
Hira, Kur’an’ın ilk ayetlerinin indiği dağın adı. Aslında bu ismin içinde ne büyük bir anlam, ne derin bir hikmet var. Ama o kutsiyetin, o hikmetin izini ne yazık ki İslami isimler verdiğimiz çocuklarımızda göremiyoruz artık. Bugün iki genç kız, adı “Hira” olan iki can, acı bir olayla gündeme geldi. Hiranur; "Işığın nuru" anlamına geliyor. Ne acıdır ki, o nur, karanlık bir sistemin içinde sönüp gitti. Henüz 14 yaşındaydı. Yanındaki arkadaşı ise hâlâ yaşam mücadelesi veriyor. Olayın sebebi daha önceden pek çok defa karşılaştığımız gibi meçhul; içki deniliyor ama ortada şişe yok, koku yok, netlik yok. Bir belirsizliğin, bir yozlaşmanın ortasında kaybolan iki masum gencin başına neler geldiği bilinmiyor.
Çocuklara verilen bu tür isimler yüce manalar taşırken, o mananın gereği olan terbiyeyi, imanı, ahlakı maalesef onlara veremiyoruz. Çünkü yaşadığımız sistem, çocukları değil; nefisleri, hazzı ve şiddeti büyütüyor. Akran zorbalığı, küçücük yaşlarda başlayan kibir ve öfke nöbetleri, ekranlardan taşan sahte hayatlar, sevgi yerine nefret aşılayan diziler… Bütün bunların hepsi kapitalist sistemin birer terbiyesizlik ürünü.
Kapitalist eğitim sistemi; ahlaktan kopuk, aileler ise bu sistemin girdabında yorgun ve çaresiz. Bugün gençlerimiz birbirine şiddetle değil, merhametle yaklaşmayı unuttuysa; bu sadece onların suçu değil, onları yetiştiremeyen bir toplumun, İslamsız bir düzenin suçudur.
Hepimizin büyük derdi olan bu problemin çözümü okullarda, sosyal medyada veya kapitalizmin yamalı bohçaya dönmüş fasit düzeninde değildir. Çözüm, insanı ve toplumu yeniden Rabbine bağlayan bir nizamdadır. Adaletin, terbiyenin, merhametin temeli olan Hilafet Devleti yeniden kurulduğunda, ancak o zaman Hira adı gerçek manasıyla yeniden buluşur. İşte o zaman çocuklarımız sadece “güzel isimler” taşımaz isimlerin şerefine yakışır bir hayat da yaşar.


