ÜMMETİN GÜCÜ, DÜŞMANIN KABUSUDUR!
30 Temmuz 2025

ÜMMETİN GÜCÜ, DÜŞMANIN KABUSUDUR!

27 Temmuz Pazar günü “Köklü Değişim” tarafından Gazze için düzenlenen programda, farklı mezhep, camia ve cemaatlerden Müslümanların aynı safta yürüdüğüne hepimiz şahit olduk.Nakşî hatmesinden çıkan bir sofî ile tarikatları şiddetle eleştirenler kol kolaydı. Sakal uzunluğu, zikir biçimi, kelam ekolü, akaid mezhebi... Hiçbiri konuşulmadı. Ne tekfir vardı, ne tenkit.Birbirlerini değil, Gazze’ye yardımın aciliyetini hedefe koymuşlardı.Hepsi aynı duaya "Âmin" dedi. Hepsi yöneticileri gösterdi: “Gazze açlıktan ölüyor acil harekete geçin” dedi.

Hepsi “La ilahe illallah”, Allah-u Ekber ”dedi.Ve biz ömrümüzde ilk defa böyle bir İslami mozağin yekvücut olduğunu gördük. İşte bu; Ümmetin özüdür! İşte bu; Rasulullah’ın (sav) arzuladığı kardeşliktir.

Ve işte bu, düşmanın en çok korktuğu manzaradır!

Zira Ümmet bir araya geldiğinde dağlar titrer, zulüm geriler, Firavunlar sarsılır.

Bedir bunun şahididir,

Yermük bunun şahididir,

Kudüs’ü fetheden Halife Ömer,

İstanbul’u fetheden Fatih bunun şahididir.

Bir gün Sahabenin biri, savaşta düşman karşısında nasıl dimdik durduklarını soran bir gence şu cevabı vermişti:

"Biz önce saflarımızı Allah için sımsıkı tuttuk, kalplerimiz birleşti. Sonra zafer zaten Rabbimizin vaadiydi."

Sahabe zamanında; Hz. Ebu Bekir'in halifeliği döneminde yalancı peygamberler, zekâtı reddedenler, İslam’a sırt dönen kabileler türemiş, ümmetin içinde ciddi çatlaklar oluşmuştu.

Ama ne yaptı Ebu Bekir (ra)?

Hiçbir ayrışmaya fırsat vermedi."Vallahi bir deve ipini zekât olarak verselerdi, Rasulullah zamanında verip şimdi reddetselerdi, onlarla savaşırdım!" dedi.

Çünkü birliğin bozulması, düşmanın içeriye sızmasına kapı aralamaktı.Ve o birlikle Ridde Savaşları kazanıldı. Ümmet dağılmadı, toparlandı.Birlik yeniden tesis edildi ve çok geçmeden İslam toprakları Asya’nın kalbine, Afrika’nın içlerine kadar ulaştı. İslam sancağı sınırları genişleyerek dalgalanmaya devam etti.

O günlerde olduğu gibi bugün de birlik, İslam’ın zafer kapısıdır.Ümmetin gücü, düşmanın kâbusudur! Bugün Ümmetin güçsüz olduğunu düşünenler, ona en çok silah satanlardır. Çünkü birleştiğinde ne yapabileceğini çok iyi biliyorlar. Bir gecede Hilafetin ilan edilmesinden, bir haftada Kudüs’ün geri alınmasından korkuyorlar.

Bir gün herkesin “Allah’ın (svt) yarattığı dünyada yalnızca O’nun dediği olur” diyeceği o birlik ruhundan çekiniyorlar. Kâfirler, parçalanmış bir ümmeti tercih ederler. Mezhebiyle, meşrebiyle, kıyafetiyle, kelamıyla bölünmüş bir topluluk onların işine gelmektedir.

Ama Ümmet bir safta "Allah-u Ekber" diye bağırırsa sadece yer-gök değil, bütün planları, tahtları da sarsılır!

Bugün, tüm farklılıklarına rağmen Müslümanlara öncülük ederek aynı çatı altında birleştiren, tekbirleri göğe yükselten, gözleri Gazze’ye diken o buluşmayı sağlayan “Köklü Değişim” camiasını ve emeği geçen bütün Müslümanları yürekten tebrik ediyor ve hepsine teşekkür ediyoruz.

Zira bu ümmete yıllar sonra "birlik nasıl olurmuş" gösterdiler. Ümmete, fikir ayrılıklarını bir kenara bırakmanın, büyük davalar uğruna tek ses olmanın mümkün olduğunu hatırlattılar.

Ey Ümmet!

Siz bir olursanız zafer sizindir. Siz saf tutarsanız yerler, gökler sizinledir. Siz kalbinizi birleştirirseniz Allah (svt) yardımını yağdırır. Ve ey zalimler! Birlik olmuş bir Ümmeti görürseniz bilin ki: Sonunuz yakındır. Bu Yürüyüş, Hilafetin Ayak Sesidir!

Evet!

Bugün gördüğümüz bu manzara sadece bir yürüyüş değil.Bu, Ümmetin yeniden uyanışının işaretidir. Bu, Hilafet Devleti’nin bu Ümmet eliyle yeniden kurulacağının açık bir ispatıdır.

Zira birleşmiş bir Ümmet, yeniden yeryüzünün en büyük gücüdür!Bu yürüyüş, Ümmetin artık “vakit kardeşlik vaktidir, vakit birleşme vaktidir!” dediğini göstermektedir. Ve bu ses, Ümmetin Hilafete doğru yürüdüğünün apaçık ilanıdır.

"Şüphesiz ki Allah, kendi yolunda, sanki kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever."[Saff 4]

“Sonra hilafet, nübüvvet minhacı üzere yeniden kurulacaktır.” [Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 273/6]

Bu Ümmet ayağa kalktı, yürüyüş başladı. Ve Allah’ın izniyle bu yürüyüş, Hilafetle taçlanacaktır!

Yeter ki biz safımızı doğru belirleyelim…

Ve kol kola yürümeye devam edelim.