Suriye devriminin onuncu yılını idrak eden Müslüman Suriye halkı çok zor şartlar altında devrime sahip çıkmaya devam ediyor. Sömürgeci kâfirlerin saçlarını ağartan Suriye kıyamı; Dera’da çocukların duvarlara yazdığı “halk rejimin değişmesini istiyor” sloganı ile başlamıştı…
Halkın rejimin değişmesi için başlattığı kıyamın üzerinden tam on yıl geçti. Her güne ayrı ayrı acıların ve zulümlerin kaydının düşüldüğü koskoca on yıl… Evet, on yıldır acılara ve gözyaşlarına sahiplik yapan Suriye…
Suriye; tam on yıldır her türlü zorluğa göğüs geren Müslümanların diyarıdır. Esed rejiminin hunharca gerçekleştirdiği katliamlara duçar kalanların diyarıdır. Evladının cansız bedenine sarılarak döktüğü gözyaşında boğulan anaların diyarıdır. Beton yığınlarının altından çıkarılan ölmüş annesinin ve babasının uyanmasını bekleyen masum çocukların diyarıdır. Sırf “La ilahe illallah Muhammedurrasulullah” dedikleri için diri diri toprağın altında ölüme terk edilen, sırf Allah’a iman ettikleri için acımasızca katledilen Müslümanların diyarıdır.
Allah’u Teâlâ’dan başka kimseden yardım istemediklerini haykıran muhlis Suriye halkı; Esad, İran ve silahlı uzantılarına, Rusya, Amerika ve Koalisyon Güçlerine, kendi içlerindeki cani, işbirlikçi ve kirli paraya tamah edenlere rağmen on yıl boyunca pes etmedi! Diz çökerek sömürgeci kâfirleri memnun etmedi. BM’nin gözetiminde ve Amerika’nın öncülüğünde yapılan katliamlar karşısında boyun bükmedi! Kendilerine dayatılan demokratik laik rejim teklifini kabul etmedi! Bunu yeri geldi canıyla ve malıyla ödedi, yeri geldi evinden barkından oldu, topraklarından hicret etmek zorunda bırakıldı ama direnmekten ve direniş fikrinden asla vazgeçmedi! Devrimlerini ve şehitlerin kanlarını Cenevre, Astana ve Soçi’de kurulan ihanet masalarında satanları desteklemedi!
Ne pahasına olursa olsun direnişinden vaz geçmeyen Müslüman Suriye halkı sizler; on senedir verdiğiniz mücadelede kimilerinin maskelerini düşürdünüz, birçok hakikati de gün yüzüne çıkardınız. Yeri geldiğinde Batılıların memnuniyeti için kâfirlerle Paris’te kol kola yürüyen, Londra’daki olayın acısını derinden hisseden ama söz konusu Müslümanın katledilmesi olduğunda adeta ölüm sessizliğine bürünen siyasilerin/yöneticilerin kirli siyasetini ifşa ettiniz. Yeri geldi Londra’daki saldırıyı son dakika haberi olarak veren ama İncirlik üssünden kalkan ABD uçaklarıyla katliama maruz kalan Suriyeli Müslümanların yaşadıklarına sessiz kalan ve gündem dahi yapmayan medyanın gerçek yüzünü gösterdiniz. Müslümanları katletmeyi âdet hâline getirmiş sömürgeci kâfirlerle sıkı dostluklar kuran, özellikle Rusya ve gasıp Yahudi varlığı “İsrail” ile ikinci baharlarını yaşayan yöneticileri muhasebe etmeyen, üstüne üstlük gündem saptırmasıyla hakkı gizleyen âlimleri(!) ifşa ettiniz.
Ey Suriye halkı siz sabrettiniz. Sabrınızın karşılığını inşallah bu dünyada zafer ahirette de ecir olarak göreceksiniz. Siz davanıza, kıyamınıza ve mücadelenize asla gölge düşürmediniz, zeval getirmediniz. Devriminize ihanet etmediniz.
Ancak ne var ki yöneticiler sizi sahipsiz bıraktılar. Kirli kirli oyunlarıyla devriminizi çalmaya çalıştılar. Şerir planlarıyla Müslüman halka ihanet ettiler. ABD’nin yönetmenliğini yaptığı Cenevre, Astana ve Soçi gibi ihanet oyunlarına alet oldular. Siz devrime meydanlarda sahip çıktınız ve kâfirlere asla boyun eğmediniz ama yöneticiler kıyamınıza ihanet masalarında halel getirdiler.
Bu süreçte bizler, her fırsatta Suriyeli kardeşlerinin yanında olduğunu söyleyen yöneticilerin, yapımcılığını sömürgeci kâfirlerin yürüttüğü bir ihanet oyununda başrol oynadıklarına şahit olduk.
“İçinizden bizi kurtarmaya gelecek kimse kalmadı mı?” feryatlarına “un” göndererek icabet eden ve kardeşlerimize biz sahip çıktık edebiyatı yapan liderlere şahit olduk. Suriye’yi bu esaretten kurtaracak imkâna sahipken orduları kışlalara hapseden, üstüne üstlük sömürgeci kâfirler ABD ve Rusya ile işbirliği yapan yöneticilere şahit olduk. Yıllardır düşmeyen ve direnen Halep, ve sair yerler maalesef ihanet masasında ve yapılan tahliyelerle düşmeye mahkûm edildi. Maalesef biz buna da şahit olduk…
Ey yöneticiler! Henüz ellerindeki Müslüman kanı kurumamış kâfir Rusya ve Müslümanları sırtından hançerlemeyi âdet hâline getirmiş İran ile “ihanet” masasına oturmanız Allah katında büyük vebaldir. Yardım bekleyen Müslümanların feryatlarına icabet etmek yerine çocuk katilleriyle aynı kadrajda dostane görüntü vermek, aynı masada ele ele tutuşmak ihanetin âlâsıdır. Suriye’de yüzbinlerce Müslüman kanını oluk oluk akıtan Moskof kâfirinin ve İran’ın kanlı ellerini tutmanız cürümdür.
Size gelince ey Suriyeli kardeşim! Gösterdiğiniz sabır ve kararlılık nasıl ki ihanet edenlerin maskelerini bir bir düşürdüyse, zalimlerin, müstekbirlerin ve Allah düşmanlarının da sonu olacaktır. Bilmelisiniz ki kardeşlerim! Biz on yıl önce de sizin yanınızdaydık şimdi de yanınızdayız biiznillah. Ne zalimlere meylettik ne de sizin devriminize ihanet…
Allah şahittir ki ne sizin üzerinize oynanan ihanet oyununa alkış tutanlardan olacağız ne de sessiz kalanlardan… Allah’ı birleyen parmaklarımız hakkı yazmaya, hakkı haykırmaya adanmış dillerimiz suskunluğu kırmaya devam edecek biiznillah.
Ey Şam Ehli! Sabır sizde, hayır da sizde, güzel akıbet de…
Sadık kaldığınız ve sömürgecilerin kâbusu haline gelen bu devrim fazlasıyla acıyı, ölümü ve ihaneti gördü. Ancak Allah’ın izni ile zaferi de görecektir! Zira bugün yapmanız gereken en başından olduğu gibi sadece Allah’u Teâlâ’ya güvenip dayanmanız ve sabretmenizdir. وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَۙ “Sabredenleri müjdele!” [Bakara Suresi 155]
Şüphesiz ki Azim olan Allah sabreden kullarına zaferi ikram edecektir. Hayırlı akıbet mutakkilerindir.
___
#İdlibHalepOlmasın