Bildiğiniz üzere mübarek Ramazan-ı Şerif’in son on gününe girdik. Elhamdülillah. Kadir geçesini bu güzel toprakların ruhunda tekrar arama nasibine eriştik. Evveli rahmet, ortası merhamet, sonu cehennemden azat olunan tarihî tekerrürü, bir döngüyü Rabbimiz Müslümanlara tekrar idrak ettirdi.
Yine hepimizin malumudur; Kadir Gecesi, Cebrail Aleyhi’s Selam aracılığıyla Peygamber Efendimize SallAllahu Aleyhi ve Sellem vahye dilmeye başlandığı gecedir. Kadir Suresi’nde Allah Subhanehu Teâlâ’nın buyurduğu gibi; تَنَزَّلُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ سَلَٰمٌ هِىَ حَتَّىٰ مَطْلَعِ ٱلْفَجْرِ “Meleklerle Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş için iner de iner. Tam bir esenliktir o gece, tâ tan yeri ağarıncaya kadar.”
Bu makalede Allah Subhanehu Teâlâ’nın şu hitabına; “Meleklerle Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş (problem ve çözüm) için iner de iner.” Dikkat buyurmanızı rica edeceğim. Çünkü “Türkiye’de Kadir Gecesi’ni nasıl arayalım?” sorumuzun cevabı bu ayette gizli.
İsterseniz önce Ramazan-ı Şerif’in son on gününü yaşadığımız topraklardaki problemleri düşünerek, dert edinerek başlayalım… Problemlerimize dualarımızla çare (çözüm) arayalım. Aynı Allah Rasulü Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in, Hira mağarasında büyüdüğü toprakların problemlerini düşündüğü, dertlerini dert edindiği ve çözümler aradığı gibi bir ruh hâline (itikâfa) girelim.
Kadir Gecesi’nin bu sefer Türkiye’den şuuruna varmaya çalışalım ki nasıl aramamız gerektiği sorusuna cevap bulalım.
Istırap içinde dertleri ile boğuşan, hüsran içerisinde yaşayan insanlarımızı düşünelim. Çaresizliğin had safhasını yaşayan, dert üstüne dert çeken ailelerimizi düşünelim. Krizler ile boğuşan ekonomimizi düşünelim. Adalet dağıtması gereken yargı-hukuk sistemimizin nasıl da zulüm dağıttığını düşünelim. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızın kâfir devletler tarafından nasıl sömürüldüğünü düşünelim. Siyasilerimizin ve önderlerimizin nerelerden medet umduğunu düşünelim… Ekinlerimizi ve nesillerimizi ifsat eden batıl fikirlerin bizleri ne hâle getirdiğini düşünelim.
Bu gece Allah için Türkiye’yi düşünün! Tarihi ile bağlarının nasıl koparıldığını düşünelim. İslâm ile arasının neden açıldığını düşünelim. İslam’ın toplumsal alakalarımızdan (fikir-duygu-nizamlar) neden çıkarıldığını düşünelim.
Bu gece; Türkiye’de bir yıl içerisinde yüzlerce insanın intihar ettiğini düşünelim! Hırsızlığın ve gaspın yüzbinlere ulaştığı, nafakalarını haram yolla kazanmak zorunda kalan insanlarımızı düşünelim!
Bu gece; zinanın yüzbinlere ulaştığını, içkinin, kumarın, faiz vb. haramların yasal olduğu Türk Ceza Kanunu’nu düşünelim!
Bu gece; adli suçluların serbest bırakıldığı, Müslümanca düşünenlerin tutsak edildiği ülkemizi düşünelim!
Bu mübarek gecede içtimai sorunlarımızı İstanbul Sözleşmesi vb. kanunlarla çözmeye çalıştığımızı. Topraklarımızda nesli ve ekinlerimizi nasıl ifsat ettiğimizi düşünelim!
Velhasıl küffarın nizamı ile yaşayan ve şirk hükümlerine umut bağlayan Türkiye’yi düşünelim!
Bunları düşünürken yukarıda dikkat etmenizi istediğim ayet aklınıza gelsin; “Meleklerle Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş (problem ve çözüm) için iner de iner.” Türkiye’ye Kadir Gecesi meleklerin indiğini, inen her bir meleğin kanatlarında ülkemizin problemlerini çözecek bir vahiy getirdiğini düşünün. Cebrail Aleyhi’s Selam’ın bu mübarek gecede Türkiye’nin kulağına kalkınmasını sağlayacak fikirleri anlattığını düşünün.
Cebrail Aleyhi’s Selam anlattıkça Türkiye’nin krizlerden, huzursuzluklardan, adaletsizlikten kurtulacağını… İzzet ve şerefine kavuşarak dünyaya İslâm nurunu tekrar taşıyacağı günleri düşünün. Kalkınmayı iman ettikleri fikirler ile düşünemeyen, kâfirlerin hegemonyasından korkan, güç ve kuvvet ehlimizi, Cebrail’in sımsıkı sıkarak korkularını silkelediğini, sunduğu çözümler ile kaygılarını tek tek giderdiğini düşünün.
Kadir Gecesi’ni bu sefer de Türkiye’de böyle arayalım. Ramazan-ı Şerif’in son günlerini böylesi bir metaforla düşünelim. Allah Rasulü’nün hayatına rabıta yaparak düşünelim. Allah’ın, İslâm ile insanlarda nasıl bir irade icat ettiğini ve siyasi bir varlıkla İslâm ümmetinin dünya üzerinde nasıl örnek toplum olmasını sağladığını düşünelim.
Kadir Gecesi’nde güzel memleketimizde bir seferberlik ilan edelim; etrafımızdaki eşimizi, dostumuzu, akrabalarımızı, arkadaşlarımızı, tanıdık-tanımadık tüm insanları haberdar edelim. İslâm’ın kalkınma fikirlerini güzel memleketimizin her bir köşesine taşıyalım. Bu gece kalkınmayı arzuladığımız fikirler ile iman ettiğimiz İslâm’ı mecz edelim. Allah’a dua edelim, kalkınmamızı başlatacak metodu bizlere öğretmesi niyazında bulunalım. Bin aydan hayırlı olan bu gece (an) sayesinde ömrümüzün kalan günlerini (süresini) bayrama çevirelim!
Öyleyse şu önemli günlerde gelin Türkiye’ye, Peygamber Efendimizin Kadir Gecesi okuduğu ve Ayşe RadiyAllahu anha (annemize) öğrettiği gibi dua edelim. Edelim ki 100 yıldır işlediğimiz büyük günahları itiraf edelim, derinden pişmanlık duyalım, İslâm’a geri dönelim. Edelim ki Allah bize güvensin ve nusretini göndersin.
“Allah'ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni/bizi bağışla!”
___
#RamazanArınmaZamanı