UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!
10 Şubat 2024

UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!

Kudüs, İslam topraklarına Hz. Ömer (ra) döneminde girdi. Birçok kez kâfirler tarafından işgal edilse de gasp edilen toprak vakıasını değiştirmemiştir, sonunda Müslümanların olarak kalmıştır. Ancak 1948'de saplanan hançer yıllardır can acıtır halde. Kendi topraklarımızda tahakküm eden yahudi varlığı zillet üstüne zillet saçıyor.

Kudüs İslam'ın ilk kıblesi, Rasul'ün (sav) emaneti, Müslümanların onuru, namusudur. Allah-u Teâlâ'nın mübarek kıldığı topraklardır. Kudüs izzettir, şereftir, namustur. Kudüs Müslümanlarındır.

Filistin'de 7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı harekatından sonra gasıp yahudi varlığı 1948'de açtığı yarayı derinleştirmek için tüm ifsat edici, yakıcı, yıkıcı eylerimlerine dünyanın gözü önünde devam ediyor. Ne Unesco ne Kadın Hakları ne İnsan Hakları hiçbiri bu eylemin son bulması için harekete geçmedi. Hatta Yahudileri kınamaktan dahi aciz kaldılar. Söz konusu Müslümanlar olunca sessizliğe gark olan sadece batı mı?

Kürsülerden Filistin halkının yanında olmanın sadece boykot yapmak, dua etmek, infak etmekten ibaret olacağını söyleyip durdu makam ve mevki sahipleri... Ümmet-i Muhammed ise hepsini hatta daha fazlasını yaptı. Boykot zinciri oluşturdu, meydanlardan haykırdı, mitingler yaptı, paneller ve konferanslar düzenledi, hatta sınırlara kadar yürüdü. Peki bunu diyen yöneticiler neler yaptı? Herkes üzerine düşeni yerine getirdi mi? Elindeki güçleri kullandılar mı? Ordularını harekete geçirmekten aciz kalan yöneticiler, anlaşmalarını fesh etmek dursun askıya dahi alamadılar.

Misal Türkiye'den "İsrail'e" günlük 8 gemi gitti. Bu gemilerde tekstil ürünleri, makine gibi malzemelerin yanı sıra petrol ve çelik gibi hayati önem arz eden mallar da vardı. Tasavvur edelim, petrolün değeri hem elektirik hem ısınma hem de ulaşım için çok mühimdir ama çeliğin önemini hiç düşündük mü? Belki de petrolden daha kıymetli...

Tanklar, mermiler, toplar, tüfekler, füzeler bu çeliklerle üretiliyor. Bu gemilerle giden her bir ürün, Müslümanın kanını döküyor..

Peki diğer beldelerde neler oluyor? Mısır Refah kapısını açmıyor, sınıra dayanan Müslümanlara geçit vermiyor.

Ürdün "İsrail'in" ağzından çıkacak tekbir kelimeye bakıyor. Arabistan minberlerde hakkı söyleyen âlimleri hapse atıyor.

Filistin halkının 7 Ekim'den bugüne kadar gösterdikleri teslimiyet batıyı uyandırmaya muktedirken hain ve hair (pısırık) yöneticilerin de gerçek yüzlerini göstermeye muktedir oldu Allah'ın izniyle. Anlaşmaları askıya almaya, sınırları açmaya, yardımları sınırlardan geçirmeye dahi gücü yetiremeyene güç ehli denir mi? Hak için konumunu gözetiyor denir mi? Hepsinden önemlisi insani görevini yerine getirdi denir mi?

Hatırlayın kıymetli Müslümanlar, Rusya Ukrayna savaşında Türkiye dahil birçok ülke savaşa destek verdi, birçok yardım malzemelerini, uçakları ve füzeleri gönderdi. Dünya sessiz kalmadı, Rusya'yı kınadı ve somut eylemde bulundu. Şimdi siz düşünün gerçekleri ve olması gerekenleri.

İslam Ümmeti bu halde iken, Ümmet her geçen gün meydanlarda, kürsülerde, medyada hakkı söylerken, liderlerin susması, en ufak eylemde dahi bulunmamaları onlara utanç olarak yeter. Çocukların, kadınların feryadını işitip icabet etmeyen yöneticilere bu utanç yeter. Gazze'de yaşananlar utanç olarak 57 lidere yeter... Zira Ümmet üzerine düşeni yaptı, yapmaya da devam ediyor.

Allah'a hamd olsun ki, ümmetteki hayır, batıyı da uyandırmaya muktedir oldu. Binlerce insan Müslüman oldu, insani değerlerden dolayı olaylara sessiz kalınmadı ve en önemlisi zalimlerin insanlar arasına yaydığı islamofobi anlayışının tesiri insanlar üzerinden kalktı.

Şimdi ise daha fazla harekete geçme zamanı. Evlerimizde, sokaklarımızda, mahallelerimizde, okulumuzda, iş yerimizde her daim Gazze'yi gündem etmek, kirli politikaya alet etmemek bizlerin borcudur. Gazze'yi unutmayıp unutturmamak gerekir. Tüm problemlerin yegane çözümünü dillerden düşürmemek gerekir. Zira o, izzetin, adaletin, hakkın, onurun yegane kaynağı Hilâfet'tir.

Emanet olan her bir karışı vermeyeceğimiz gibi Müslümanlardan akan her bir kanın hesabı da elbet sorulacaktır. Çocukların feryadı, kadınların çığlığı, yaşlıların çaresizliği bu zulme sessiz kalan, ortak olan herkesin boynunadır.

Yeryüzünü yeniden imar edecek, insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracak, fasit olan herşeyi tarumar edecek tek nizam İslam nizamıdır. Allah-u Teâlâ'nın rızası da buradadır. Dün Suriye, Bugün Filistin, yarın Doğu Türkistan bu zulümler ancak Hilafetin varlığı ile son bulacaktır.

Dünyanın yoksulluğa, açlığa, soykırıma terkettiği mamur ve mazlum beldenin kurtuluşunu Rabbim yakın eylesin.. Ya Âlim! Kâfirlerin, zalimlerin oyunlarını başlarına çevirsin. İslam Ümmetini yeniden bir ve diri eylesin. İzzetli günlere en kısa zamanda eriştirsin. Ya Rahmanu Ya Allah! Sen görünen ve görünmeyen ordularını gönder. Mücahidleri muzaffer eyle. Senin dinin için mücadele eden, Müslümanların onurunu, izzetini koruyan dünyanın sessizliğe terkettiği kullarına yardım eyle. Şüphesiz senden başka kimsemiz yok.. Ya Kahharu ya Allah! Filistin topraklarına saplanan yahudi varlığını oradan çıkar, onları kahr-u perişan eyle. Tüm zalimlerden hesap soracak, hakkı adaleti gözetecek Halifeler gönder. Hilafet Devletini en kısa zamanda ikram eyle.

Allahumme âmin

Hatice Yiğit ÖĞÜTLÜ