ALLAH’A VERDİĞİN SÖZÜ HATIRLA
08 Ağustos 2023

ALLAH’A VERDİĞİN SÖZÜ HATIRLA

İnsani ilişkilerde meydana gelen problemlerden veya dert yanmalardan bunalıp “İnsanlardan çok yoruldum. Artık içimden kimseyle temas kurmak gelmiyor”, diye düşünen kişilerden biriysen bu makale senin yararına olabilir.

İnsanı neşesiz, keyifsiz, sessiz kılan ve onun kendi kabuğuna çekilmesini sağlayan sebep, her ne kadar insanlardan görülen yanlış tavırlar olduğu düşünülse de aslında kişinin hayata nasıl bir anlam yüklediği ile ilgilidir. Eğer bu anlam o kişinin yalnızca kendi hayatı ile sınırlı ise herhangi bir fikrin liderliğini yapmakla ilgili hiçbir isteğinin olmaması da anlaşılır bir durumdur. Böyle bir insanın kafasında kendisine yapılan haksızlıklarla ne kadar meşgul olduğu da tahmin edilir. Yani hayatta sadece kendisini düşünen kişi ancak böyle hisseder.

Oysa İslami esasa göre hayata bakıldığında olması gereken vasıf, İslami fikirleri önce kendi hayatında yerleştirmek ve sonra da dünyaya taşımaktır. Çünkü onun hayat mücadelesi yalnız kendi çıkarları ile sınırlı değildir. Dolayısıyla bir Müslüman için hayatın anlamı İslam Risaletinin hakimiyeti olmadıkça, bu davayı bir ölüm kalım meselesi olarak kabullenip buna sahip çıkmadıkça doğru yolda yol alamaz.

Bu yüzden hayata bakışımız kişisel olmadığı için meselelerimizde sırf kişisel düşünce ve duygularımızın mücadelesini vermeyiz. Evet, mücadelemiz marufun emredilmesi ve münkerin nehyedilmesi olmalıdır. Dolayısıyla bizim harekete geçmemizi sağlayan nokta Allah’ın (svt) emir ve nehiyleri olduğu için şahsi beklentileri gözümüzde büyütüp davamızdan vazgeçmeyiz.

Fikrine, akidesine herkesin güvendiğinden daha fazla güvenen ve bu güveni insanlara yayabilen kişi fikri bir liderdir. İslam Ümmeti tarafından daima sevilen, güven duyulan ve davetlerine icabet gören bu liderler, canla başla insanları hakka davet etmek için çırpınırken, Ümmet, hakkın karşısında olan, hakkı yok etmek için kendilerini batıla zorlayan liderler de tanımaktadır. Aynı zamanda kendilerine haktan gibi görünüp batıl emellerini gizleyen, hakkı değiştirmek isteyen liderlere de şahit olmaktadır. Bir başka örnek ise insanlara batılı süsleyen, doğrudan küfrün çıkarlarına uşaklık eden liderleri de iyi tanır.

İşte bugün yaşadığımız beldelerde küfrün bu kadar etkili olmasında en büyük pay batılın liderliğini yapanlar olduğu kadar, İslam’ın liderliğini yapmayan Müslümanlar da nasibini alıyor maalesef. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki batıl tüm gücünü Müslümanların, İslam’ın hükümlerini tatbik etmeye ilgisiz kalışlarından alıyor. Bunun için ey Müslüman, Allah’a verdiğin sözü hatırla!

“Ben yoruldum, artık risaleti taşımak içimden gelmiyor” düşüncesinin altında yatan sebeplerden bir tanesi, bu çalışmayı sadece insanların İslam’dan etkilenip etkilenmemeleri sonucuna bağlıyor olmaktır. Oysa Rabbimizin bizden yapmamızı istediği görev, İslam’a ve İslami hayata başlatmaya davetine devam etmemizdir. Yani bizim için asıl hedef zaten bu farzı yerine getirmektir. İnsanlar hakkı dinleyip düşündükçe icabet edecektir. Ama tekrar altını çizmek gerekirse insanlarla davet ilişkimiz netice elde etmeye yönelik değildir. Çalışmamız sadece Allah’a verdiğimiz sözden dolayı olmalıdır. Allah’ın farz kıldığı hükümden dolayı olmalıdır. Yoksa insani ilişkilerdeki sorunlar kişiyi, daveti taşıma hayrından alıkoyabilir.

Hayatın anlamını, Allah’ın rızasına ulaşmakta bulan, sadakat ve ihlas sahibi liderler, kendilerini bu yolda şehid olmaya çoktan hazırlamışlardır.

“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler vardır. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir, kimi de (şehidliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” [Ahzab 23]