AKIN AKIN GELİYORLAR!
14 Mayıs 2024

AKIN AKIN GELİYORLAR!

Yapılan bir araştırmaya göre Avrupa ülkelerinde, İslam’a giren insanların sayısı “Gazze Tufanı” ile birlikte %400 oranında artış göstermiştir. Gazze’de uygulanan katliam karşısında Avrupa ülkelerindeki pek çok insanda Müslümanlara karşı duyarlılık artmış ve İslam dinini araştırarak Müslüman olmaya yönelmişlerdir.

İslam’a girenlerin ifadelerinden ortaya çıkan genel tablo, Batı toplumunun aşırı seküler hale geldiğini ve bu durumun onları bir “manevî alan” arayışına sürüklediğini göstermektedir. Bu insanların İslam’la karşılaştıkları zaman ona ilgi duymalarının sebebi, İslam’ın; hayatla ilgili problemleri çözebilen, kalbi mutmain, aklı ikna eden, insana huzur veren, net ve kesin değerlere sahip olduğunu görmeleridir. Gazze'deki insanların İslami duruşları, onurlu, izzetli, cesur tavırları, şehadete gülerek ve şükrederek yürümeleri, kutsal İslam beldesini canları pahasına terk etmeyişleri Batılı halkları hayretler içerisinde bırakmıştır. Onların, kapitalizm fikriyle yoğrulmuş temel değerlerini şiddetli bir sarsıntıyla alabora etmiştir. Kendilerindeki, İslam adına uydurulmuş olan yalan-yanlış bütün ezberleri bozmuştur.

Yıllardır onlara anlatılan veya dayatılan kapitalist fikirlerin, insani değerleri hiç önemsemediğini, oysa “İsrail’in” havadan ve karadan yoğun saldırı ve katliamına rağmen, Gazze’de esirlere merhametle muamele eden mücahitlerin; insanlık açısından paha biçilemez bir tavır ortaya koyduğunu onlar da görmüşlerdir. Pek çok Müslüman kardeşimiz Gazze’de şehit olup ölürken, batı dünyasından da pek çok insanın İslam’la şereflenmesine vesile olmuşlardır. Gazze ölürken, Ümmet dirilmektedir.

Batılı insanların İslami eğilimlerinin artması, Allah’ın (svt) dininin yeryüzünde hâkim olmasını istemeyen kâfirlerin ve onların işbirlikçisi ajan yöneticilerin dünya üzerindeki güç dengeleri ile ilgili endişelerini artırmıştır. Geçtiğimiz günlerde Hamburg’da düzenlenen ve yaklaşık bin kişinin katıldığı gösteride Hilafet yanlısı afişler açılmasına siyasetçilerden tepkiler geldi. Basında “Almanya’da Hilafet Alarmı” diye başlıklar atılarak Hilafet pankartı açanlar sınır dışı edilecek şeklinde tehdit haberleri yapıldı.

Almanya’daki Müslümanlara yapılan bu tehdidin benzerleri İslam’ın ilk indiği dönemlerde Peygamber Efendimize (sav) ve beraberinde iman eden ihlaslı sahabelere de yapılmıştı. Peygamber Efendimiz (sav) 23 yıllık risâlet hayatında Mekke’de 13 yıl, Medine’de ise 10 yıl boyunca çetin bir mücadele yaşamıştır. Rasullullah (sav) ve beraberinde ilk iman eden sahabeler, büyük musibetlere maruz kalmışlardır.

Peygamberimiz (sav) kendi kavmi tarafından yalanlanmış, işkence görmüş, üzerine hayvan pisliği atılmış, İslam’a davet etmek için gittiği bazı kabile liderleri tarafından aşağılanarak kovulmuş hatta taşa tutulmuştur. Dönemin zalimleri tarafından ölümle tehdit edilmiştir. İslam’a davet etmeden önce “Muhammed-ül Emin” diye itibar edip güvendikleri bir insana karşı bu tepkileri elbette Rasullah’ın (sav) şahsına değil, onları davet ettiği İslami yönetime idi. Allah’ın(svt) dinini kabul etmek, onların bütün dünyalık hesaplarını alt-üst edecekti. İşte bu yüzden menfaatlerine ters düşen İslam dinini kabul etmek istemiyor, Rasullullah’a (sav) öfke ve kin kusuyorlardı.

Kendisine ve beraberinde iman etmiş samimi Müslümanlara yapılan onca zulme rağmen Peygamber Efendimiz (sav) davasından asla vazgeçmemiştir. Kendisine yapılan teklifler karşısında davasında ne kadar kararlı olduğunu her defasında ısrarla yenilemiş ve “Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseniz bu can bu bedende olduğu sürece ben asla davamdan vazgeçmem” diyerek, döneminin liderlerine, Ebu Cehillerine meydan okumuştur.

O zamanın da bütün kâfir ve zalimleri çok çeşitli tehdit, boykot, yıldırma, işkence öldürme ve benzeri zulümlerine rağmen insanların İslam’a girmeleri engelleyememiş ve en sonunda galip gelen Allah’ın (svt) dinini yeryüzünde hâkim kılmak için çalışan Müslümanlar var olmuştur.

Dün olduğu gibi bugün de kâfirler, zalimler elbirliği ile Müslümanlara pek çok tehdit, işkence, öldürme, katliam ve belki de akla hayale gelmeyecek derecede şiddetli zulümler uygulamaktalar. Fakat onların bu zorbalığı, Allah’ın (svt) vaadini engelleyemeyecektir.

Gazze’de, Doğu Türkistan’da ve sair beldelerdeki zulüm ve katliamlar bizleri üzüyor ve içimizi sızlatıyorsa da insanların, her geçen gün sayıları artarak İslam’a girmeleri, Allah’ın (svt) dininin yeryüzünde yeniden hâkim olacağı günlerin yaklaştığı ümidini her daim yeşertmektedir. Nasıl ki İslam ilk defa indiğinde o günkü egemen sistemleri alt üst ettiyse bugün de bütün sistemleri alt-üst etmeye muktedirdir.

Amerika’daki en azgın çetenin elemanları bile İslam’a girerek Müslüman olmuşlarsa bu dinin etkileme gücünün önünde hiçbir engel duramayacaktır. Ne siyonizm, ne komünizm ne de kapitalizm gibi fikirler İslam’ın yükselişini engelleyemeyecektir. İnsanlar akın akın İslam’a koşuyor. İnsanlar akın akın Hilafet istiyor. Çözüm üretmekten aciz beşeri sistemler, geçmişte olduğu gibi dakik ve etkili çözüm üreten İslami yönetim karşısında yine diz çökecek ve tarihin çöplüğüne gömülecektir.

Allah (svt) şöyle buyurmuştur:

“Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” [Saff 8]