Tarih boyunca insanlık, zalimlerin acımasız zulmüyle defalarca sınandı. Ancak ne kadar karanlık olursa olsun, her gecenin bir sabahı, her zulmün bir sonu vardır.
Mahmut Abbas'ın TBMM davetinin maksadı İsmail Haniyyenin yerine geçmesinin önünü açmak, Filistinliler nezdinde meşrulaştırmak ve imaj sahibi bir lider kılmaktır.
Bugün hicretin 1446. yıldönümü. Müslümanlar, o zamana kadar gerçekleşen onlarca olay varken niçin hicreti yeni takvimleri için baz aldılar?
Hicr 94 ayeti kerimesinde "Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir!" inmesiyle Allah'ın Resulü Muhammed aleyhissalatu vesselam, o günkü Mekke toplumuna açıktan bir ilan için Safa Tepesi'nin üzerine çıkıyor.
’Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran’ın indirildiği aydır. Öyleyse sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsunlar... (Bakara 185)
Bir toplumda insanlar; kamu düzenin korunmasını, suçun önlenmesini, eğitimde eşitliği, hukuk karşısında adil bir yargılanmayı,kısacası, huzur ve güven içinde yaşamak isterler. Toplumsal emniyet insan için en temel ihtiyaçlardandır.
Kişi Allah’ın koyduğu sınırı aştığı zaman zulüm işlemiş olur. Tıpkı iblisin Rabbinin hükmüne karşı gelip, üstünlük taslayarak sınırı aşması gibi...
Ramazan Hoca'nın katledilmesinin acısı henüz kalplerdeki yerini korurken, İzmir'den gelen bir cinayet haberiyle'de müslümanlar olarak bir kez daha sarsıldık.
Mükemmelliyetçilik, herhangi bir işin ya da durumun en yüksek kalitede, en üstün olarak eksiksiz bir şekilde gerçekleştirilmeye çalışılması anlamına gelir.
Ülkemiz, 1 Ocak’ta yapılan “Filistin’e Destek ve Şehitleri Anma Mitingi” ile yeni yıla(!) gözlerini hilafet ve Kelime-i Tevhid ile açtı. O gün yaşanan olaylardan sonra ülke gündeminin ilk sıralarında hilafet yer aldı.
İnsanlık, Dünya var olduğu günden beri birçok sorun ile karşı karşıya kalmıştır her daim. Günümüzde de bu sorunlar bitmek bilmeyen bir şekilde devam etmektedir...
Mesele Müslümanın malı, canı, ırzı olunca varlığını kafirlere göstermesi gereken Müslümanlar yine milliyetçilik söylemleri ile Ümmet olmanın tüm gerekliliklerini ayaklar altına almışlardır.
Ümmet olarak yoksun olduğumuz ve zillette oluşumuza sebep olan şeyler ortada iken o yoksunluğu gidermek için çalışmak her bir Müslüman’a farzdır!
Genelde insanlar, kutladıkları bir meselenin nereden kaynaklandığı hakkında az ya da çok bilgiye sahiptirler. Fakat yılbaşı kutlamaları için bu durum geçerli değildir....
İslam ve kuvvet birlikte olduğu zaman ortaya kayda değer bir sonuç çıkar. Peki bunun içeriği nedir, neden İslam ve kuvvet diyoruz, burada neyi kast ediyoruz?
Sıratı geçerken insanların amelleri onları taşıyan binekler hükmünde olacak, amellerin derecesine göre hızı ve zamanı değişecektir.
Bizler bügün ''Râşidî Hilâfet Devletini'' uzak mı, yoksa yakın mı görüyoruz?
Bu yazımızda, eğitimin ve öğreticinin önemine vurgu yapmak istiyoruz.