Rasulullah Efendimiz (sav) gördüğü bir cenaze üzerine şöyle buyurmuştu:
“Kendisi rahatlayan veya kendisinden kurtulunmuş olandır.”
Sahabiler: “Ya Rasulullah rahatlayan veya kendisinden rahatlanan nedir?” diye sordular.
Rasulullah (sav): “Mümin olan kul, dünyanın yorgunluklarından ve ezalarından Aziz ve Celil olan Allah’ın rahmetine gidip istirahat eder. Facir olan kula gelince, ondan da diğer kullar, şehirler, ağaçlar ve hayvanlar kurtulup istirahat eder.” buyurdu.
Müminler içinde özellikle öyleleri vardır ki, kendilerinin ve sevdiklerinin katliama, zulme, işkencelere tabi tutulacaklarını bile bile yeryüzünde Allah’ın (svt) dini hâkim olsun diye zalimlere ve onların zulüm düzenlerine karşı kıyam etmekten asla geri durmazlar. İşte Rabbimiz özellikle onları dünyanın tüm sıkıntılarından kurtarıp katında rızıklandıracaktır.
Bu müminleri tüm sıkıntılara karşı dayanıklı kılan, onların Allah’a (svt) olan imanları ve teslimiyetleridir.
Diğer yandan ise facirler içinde öyle zalimler vardır ki, Allah (svt) onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine perde çekmiştir. Hakkı ve hakikati asla göremezler. Tüm maddi imkanlar ellerinde bulunmasına rağmen dengeleri bozuktur. Dünyalık kaygıları, azdıkça azmalarına sebep olur.
Zalimin ölümünün mazlumun kurtuluşu olduğu gibi, zalimlerin sömürü düzenine dayalı batıl sistemlerinin ölümü de (kaldırılışı da) tüm dünyanın kurtuluşu olacaktır. İnsanlar, hayvanlar, canlı cansız tüm varlıklar kurtulacaktır.
Çocuk, genç, yaşlı, kadın Gazzeli mazlumların feryatlarına kulaklarını tıkayan, katil yahudi varlığının katliamlarıyla akan kanlarını görmezden gelen, hak ve adalet anlayışları işgalcilerle iki devletli “çözüm” olan ve zalimleri destekleyip yardım eden tüm hain yöneticilerin maskeleri artık düşmüştür. Bugün İslam topraklarında yönetimlerin, Allah’ın (svt) hükümlerine bağlı olarak değil de zalimlerin istek ve keyfine göre sürdürüldüğü apaçık ortadadır. Emirleri altındaki ordularını harekete geçirmeyeceklerdir. Katil “israil” ile ticaretlerini, diplomatik ilişkilerini durdurmayacaklardır. Yüzümüze karşı “israil” katildir” diyecekler ancak ona asla katil muamelesi yapmayacaklardır.
Vahşi kapitalizm sömürgecilik yoluyla her geçen gün Müslümanları kendi beldelerinde çeşitli yöntemlerle sindirmeye ve batıl sistemine boyun eğdirmeye çalışmaktadır. Bu batıl sistem devam ettiği sürece zulüm sadece el değiştirecektir. Katliam, bombalama, tutuklama, esaret, işkence, ambargo, İslami tüm değerlere yapılan saldırılar artarak devam edecektir. Bunun farkına varan insanlar artık büyük şehirlerde kitleler halinde yöneticilerin yanlışlarını göstermek amacıyla zulmü protesto ediyor, seslerini yükseltiyorlar.
Diğer yanda da insanların Filistinli Müslümanlara yapılan soykırıma karşı duyarlı tavırlarından rahatsız olan ünlülerin yüzündeki maskeler de tek tek düşmeye devam ediyor.
“Onun arabası var güzel mi güzel” şarkısıyla ünlenen şahıs, Filistinli Müslümanlara karşı işlenen mezalimin şer’i olarak nasıl sona ereceğini, alimlerin, yöneticilerin ne yapması gerektiğini hatırlatan ve köklü çözümün ancak Allah’ın (svt) hükümlerini uygulayacak olan Hilafetin kurulması ile olacağının altını çizenlere dil uzattı.
Biz de onun bu ruhsuz sözlerine karşılık “maalesef ruhu yok” diyelim.
Hilafetin kaldırıldığı bu topraklarda Hilafetin yeniden inşa edilmesi için çalışmak Müslümanların kendi özüne dönmesi demektir. Vallahi Ümmet bunun için bu kadar bedel ödemişken bundan daha azına razı gelmez.
Onun için hiç mi hiç şansınız yok…