PSİKOLOJİK VE VİCDANİ BİR HASTALIK: “DUYARSIZLIK”
10 Ocak 2023

PSİKOLOJİK VE VİCDANİ BİR HASTALIK: “DUYARSIZLIK”

Yaşadığımız dönemin en büyük problemlerinden olan ahlak sorunu gün geçtikçe daha da derinleşen bir dehliz gibi. Toplumda yaşayan çocuk, genç, orta yaşlı ve ihtiyar diyebileceğimiz herkes bu sağnaktan bir şekilde etkileniyorlar ve her kesim gidişattan şikayetçi. Gelinen noktaya baktığımızda haramların sıradanlaştığı, zulmün güçlülük gibi algılandığı, iffetin ve İslami kimliğin eziklik gibi yansıtıldığını görüyoruz. Hayatın oyun ve eğlenceden ibaret sayıldığı bir dönemde İslami şuur ve duruş artık insanlara çağdışı gelmeye başladı.

Mevcut sistem insanları Ümmet ve birliktelik şuurundan uzaklaştırıp yalnızlaştırdı. Bireyselliğin ve bencilliğin empoze edildiği halklarda aslında yaşadığımız sorunlar kaçınılmaz sonuç mesabesinde. Bu alışmaya başladığımız içler acısı duruma eklenen özellikle pandemi ve sonrasında eklenen duyarsızlık hissi ise artık yadsınamayacak boyutlarda. Gemisini kurtaranın kaptan sayıldığı, her koyunun kendi bacağından asıldığı bir anlayışın sonuçlarını yaşıyoruz. Etrafımızda olan hiçbir şey direk bizi etkilemiyorsa artık bizim ilgi ve algı sahamızda değil ne yazık ki. Dünya da Müslümanların maruz kaldığı zulüm, haksızlık ve yağma bir kenara artık kendi yaşadığımız ülkede olan biten, kendi şehrimizde yapılanlar hatta ve hatta kapı komşumuzun başına gelen musibetler bile bizi enterese etmiyor. Ne ahlaki çöküntü, ne gelinen durum, ne de böyle giderse sonrasında bizi nelerin beklediği! Ekonomik dar boğaz dışında hiçbir şey ilgi sahamıza giremiyor maalesef. Çünkü bize değerlerimiz kaybettirilip yerine menfaatçilik yerleştirildi. Ümmet olma şuuru zihinlerden silinerek yaklaşık yüzyıldır bireyselcilikle yaşantımızı şekillendirmemiz aşılandı.

Evet, yüzyıl diyerek kapitalizmin bu topraklarda hüküm sürmeye başladığı zamanı işaret ediyorum. Çünkü ferdiyetçiliği kutsayan, bireye tüm özgürlükleri sınırsızca veren, onun maslahatlarının garantörü olduğunu iddia eden ve fert karşısında toplumu yok sayan bu sistemin İslam Ümmetini getirdiği noktayı görüyoruz. Bu denli kutsanan fert (!) artık vahşileşip her türlü insani duygudan soyutlanıyor. Son dönemlerde yaşadığımız duyarsızlık hissi de tam anlamıyla aslında kapitalizmin uygulandığı toplumların iç yüzünü bizlere bir kez daha gösteriyor.

Toplumda karşı karşıya kaldığımız hiçbir olay bizde duyar oluşturmuyor. Daha geçenlerde ihmal ve açlık yüzünden kaybedilen 6 yaşındaki çocuk bile bizlerde ne yapmalıyız şuuru oluşturmadı. Çünkü duymuyor, hissetmiyoruz. Aynı şekilde sokak köpekleri tarafından ciddi şekilde yaralanan, ölen çocuklar da sıradanlaşmış haberler haline geldi. Yetersiz beslenme, açlık, fiziksel şiddet, işkence, istismar, soğuktan ölümler. Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Dikkat edin! çocuklardan bahsediyorum. Vicdanların en hassas noktası olan varlıklardan. Çocuklar için bile bu denli sağırlaşmışsak, geri kalanı sizin muhasebenize bırakıyorum. Artık hiçbir şey kanımıza dokunmuyor. En duyarlı kalabilenimizde de üzülüp, kınayıp ya haberleri değiştiriyor yada hemen sayfayı kaydırıyoruz ki zihin gündemimiz değişsin. Toplum olarak zulmün her türlüsüne bağışıklık kazandık. Çünkü duyarsızlık insanda başlayıp topluma sirayet eden psikolojik ve vicdani bir hastalıktır.

İslam birey ve toplumda olan her nevi probleme köklü çözümler getirme kapasitesine sahiptir. Allah (svt) insanı yaratırken diğer yaratılmışlara verilmemiş olan iradeyi bahşetmiştir. Bundan dolayı insan fiilerinde seçim yapmakla birlikte mükellef bir varlıktır. Allah (svt) bütün eşyayı insanın hizmetine sunarken ona sorumluluklar yüklemiştir. Bu sorumluluklar bireyin kendi varlığına, onu yaratan yaratıcısına ve diğer insanlara karşı olan sorumluklulardır. Bunlarla çevrelenen insanın duyarsız davranma olasılığı yoktur.

Birey kendi fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Hayatını riske eden davranışlar sergileyemez. Örneğin; İslam'da intihar kesinlikle yasaklanmış bir eylemdir. Rabbine karşı sorumluluklarında ise ona koşulsuz itaat ve ibadetle sorumlu tutulmuştur. Diğer insanlara karşı olan sorumluluklarına yine İslam çerçevesinden baktığımızda, ne denli duyarlı İslami bir kimlik oluşturulduğunu görüyoruz. Kişinin anne babasına, eşine, ailesine, yakın akrabalarına, hatta komşusuna dahi yüklenmek zorunda olduğu sorumluluklar vardır. Rasullullah (sav) şöyle buyurmaktadır:

“Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz. Yönetici bir çobandır. Erkek, aile halkının çobanıdır. Kadın, kocasının evi ve çocukları için çobandır. Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz.” (Buharî, Nikah, 91)

Yani birileri çoban diğerleri sürüden bir parça değildir. Herkes kendi sorumluluk alanıyla kuşatılmış ve mesuliyetler yüklenmiştir. Bu minvalde değerlendirdiğimizde Müslüman şahsın bireysel ya da bencil davranma olasılığı yoktur. Bununla birlikte İslam fertleri/bireyi değil toplumu ele alır. Toplumdaki fertleri ise bir duvarın tuğlalarına benzetip herkesi birbirinden sorumlu kılar. İyiliği emredip kötülükten men etmekle sorumlu tuttuğu iman edenleri, bu konuda şiddetli şekilde uyarmaktadır. Yalnızlaştırılan ve duyarsızlaştırılan insan, - İslamın toplumsal denklem ve duyarlılığı adına- kapitalizm tarafından bir kazanımdır. Çünkü Rasul (sav) şöyle buyurmaktadır:

“... Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)

Dolayısıyla İslam’da kapitalizmin aksine bireylerin kabuğuna çekilme, kayıtsız kalma ve yalnızca kendini önemseme gibi bir durumları yoktur. Bu Peygamber öğretisi; bencillikten arınıp, etrafındaki olaylara karşı daha duyarlı olmayı, daha takipkâr olmayı gerektirmektedir. Yukarıdaki hadisler ışığında bir kişilik oluşturulduğunda Ümmet içinden; toplumun her noktasını kuşatan yöneticiler, her bir Müslümanın derdini kendine dert edinen samimi Müslümanlar ve mesuliyet bilinciyle çözümler arayan dava adamları çıkaracaktır biiznillah. Vesselam.