Terör eylemlerini gerçekleştiren yapıların profillerine bakıldığında, toplumun genelinden daha duyarlı görünürler. Toplumun kötü halinin farkındalığında, insanlara zulmeden mekanizmaların ortadan kalkmasını hedefleyen yapılar olarak kendilerini tanımlarlar. Bu yapılar toplumda hissettikleri mevcut bozuk halin terör yöntemini kullanarak değişeceğine inanan veya inandırılan kimselerden müteşekkildir. Sahip oldukları belli düşünceye hizmet etmek ve değişimi gerçekleştirmek uğruna insanları yıldırmayı, sindirmeyi veya cebir ve şiddet yolunu kullanırlar. Sahip oldukları düşüncelerin yönetime ulaşması, yönetimde kalması veya dikkate alınmasını istemektedirler. Kendi düşünce ve davranışlarını benimsetmek için zor kullanma ya da tehdit etme eyleminin, insanoğlunun geleceğine hizmet ettiğine inanırlar.
Toplumda yönetime istekli olan iktidarlar, partiler veya gruplar terör yöntemine yönelme potansiyeline sahip yapılardır. Bu grupların sahip oldukları hayat tasavvuru toplumda etkisini kaybettiğinde ya da topluma kabul ettirilmek istendiğinde terör yöntemini, yönetime ulaşmanın metodu olarak benimserler. Bu vakıa dünya siyasi tarihinin etkisini her zaman hissettiren trajik bir kaosudur. Yönetime istekli olan iktidar, partiler ve grupların birçoğu bu metotta seyretmekte ya da vakıaya göre şekillenerek toplumun değişimini sağlama maksadı ile terörü kullanmakta, terörle tehdit edebilmektedir.
Terörü yöntem olarak seçmelerinin en önemli sebebi insanların bir arada yaşayabilecekleriyle alakalı hayat tasavvurlarının eksik olması ya da hatalı yorumlamalarıdır. İnsanları, halkları, toplumları çağırmış oldukları hayat tasavvurunun fikirleri, idealleri net olmadığı için insana insan gibi bakmaktan mahrumdurlar. Fikirlerini hayata indirgeme yöntemleri kapalı veya vakıaya göre değişken olduğunda genellikle insanoğlunun vakıasına mutabık olmayan bu terör yöntemiyle değişimi arzularlar.
Dolayısıyla hayat tasavvurları, gelecek tasavvurları veya insanların bir arada yaşaması idealleri, değişimi sağlayacak esaslı ve kapsamlı bir fikirden mahrum olduğu için terörü toplumun değişim yöntemi olarak kullanırlar.
Hislerinde samimi olan bir kimsenin, toplumun bozuk vakıasının değişimini sağlayacak fikrinin, ideallerinin, metodunun insanoğluna hizmet edecek bir netlikte olabilmesi için şu yedi kriteri içerisinde bulundurması gerekmektedir.
**1-**Fikrinin insanoğlunun tümüne ve bütün sorunlarına hitap etmesi
**2-**Fikrinin belirgin bir vakıayı kast etmesi ve manayı ortaya çıkarması
**3-**Fikrinin bir kastının ve o kasta ulaşma keyfiyetinin açık bir şekilde bilinmesi
4-Fikrinin kastına götürecek amillerin belli olması
**5-**Fikrinin duygusallıktan kurtulup temel fikre dönmesi
**6-**Fikrinin kendi esasından olmayan yabancı, taklitçi düşüncelerden temizlemesi
**7-**Fikrinin görüş netliği yani fikrin kendisinden çıkan asıl kastedileni, niyetini görmesi
Toplumun değişimini veya kalkınmasını arzulayan akılların hayat tasavvurlarında, gelecek tasavvurunda ya da insanların bir arada yaşamaları idealinde bu saydığımız kriterler olmazsa olmazımızdır. Aksi taktirde ister yönetimde kalmak isteyen iktidarlarda olsun, ister yönetime ulaşmak isteyen gruplarda olsun terör yöntemini kullanma fikri ortaya çıkmaktadır.
Ezcümle insana insan gibi bakmayı bilmeyen ya da yanlış yorumlayan her hayat tasavvurunun değiştirme yöntemi terördür. Çünkü kendisinin, başkasının ve ötekisinin seyrinde veya toplumu nakletmek için resmettiği gelecek tasavvurunda kendisine lazım olan benimsemelerden mahrumdur. Yani gitmek isteyeceği limana onu götürecek fikirleri, idealleri net olmadığı gibi insanların bir arada yaşamasını sağlayacak benimsemeleri de yok demektir. İnsanların aralarındaki ilişkiyi doğru tanzim edemediği için çatışma ve kaos ortamını sağlayarak varlığını devam ettirmek isteyecektir.
Peygamber efendimizin getirdiği İslam tam bu noktada bizler için güzel bir örneklik teşkil etmektedir. İster hedefe ulaşmadaki yani Hilafet’in ikamesinden önceki merhalesi olsun, isterse devletin ikamesi ve sonraki merhalesi olsun hayat tasavvuru, gelecek tasavvuru ve ona ulaşmak için kullandığı metot hükümleri insana insan gibi bakılması gerektiğini göstermektedir.
İslam’ın toplumu değiştirmede başarılı olmasının en önemli özelliğidir. Bir zamanın değil, bir milletin değil, bir dinin değil, bir dilin değil, bir mezhebin değil, bir bölgenin değil bütün insanların sorunlarına, ihtiyaçlarına çözümler bulacak benimsemelerini bildirmiş olmasıdır. İslam insana dair benimsemelerinde sadece iktidar dememiştir, sadece devlet dememiştir, sadece halk dememiştir. Kendisiyle başkaları arasındaki ilişkiyi düzenlediği gibi hayat sahasında hissettiği canlı ve cansız tüm varlıklar ile ilgili benimsemelerini bildirmiştir. Bunun için farklı dinleri, milletleri, dilleri, bölgeleri İslam potasında yapmış olduğu benimsemeler ile birleştirerek tek bir ümmet haline getirmiştir.
Eğer devlet yöneticileri, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri bunun farkına varmaz ise teröre sebep olan batıl fikirler sevdiğimiz insanların canlarını almaya, bizlere zarar vermeye, insanlığımızı katletmeye devam edecektir. İnsanlara sunduğumuz gelecek tasavvuru berrak olmadığı zaman insanlar terör eylemleriyle toplumun değişimini sağlamak istiyorlar. Sömürgeci kâfir devletler de Müslümanlar üzerinde oluşturmuş oldukları bu handikabı istediği siyasi maksada ulaşmak için kullanmakta ve desteklemektedir.