiğimiz yavrularımızı korumaktan aciz kalması. Okul önlerindeki suç potansiyeli sebebi ile üç Bakanlık arasında okulların güvenliği için protokol imzalandı. Protokole göre; 27 bin personel, çocuklarımızın güvenliğini sağlamaya çalışacak. Fakat bu uygulama yaklaşık 23 bin okulda devreye girecek. Peki, yaklaşık 23 bin okulun dışında kalan okuldaki çocuklarımızı potansiyel suçlardan kim koruyacak?
Canlarımızdan, mallarımızdan daha önemli bir konu da; yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un okul ve üniversitelerde laik uygulamaları artıracağına dair kaygılarımız. Çünkü 2018-2019 eğitim-öğretim yılı başlamadan Bakan Selçuk; Millî Eğitim Bakanlığı yönetmeliğinde değişikliğe gidilerek ulusal ve resmî bayramların okullarda kutlanmasını zorunlu hale getirdi. Kemalizm’e dayalı eğitim modeli ve müfredatının yeniden yönetmeliğe alınması talimatını verdi.
Maalesef laik rejimin eğitim sistemi de ekonomik sisteminden farklı değildir. Her zaman kriz ve sorunlar üretmektedir. Eski Milli Eğitim Bakanı Yılmaz’ın **“elmastan değerli bir eğitim sistemimiz var” sözünün aksine eğitim sistemi çökmüş ve sağlıklı nesil yetiştiremez bir hal almıştır. Bunun sebebi ise Kapitalist devletlerin dayatması ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesini takip eden hükümetlerin eğitim politikaları ve İslâm’a olan düşmanlıklarıdır.
Dolayısıyla ümmetin evlatlarını Batılılaştırmak ve Batı’nın İslâm ile mücadele politikasına uyacak şekilde değiştirilen eğitim politikalarıyla, İslâmi şahsiyetleri olan dindar bir nesil yetişeceği vehmine kapılmak abesle iştigaldir. Şeklen ve içerik olarak bu politikanın ürettiği müfredat berbat ve çürük bir müfredattır. Tarihi saptırmakta, zevkleri aşındırmakta, dilleri katletmekte, zihinleri anlayıştan alıkoymaktadır. İcat ediciliği öldürmekte, İslâmi değerlerden nefret etmekte, günahları, dünyalık ve köhne kapitalist değerleri süslü göstermektedir.
Kerim aileler, sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi ortak kılan Rabbimizin, insanları koruyan, işleri mükemmel şekilde yöneten, yönetim nizamı Raşidî Hilâfet’ten uzak durduğumuz için hayallerimiz daha doğmadan ölüyor. Sevinçler, büyümeden hüzne dönüşüyor. Özelde Türkiye’deki genelde Ümmetin bünyesindeki her evladın ve dürüst her düşünürün hissettiği bu kötü halden kurtuluş; İslâm ümmetinin, altın çağındaki prestijini yeniden tesis edecek bir eğitim politikası, stratejik programlar ve üretken yöntemler geliştirmesi ile mümkündür.
Sevgili aileler, halimiz maalesef içler acısı; eksiği yok, fazlası var. Kurtuluş ise ancak İslâm’ın yönetim nizamında mevcuttur. Raşidî Hilâfet Devleti ekonomi, eğitim, sağlık ve yönetim ile ilgili işlerinizi şer’i hükümlere uygun olarak düzenleyecektir. Hilâfet Devleti işlerinizi mükemmel şekilde güdecek, sizi savunacak, ırzlarınızı, kanlarınızı ve mallarınızı koruyacak; size onurlu, izzetli ve huzurlu bir yaşam sunacaktır. Böylece hem bu dünyada, hem de ahirette Allah’ın rızası ve nimetinin tadına varacaksınız.
Son olarak; yeni eğitim-öğretim yılı ile anne, baba ve evlatlarımızın öğrenmeye duydukları arzularını teşvik ediyor, evlatlarımızın sağlayacakları başarılarının bu kokuşmuş eğitim sistemi ile değil, ancak Allah’ın yardımı ile olabileceğini onlara hatırlatıyoruz:
وَمَا تَوْفِيقِي إِلاَّ بِاللّهِ...
“Başarım ancak Allah'tandır…”[Hud 88]
Ayrıca Türkiye halkını Nübüvvet metodu üzere Râşidî Hilâfet Devleti ile onurlandırması için Allah’a içtenlikle dua ediyoruz. Çünkü Hilâfet, öğrencilerimize mükemmel hizmet sunacak, sevincimizi hüzne dönüştürmeyecek, böylece hem bu dünyada hem de ahirette mesut ve bahtiyar olmamızı sağlayacak yegâne yönetim nizamıdır.