Tek Bir Amaç İçin!
25 Mayıs 2024

Tek Bir Amaç İçin!

İslam Devletinin yıkılmasının ardından İslam'ın kaybolduğunu fark eden ve bir şeyleri değiştirmeye çalışan birçok parti ve grup ortaya çıkmaya başladı. Günümüzde bu grupların ne kadar çok ve ne kadar farklı olduğunu görüyoruz. Onlar ortaya çıkarlar ve kaybolurlar, yeni gruplar gelir ve geçmişteki gruplar unutulur. Bütün bunlar Ümmetin bulunduğu durumla ilgili kaygı ve endişelerini açıkça göstermektedir.

Müslümanlar yüzyıl boyunca Ümmetin hareketsizliğine çözüm arıyorlar. Kültürlerin çatışması, Müslümanların parçalanması, Müminlerin baskı altına alınması, destek ve korunma eksikliği, İslam'ın ışığında yeni bir nesil yetiştirmenin zorluğu ve benzeri sorunları görüyorlar. Ancak çok az insan asıl sorunun ve tüm bunların çözümünün ne olduğunu anlıyor. Bu yeni grupların sürekli düşüşünün temel nedeni, tam olarak fikir ve yöntemin anlaşılmamasıdır.

Bazıları, hayır partilerini oluşturmakla meşgul. Ama onlar açlığı ancak bir süreliğine giderebilir ve yalnızca bazı insanlara yardım edebilir. Çünkü açlık ve yoksullukla mücadele devletin ve yöneticinin görevi iken, insanların ihtiyaçlarını karşılamak, herkesin derdinden haberdar olmak mümkün değildir!

Diğerleri ise bir ulus veya bölgeyle sınırlı gruplar oluşturur. Gerçi İslam'da ne milliyetçiliğin, ne de vatanseverliğin olmadığını çok iyi biliyoruz. Tek bir Rabbe inanan insanlar, tek din, tek kitap ve o kitaptan çıkan kanunlara bağlıdırlar. Allah korkusu ve cennet yolunda cihad dışında hiçbir konuda birbirlerine üstün değillerdir.

Bazıları ise sadece ibadetle meşguller. Kur'an okuyorlar, ezberliyorlar ve boş zamanlarının tamamını zikir, namaz ve dua ederek geçiriyorlar. Bu kadar çok yöneticiye, orduya ve kuvvete sahip olan Ümmetimizin bundan daha fazlasını yapmaya gücü yetmez mi sanıyorsunuz?

Ya da tam tersine cihad çağrısında bulunuyorlar ve İslam'ın yeniden doğuşunun önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyorlar. Gerçi Peygamber Efendimiz (sav)'in metodu bundan çok uzaktır. O (sav), titreyerek ve büyük bir gayretle, ağzına kadar suyla dolu bir bardak gibi, davetini Medine'ye taşıdı.

Bugün herkes acımızın Filistin olduğuna inanıyor ve boş ve etkisiz yardım davetinde bulunuyor. Ama acımız sadece Filistin değil! Bu, dünyanın her yerinde Müslümanların yok edilmesi, zindanlara

atılmasıdır. Bu Halifemizin olmayışının bir sonucudur! Bu, Allah'ın kanunlarına göre hükmetmemenin yokluğudur. Bu, günah içinde sürekli bir yaşamdır.

Filistin'deki durumun çözümüyle ilgili tüm bu sorunlar, asıl sorun- İslam Devleti ve Halifelinin yokluğu - çözülene kadar ortadan kalkmayacak!

Bu gruplar asıl hedefe, yani İslam'ın yeryüzünde hakimiyetini kurmaya yönelmedikçe, güçleri ancak Hilafet yoluyla çözülebilecek dış sorunlara harcanacak.

«Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.» [Al-i İmran 104]

Elina Mahmut