Bu ülkede yöneticilerin, Hıristiyan kulübü olan AB’ye dâhil olma sevdaları hiçbir dönem maalesef bitmedi. Ufukları Avrupa’yla sınırlanan, medeniyeti, gelişmeyi onların seviyesine ulaşmakta gören ve bunun için onlarla aynı hedef ve idealleri kendine ölçü edinen liderler, halkı Müslüman olan bu topluma yaklaşık bir asırdır en büyük kötülüğü silsile hâlinde yapıyorlar.
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan; Avrupa Birliği fikrine hayat veren Schuman Deklarasyonu’nun kabul edilmesinin 70. yıldönümünde “9 Mayıs Avrupa Günü”nün tüm Avrupa halklarıyla birlikte ülkemizde de kutlandığı, koronavirüs ile mücadelede ortak hareket edilmesi gerektiği, “şimdiye kadar ülkemize pek çok konuda ayrımcı ve dışlayıcı tutum takınan AB’nin, artık hepimizin aynı gemide olduğunu anladığını umuyorum.” şeklindeki açıklamaları, hâlâ bu Hıristiyan kulübüne girme adına nasıl bir niyet ve iradeye sahip olunduğunun en açık beyanıdır.
Dün, ümmetin birlik ve bütünlüğünü sağlayan Hilâfet’i ortadan kaldırmak için bütün güçlerini harekete geçiren bu haçlı birliğinin, bugün dost görülüp aynı gemide olduğumuzun iddia edilmesi hakikate hakarettir; zulümdür. Hâlbuki Rabbimiz, onların bizimle dost olamayacağını açıkça beyan etmiştir. Aynı gemide bizden razı olabilmelerinin şartı ancak onların dinine uyduktan sonra gerçekleşebilecektir.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” [Mâide 51]
وَلَنْ تَرْضٰى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارٰى حَتّٰى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْۜ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىۜ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ بَعْدَ الَّذ۪ي جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ مَا لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ
“Sen onların dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır. De ki: Asıl doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır.” [Bakara 120]
İlahi uyarı ve tehditleri arkalarına atan liderler, ümmeti de kendi karanlık düşüncelerine çekip günahlarına ortak etmekteler. Dünyaya nizam veren, kıtaların efendisi olan Osmanlı Hilâfet Devleti’ni yıkmak için asırlarca her türlü hileye başvuran haçlı medeniyeti, bu hedeflerine ancak içimizde ruhunu satan bir avuç azgının kulaklarına fısıldanan cumhuriyetle ulaşabildiler.
Kıtalara adalet götüren, dünya siyasetini belirleyen, kütüphanelere sığmayacak eserler bırakan muazzam bir medeniyet… Kendi hadarat ve medeniyetine düşman, düşmanlarının hadarat ve medeniyetine hayran bir nesil, Batı’ya biatli liderlerin hayali olagelmiştir.
Bir taraftan Osmanlı Devleti’yle savaşan haçlılar, diğer taraftan cumhuriyeti kuran kadrolar, aynı gemiye bir asır önce bindiler. Ve bir asırdır çeşitli hile ve kurnazlıklarla ümmeti peşinden sürükleyen liderler, bu gemiyi haçlı limanına yanaştırmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Tabii o limana varabilmek için ümmetin dininden, değerlerinden, ahlakından ne varsa denizin, okyanusun derinliklerine bırakılması istendi. Takdir edersiniz ki bizleri biz yapan birçok değer, bu yolculukta denizin derinliklerine bıraktırıldı ve hâlâ da bıraktırılmaya devam ediliyor.
Batması kaçınılmaz, kendisine dahi hayrı olmayan haçlı gemisinin, ne ümmete ne de insanlığa hiçbir faydası yoktur.
Bir taraftan liderlerin haçlı limanına çekmeye çalıştığı gemi, diğer taraftan Hz. Nuh’un gemisi gibi ümmeti tekrar ait olduğu felah ve kurtuluş limanına ulaştırmaya ant içmiş muhlislerin mücadelesi… Bu mücadele hak üstün gelene kadar devam edecek.
Bizler; İslâm’ın yönetimi olan Hilâfet’e ve ecdadımıza savaş açmış İslâm’ın tekrar hayat sahnesine gelmemesi için her şeylerini feda eden haçlılarla aynı gemide değiliz.
Siz, demokrasiyi, lâikliği, hayatlarının her köşesine yerleştirip her türlü ahlaksızlığın, değer tanımazlığın, rezilliğin kaynağı konumundakilerle aynı gemide olabilirsiniz, lakin biz değiliz.
AB uyum yasaları çerçevesinde onlara yaranma adına zinayı suç olmaktan çıkarıp Allah’ı gadaplandıracak kadar pervasızlaşanlardan yer ile gök kadar uzağız!
Kirli ellerin ulaşamadığı aile kalmıştı; ona da haçlı zihniyetinin ürünü olan İstanbul Sözleşmesi ve buna uygun kanunlarla darbeyi vurdunuz… Milyonlarca Müslüman aileyi yıkıp fesada uğratan sizlerle hiçbir ortak paydamız yok!
“Özgürlükler” adı altında aileyi, nesli, toplumu yıkma projeleri olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, LGBT’lere yasal haklar veren sizlerle bırakın aynı gemide olmayı, aynı okyanusta bile değiliz!
Ne düşmanlarımıza benzeyeceğiz, ne onlarla aynı gemiye bineceğiz, ne de aynı ideal ve hedeflerin peşinde koşacağız!
Bizler; Rabbimizin emri, Rasul *SallAllahu Aleyhi ve Sellem’*in müjdesi, kâfirlerin korkusu, ümmetin kurtuluşu olan Hilâfet gemisiyle dünyanın dört bir köşesine bu dini tekrar hak ettiği şekilde götürmenin cehdini veriyoruz.
لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ
“Çalışanlar bunun için çalışsın!” [Sâffât 61]
___