Yöneticiler İçin İstikamet
22 Mart 2025

Yöneticiler İçin İstikamet

Kadir Gecesi’nin de içinde bulunduğu Ramazan ayının son on gününe girdik, Ramazan ayı Kur’an ayıdır ve Kur’an Kadir Gecesi’nde inmiştir. Bu mübarek ay özellikle de Kadir Gecesi Kur’an’la yüzleşme, yanlış ve doğrularımızı görme zamanıdır, O’nun hükümlerine bağlılığımızı ölçme, gevşeyen ipi sıkı sıkıya tutma zamanıdır, O’nun çizdiği yörüngeden sapıp sapmadığımızı kontrol etme ve istikamet üzere olma zamanıdır. . اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَم “Gerçekten bu Kur’an, insanları en istikametli yola iletir.” [İsra 9]

Kur’an ile bağın kurulması sadece fertlere farz değildir, aynı zamanda alim, kanaat önderi, düşünür, yazar ve özellikle de yöneticilere de farzdır. İslam ümmetinin İslam ve Kur’an ile bağının zayıflamasının sebebi o kitabın hükümlerinin hayatta tatbik edilmemesidir. Zira Kur’an sadece okunması için gönderilmiş bir kitap değildir, pratik hayatta uygulanması için gönderilmiş bir nizamdır. Bu nizamı uygulayacak olanlar ise yöneticiler ve devletlerdir.

Hayat, toplum ve devletin Kur’an ile olan bağının koparıldığı günden bu yana Müslümanlar büyük bir savrulma, yozlaşma ve çöküş ile karşı karşıya kaldılar. İşte karşı karşıya olduğumuz bu durum istikamet sorunudur. Bu sorunun sadece fertlerin düzelmesi ve tedavi olmasıyla çözmek mümkün değildir, bu yaklaşım doğru da değildir. Zira içerisinde bulunduğumuz toplumsal yozlaşma ve çöküşün esasi müsebbibi, hiç kuşku yok ki üzerimize uygulanan kapitalist nizamdır. Bu nizamın akidesi laikliktir yani dinsizliktir. Bu nizamı üzerimize tatbik edenler ise yöneticilerdir.

Ve unutulmamalıdır ki dini yok saymış, dini hayatın dışına itmiş bu nizamın uygulayıcıları istikametsizdir. Kendilerine ne kadar doğruluk, dürüstlük sıfatları yüklerlerse yüklesinler, devletin İslam ve Kur’an ile bağını koparmış sultan; zalim sultandır, yönünü İslam’a değil batıya dönmüş lider; yolsuz ve istikametsiz liderdir. Bu liderlerin toplumu götüreceği yer uçurum ve büyük bir felakettir.

Toplumun felahı ve felaketi yaşadıkları dünyada hayatları için neyi referans aldıkları ile doğrudan ilgilidir. Felaha kavuşturan bir nizamı yani İslam ve Kur’an’ı referans alan toplumlar bugüne kadar hep kalkınmıştır. Bu kalkınma hem madden hem manen gerçekleşmiştir. Felakete sürükleyen batıl, tağuti sistem ve nizamları referans alan toplumlara baktığımızda ise onların madden kalkındıklarını zannederiz ama o ifsat edici nizam toplumu topyekûn felakete sürüklemektedir. Batı toplumu bunun en bariz örneğidir, Batı’yı örnek alan, istikametini Batı’ya çeviren İslam beldeleri de her geçen gün bozulmaktadır. Dolaysıyla toplumun istikamet üzere olması, nizamı uygulayan devlet erkinin başındaki yöneticilerin istikamet üzere olmasına bağlıdır.

“Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” sözünün tam aksine الناس على دين ملوكهم “İnsanlar yöneticilerinin dini üzeredir!” sözü vakıaya uygun sahih bir tespittir. Bir hadiste Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem yöneticilerle İslâm’ın ilişkisini ve önemini şöyle ifade etmektedir: الْإِسْلَامُ وَالسُّلْطَانُ أَخَوَانِ تَوْأَمٌ لَا يَصْلُحُ وَاحِدٌ مِنْهُمَا إِلَّا بِصَاحِبِهِ، فَالْإِسْلَامُ أُسُّ وَالسُّلْطَانِ حَارِسٌ، وَمَا لَا أُسَّ لَهُ مُنْهَدِمٌ، وَمَا لَا حَارِسَ لَهُ ضَائِعٌ “İslâm ile yönetim ikiz kardeştirler. Birisi ancak diğerinin varlığıyla tamam olabilir. Yani birisi olmadan diğeri tamam olmaz. İslâm bir binanın esası/temeli, yönetim de o binanın koruyucusudur. Esası olmayan bina çöker, muhafızı olmayan bina zayi olur gider.” [Kenzul Ummal]

Yine yöneticilerin istikametten sapmalarının topluma etkisini anlatan başka bir hadiste Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır: إِنَّمَا أَخَافُ عَلَى أُمَّتِي الْأَئِمَّةَ الْمُضِلِّينَ “Ümmetim üzerine en çok korktuğum, saptırıcı yöneticilerin çıkmasıdır.” [Ahmed bin Hanbel]

Yöneticilerin Kur’an ve İslam’ın yörüngesinden uzak olmalarının en önemli göstergelerinden biri 17 aydır öldürülen Gazze halkı için hiçbir şeyin yapılmıyor olmasıdır. Mübarek Ramazan ayında bombalarla katledilen Gazzeli çocukların, kadınların, yaşlıların halinin görülmemesi; harekete geçilmemesidir. Zira Kur’an o yöneticilere bu konuda şunu emrediyordu: وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ “Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” (Enfal 72) Onlar ise bunu yapmadılar ve yönlerini ABD ve Batılı efendilerine döndüler, böylece aşırı gittiler ve haddi aştılar.

Rabbimiz hem bir kul hem bir peygamber hem de bir devlet başkanı-yönetici olan Rasûlullah efendimize hitaben şöyle buyuruyor: فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطْغَوْاۜ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ “Sen ve beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi istikamet üzere dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin, doğrusu Allah yaptıklarınızı görür.” (Hud 112) Hemen bu ayetin peşine Rabbimiz şöyle buyuruyor:
وَلَا تَرْكَنُٓوا اِلَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُۙ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ اَوْلِيَٓاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ “Sakın zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (Hud 113)

Bu iki ayet bize şunu gösteriyor: İstikamet üzere olmayan zalimlere meyleder, zalimlere meyledene ateş dokunur ve ona yardım da edilmez. Evet işte bugün Gazze bu haldeyken oturup bekleyen, kınama açıklamaları yayınlayan, düşman ile ticaretini kesmeyen yöneticiler zalimlere meyletmişlerdir ve felakete yani ateşe yaklaşmışlardır, çünkü istikametlerini bozmuşlardır. İstikameti bozuk olan yöneticinin peşinden gidilmez, çünkü onunla beraber felakete sürüklenme tehlikesi vardır. İstikametini bozan yöneticiler hak ile uyarılır, muhasebe edilir ve doğru yola, İslam ve Kur’an’ın istikametine çağrılır. Bunu yapmak ta Müslümanların ve özellikle alimlerin görevidir.