Siz Başımıza Gelen En Büyük Musibetsiniz!
28 Mayıs 2024

Siz Başımıza Gelen En Büyük Musibetsiniz!

Gazze yine yangın yeri... Yangın yeri derken bu ifadeyi deyim olarak değil hakikat olarak kullanıyorum. Sayısız şehit verdik yine Refah’ta. Oysa Refah; bolluk, rahatlık içinde yaşamak demekti. Ama Gazzeli kardeşlerimiz için öyle olmadı. Yine huzur vermedi gasıp Yahudi onlara... Yine kadın, çocuk, sivil demeden katletti. Yakarak öldürdü masum canları...

Bu insanlık dramı karşısında dünya ayakta. İnananı, inanmayanı, Müslümanı-kâfiri, genci-yaşlısı, kadını-erkeği herkes ayakta. Gazze için herkes tek vücut olmuş.

Güç sahipleri mi? Onlar yine suskun, onlar yine umursamaz, adeta put gibi, lal olmuş dilleri. Bir dünyalık menfaat uğruna sattılar onlar Gazze’deki kardeşlerimizi. Gazze’nin yanında görünüp arkasından iş çevirdiler.

Kardeşlerimiz yanarak en acı şekilde öldürülürken şimdi artık bir şeyler yapmalı yöneticiler diye beklerken, Erdoğan’dan “Türkiye olarak insanlıktan zerre kadar nasibini almamış bu katillerden, bu barbarlardan hesap sorulması için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” açıklaması geldi. 8 ay oldu… Tam 235 gün… 5.640 saat ve 40 bin şehit! İnsan ister istemez soruyor ne zaman? Ne zaman yapacaksınız elinizden geleni?

Biz sizin elinizden geleni biliyoruz. Mesela, “Uluslararası kanunlar var, Türkiye’nin altından kalkamayacağı tazminatlar var vb. ” söylemlerle 7 ay boyunca devam eden utanç vesikası “İsrail” ile ticareti 7 ay sonra da olsa kestiniz. Demek ki elinizden geliyormuş!

Şimdi sırada orduların harekete geçirilmesi var. Ticareti kesmek için 7 ay beklediniz! Orduların harekete geçmesi için ne kadar bekleyeceksiniz! Kaç kişinin daha ölmesini, yakılmasını izleyeceksiniz!

Şunu da biliyoruz ki sizin iradeniz sizin elinizde değil! ABD, ışık yakmadan, onay vermeden hiçbir adım atamıyorsunuz!

Sadece siz değil tüm İslam beldesi yöneticileri aynı konumda. Ateş çukurunun kenarına oturmuş ateşe atılan Müslüman halkları izliyor. Ey Yöneticiler! Sizler başımıza gelen en büyük musibetsiniz!

Gazze’nin ve tüm zulüm altında olan Müslümanların yaşadığı bela ve felaketin asıl sebebi sizlersiniz! Sizler yönetici misiniz? Hayır! Hayır! Vallahi sizler yönetici değilsiniz, sizler ESİRSİNİZ!

Bakın daha geçenlerde İran Cumhurbaşkanı bugüne kadar işlediği sayısız cürümle birlikte öldü gitti. Tövbe edemeden! Yaptığı zulümleri telafi edemeden! O da muhtemelen sizin gibi reel politik masallarıyla kendini kandırdı durdu. Yaptığı ihanetleri meşrulaştırdı. O da yıllar boyunca esti gürledi ama hiç yağmadı! Ama artık yok! Ellerinde Müslüman kanı ve Filistin ihanetiyle Rabbine hesap verecek!

Ey Yöneticiler! Sizlerin de sonu böyle mi olsun istiyorsunuz? Allah’ın (svt) size vermiş olduğu vaktiniz varken bunu değerlendirin! Değil elinizdeki her şeyi kaybetmek, öleceğinizi bilseniz dahi Müslümanların safında yer alın. Müslüman halklarınızın sesine kulak verin! Onlara güvenin! Rabbinizin size vaat ettiklerine güvenin!

“Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın, onları rezil rüsva etsin. Size yardım ederek onlara karşı galip kılsın.” [Tevbe 14]