28 Recep Müslümanlar için unutulmaması, her daim hatırlatılması gereken bir gün. Zira 28 Recep, Müslümanların hiç kopmayacak sapasağlam kulpuna, metot hükümlerine yapıştıkları zamanların son günüdür. 97 yıl önce İngilizler, Türk ve Arap hainler sayesinde İslâm’ın metot hükümleriyle Müslümanların arasındaki bağı kopardılar. İslâm’ın metot hükümlerini hayat sahasından söküp attılar. İslâm’ı da kuru nasihatten öte geçmeyen minhacsız bir fikir olarak öğrettiler.
Arapçada minhac; “Bir yere (hedefe) ulaşmak amacı ile kullanılan doğru-belirgin-değişmeyen yol-ana cadde” anlamına gelir. Günümüzde ise bu sözcük Fransızca kökenli olan “metot” kelimesi ile tercüme edilmektedir. Fransızcada metot; “yol, yöntem” anlamında kullanılmaktadır.
Bu minvalde İslâm’ın metot hükümleri için; “Çözüm hedefleyen bir fikrin vakıaya uygulanmasında, bu uygulamanın vakıada korunmasında ve bu fikrin yayılarak kabul görmesinin sağlanmasında standart, değişmeyen keyfiyettir” diyebiliriz. Yine İslâm’ın metot hükümleri için; “uygulanması halinde kesinlikle hissedilir neticeler elde edilmesini sağlama özelliği bulunmaktadır” da diyebiliriz.
Allah Subhanehu ve Teâlâ İnsanların maddi hayatlarında hissedebilmeleri için İslâm’ın kalkındırma gücünün iki ana sütun üzerine bina edilmesini takdir etmiştir. Bu sütunun birincisi; İslâm akidesi ve çözümleridir, ikincisi ise metot hükümleridir.
Bu sebeple muteber İslâm âlimleri; İslâm’da akide ve çözümleri kapsayan hükümler ile metot hükümlerinin birbirinden ayrılmasının kesinlikle caiz olmadığının altını çizmektedirler.
Sakın unutmayın! İngilizler ve yerli işbirlikçilerinin 28 Recep 1342’de Hilâfet Devleti’ni yıkmalarını sağlayan başlıca siyasetlerinden birisi; Çözümler ile onların uygulanma keyfiyetinin (metot hükümlerinin) arasını ayırmalarıdır. Bu sayede Batılı kanunlar ithal edilip, bunlar ile İslâm’ı yüzeysel manada ve tahrifatlı bir şekilde uygulama girişimleri sonuç vermiş olup Hilâfet Devleti yıkılmıştır.
Hâlihazırda bazı partiler veya İslâmi hareketler bu siyaseti devam ettirmektedirler. İslâm’ın akidesini ve çözümlerini, metot hükümlerinden ayırarak Müslümanları oyalamaktadırlar. İslâm’ın akidesini ve çözümlerini Müslümanların desteklerini alabilmek için kullanmaktadırlar. Fakat akide ve çözüm hükümlerinin nasıl uygulanacağı, korunacağı ve yaygınlaştıracağı sorularına demokrasi ve laikliğin minhacı üzerinde hareket ederek cevap vermektedirler.
Hatırlayın! İslâm, akide-çözümler ve metot olarak yaşandığı zaman Müslümanlar güçlü oldular. Unutmayın! Müslümanların gücü, devamlılığı ve ilerlemesi İslâm’ın akide-çözümler ve metot hükümlerinin mezcedilmesine bağlıdır.
Müslümanlar İslâm’ın bu gücü ile dünyaya 1300 yıl liderlik yapmışlardır. Ortaçağın bütün imkânsızlıklarına rağmen farklı dil, din, örf, ırk, etnik grup ve halkları İslâm’ın potasında tek bir Ümmet haline getirmişlerdir. Ortaçağda hükmettiği topraklarda yaşayan insanları karanlıktan aydınlığa çıkardı. Bu süratli kalkınmayı ve gelişmeyi gerçekleştiren, devletlerini güçlü hale getiren tek esas; İslâm'ın akidesi, çözümleri ve metot hükümlerinin mezcedilmesine bağlılıktı.
28 Recep günü tekrar hatırlamamız gereken husus; yaşadığımız problemlerin çözümü ile alakalı şer'î hükümlere önem verip bu çözümlerin keyfiyetini açıklayan İslâm’ın tatbik edilme, korunma ve yayılma metodunu gösteren şer’i hükümlere, hissedilir neticeler almak için kopmayacak şekilde sarılmamız gerektiğidir.
Akide ve çözüm hükümleri; iman, namaz, ahlak, oruç, talak ve nikâh hükümlerini öğrendiğimiz gibi hissedilir neticeler elde etmemizi sağlayacak kitleleşme, iç siyaset, dış siyaset, iktisat, yönetim şekli, yargı, eğitim vb. metot hükümlerini de öğrenip ikisini birlikte tekrar mezcetmemiz gerekmektedir.
İşte İngiltere ve yardımcıları bu esasların birbirinden ayrılmasını sağlayarak Hilâfet Devleti’nin hayat sahasından kalkmasını sağladılar. Eğer sizler tekrar Râşidî Hilâfet’i kurmak istiyorsanız, Allah Subhanehu ve Teâlâ bunun yolunu, İslâm’da sadece hissedilir netice elde etmenizi sağlayacak metot hükümlerine bağlamıştır. Raşid bir Hilâfet Devleti’ni ancak İslâm’ın metot hükümlerinin tuğlalarıyla yeniden inşa edebilirsiniz.
Aksi takdirde o liderlerinizin hitabı, muğlak ve dinleyeni bir neticeye ulaştırmayan, İslâmi duygu ve fikirlerinizi mutmain etmeyecektir. Daha da önemlisi Allah’ın gazabı ile muhatap olacağınız bir sona sürüklenmiş olacaksınız.