Bugün Arakan katliamının yıldönümü.
Türkiye’de seçime günler kala seçim çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın İstanbul’daki binasının önünde geçtiğimiz Cuma günü eylem yapan bir grup genç dün şafak operasyonuyla gözaltına alındı.
Yaşadığımız her saat, her dakika hatta her saniye hesabını Alemlerin Rabbine vereceğimiz bir imtihandır. İmtihan yurdunda sınavlarımızı geçmek için ne yapıyoruz?
Gazze yine yangın yeri... Yangın yeri derken bu ifadeyi deyim olarak değil hakikat olarak kullanıyorum. Sayısız şehit verdik yine Refah’ta
slam Devletinin yıkılmasının ardından İslam'ın kaybolduğunu fark eden ve bir şeyleri değiştirmeye çalışan birçok parti ve grup ortaya çıkmaya başladı.
Her ne kadar İslam Ümmetinin belli kesiminin yaşadığı acıları başka bir kesimle karşılaştıramasak da bu acıların miktarı, vakti, artıp eksilmesi ile birlikte Hilafet konusu İslam Ümmetinin tamamının ölüm kalım meselesidir.
Bugün takvim yaprakları 19 Mayıs’ı göstermektedir.
Gazze’de uygulanan katliam karşısında Avrupa ülkelerindeki pek çok insanda Müslümanlara karşı duyarlılık artmış ve İslam dinini araştırarak Müslüman olmaya yönelmişlerdir.
Aylardır hatta yıllardır çocukları annesiz, anneleri evlatsız bırakan ve buna göz yuman kapitalist sistem bugünü annelere armağan etmiş!
Şüphesiz Filistinli Müslümanların dünyaya öğrettiği imanî meselelerden biri de sabırdır. Topraklarının işgal edilmesinden bu yana ve özellikle yedi aydır devam eden şiddetli katliamlara rağmen onlardaki sabır tüm dünyaya örnek olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfalı Hasan Saklanan kardeşimiz Kudüs’te şehadete koşar adım yürüdü.
Yahudi varlığı “İsrail”, Gazze’ye yönelik saldırılarını 117 gündür sürdürüyor.
Bir şeyi kutlamak, kutlanan şeyin değerini ortaya koyar. Yani değerli ve kıymetli olan şeyler kutlanır. İnsanlar, kutladıkları şeylere dönüp bir bakmalı. Nedir bu kutladıklarınız?
Bu dünyadaki amacını düşünmüş ve bu sorunu doğru bir şekilde çözmüş bir insan, Rabbine yönelmiş ve Hak yoluna girmiştir. Artık bu hayattan hiçbir şey beklememektedir. Yaratıcısını memnun etmeye çalışır ve cennetten daha büyük bir hedef görmez.
“konfor alanı” insanın sorunlarını ve korkularını bastırmak için bir nevi kendini uyuşturduğu alan diyebiliriz.
nsanoğlu Allah (svt) arasındaki bağın derecesine göre başına gelen sıkıntılara karşı sabırda ölçülü olma başarısına ulaşabilir.
Bilindik türlerinin yanı sıra öğrendiğimizde şaşırdığımız ve anlamlandıramadığımız çeşitleri de var. Kudüs Sendromu da bunlardan bir tanesi.
Bu sahte kahramanların ve zalim devletlerin sonunu getirecek, ABD’den ve tüm Avrupa’dan bağımsız hareket eden, mazlumları kurtaracak ve koruyacak olan ikinci Raşidi Hilafet Devletidir.
Bayramın aslı bu iken, süreç bizler için artık böyle işlemiyor maalesef.