KEŞKELERLE BAŞLAYAN CÜMLELER, ZİYAN OLMANIN EŞİĞİNDE OLAN ÖMÜRLER
26 Mart 2023

KEŞKELERLE BAŞLAYAN CÜMLELER, ZİYAN OLMANIN EŞİĞİNDE OLAN ÖMÜRLER

6 Şubat 2023, saat 04.17… Uzun yıllar zihnimizden atamayacağımız bir tarih ve saat artık. Türkiye ve Suriye’de büyük bir deprem felaketi yaşandı. Felaket sonrası geride, elimizde kalan şeyler ise; binlerce enkaz, ölüm, acı, gözyaşı, “keşke”ler, ibretlik hikâyeler ve en önemlisi almamız gereken büyük bir ders oldu.

Bir depremzede kardeşimiz, kendi payına düşen dersi şu sözlerle ifade ediyor: “Ben namazımı kılmadım. İlkokul mezunuyum. İngilizceyi sonradan öğrendim. Ama Kur’an okuyamıyorum. Ben hatayı kendimde buluyorum. Eşim bana ‘Namaz kıl!’ diyordu. Keşke kılsaydım, keşke kılsaydım, keşke kılsaydım!.. 20 sene çalıştım; hepsi 1.30 dakika da gitti… Çadırda kalıyorum… Bu bana ders oldu. Şimdi namaza başlayacağım. Hatalıydım. Benim buradan çıkmam bir mucize. Allahu Teâlâ bana bir ders verdi. Malım mülküm vardı, çalışıyordum, bir tek namazımı kılmadım. Keşke namazımı kılsaydım, keşke kılsaydım! Malım mülküm önemli değil, hiç umrumda değil, gitsin. Şimdi umurumda olan tek şey, Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğrenmek… Yahudilerle, Hıristiyanlarla çalıştım. 15 yılımı İngiltere’de harcadım; çalıştım, para kazandım. Ama hepimiz dinimizi unuttuk. Para, ev, araba, altın için çalıştık. Elimizde ne kaldı? Başkalarının verdiği gömleğe muhtacız. Bu bir ders; inanana, güvene büyük bir ders. Ben hata yaptım. Keşke Kur’an-ı Kerim okusaydım, keşke namaz kılsaydım. Keşke İngilizceyi öğrenmeseydim, Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğrenseydim, en büyük servetim bu olurdu.” Bu sözler, pişmanlıklarını ve aldığı dersi tekrar tekrar dile getiren kardeşimizin sözleri. Rabbimiz şöyle buyuruyor: [اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ لَعَلّٖٓي اَعْمَلُ صَالِحاً فٖيمَا تَرَكْتُ كَلَّاؕ اِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَٓائِلُهَاؕ وَمِنْ وَرَٓائِهِمْ بَرْزَخٌ اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ] “Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, ‘Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım.’ der. Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır." [Müminun Suresi 99-100]

Müslümanlar olarak bu ayetle muhatap olmamak için, “keşke” dememek için başımıza gelen bu depremden ya da benzeri musibetlerden ders çıkarmalıyız, kardeşlerim. Başımıza gelen bu deprem felaketi sonrası yaratılış gayemizi iyi anlamamız lazım. Lazım ki yarın bizlerde “keşke” diyenlerden olmayalım. Kaygılarımızı, korkularımızı, hırsımızı, kinimizi, yaratılış gayemize göre şekillendirelim. Rabbimiz ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor: [وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ] “Ben, cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.” [Zariyat Suresi 56]

Bizim yaratılış gayemiz âlemlerin rabbi olan Allahu Teâlâ’ya kulluksa bu hayattaki tek kaygımızın, Allah’ı razı edebilmek olması gerekir. Hayattaki tek korkumuzun, haramlardan fersah fersah kaçıp Allahu Teâlâ’nın sevgisini kazanmak olması gerekir. Hayattaki en büyük hırsımızın, Allah’ın dinini yeryüzünde yüceltmek için çalışmak olması gerekir. Bu hayatta yalnızca Allah ve Rasulü’ne savaş açanlara karşı kinlenmemiz gerekir. Bizler yaratılış gayemizi bugün maalesef unuttuk. Hayata dair kaygılarımız değişti. İyi bir geleceğe sahip olmak, ev, araba almak, iyi bir eğitim almak en büyük kaygılarımız oldu. En büyük korkumuz, sahip olduğumuz evimiz, arabamızı kaybetmek oldu. En büyük hırsımız, hep daha çok para kazanmak oldu. Kinimiz, yalnızca şahsımıza, egomuza, paramıza, malımıza, mülkümüze zarar geldiğinde ortaya çıkar oldu. İşte biz, yaratılış gayemizi unuttuk. Kapitalizmin hayata bakış açısını, ölçülerini, menfaatçiliği benimsedik. -Hâşâ- “Allah hayata hükmedemez!” dedik. Kendi nefsimizi ilah edindik. Kaygı ve korkularımız değişti. Hayata dair menfaatlerimiz ve para kazanmak tek gayemiz oldu.

İşte Rabbimiz bize yaşanan deprem felaketiyle yeniden bu malın-mülkün asıl sahibini ve yaratılış gayemize bizleri hatırlattı. Rabbimiz şöyle buyuruyor: [اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ ف۪ي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ] “Görmüyorlar mı ki, her sene birkaç defa imtihan mahiyetinde çeşitli belâ ve musibetlerle karşı karşıya geliyorlar. Buna rağmen ne tövbe ediyorlar, ne de düşünüp ibret alıyorlar!” [Tevbe Suresi 126]

Yaratılış gayemizi yeniden hatırlayalım, “keşke”lerle başlayan cümleler kuran ve bize imtihan için verilen bu hayatı ziyan edenlerden olmayalım. Başımıza gelen musibetlere karşı sabreden ve ders çıkaranlar olalım inşallah.

Peygamber efendimiz hadis-i şerifinde söyle buyuruyor: “Mü’minin hayranlık verici bir hali vardır ki, onun her işi hayırdır. Bu hal, müminden başka hiç kimsede bulunmaz. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.” [Müslim, Zühd, 64]

Rabbimiz ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor: [وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِسِ وَالثَّمَرَاتِۜ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَ اَلَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ اُو۬لٰٓئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ] “Muhakkak ki sizi korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerinden eksiltmekle (fakirlikle) imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde: ‘Biz ancak Allah’a aitiz ve biz sonunda O’na döneceğiz!’ derler. İşte Rablerinden af ve rahmet onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.” [Bakara Suresi 155-157]

Ey Rabbimiz! Bize şer görünen bu musibeti, İslâm ümmetinin hayrına, Kur’an ve Sünnet üzere birleşmesine, kardeşliğe, ümmet olma şuuruna, Sana halis bir tövbe ile affına, ihsan ile imana, ihlas ile amele, tam bir teslimiyet ile teslim olmaya, gökte ve yerde kulluğumuzu yalnızca Sana hasretmeye, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile bizlere gönderdiğin, Sünneti ile bizlere öğrettiği ve bizlere hayat veren nizamının hâkimiyetine vesile kıl...

Ya Rab! Bu vakıa; Duygularımızı ve düşüncelerimizi, İslâm akidesi ve ondan çıkan tüm fikir, hüküm ve çözümler üzerinde birleştirsin… Karanlıklarda kaldığımız son gecemiz olsun bu gece Allah’ım. Maddi ve manevi göçük altında kaldığımız son yer olsun bu yer, Allah’ım. Deprem ile yıkılan evlerimiz; kabirlerimiz değil, senin nurun ile aydınlanan ve içindekileri aydınlatan evler olsun, Allah’ım. Bu akşam o evlerin altından ve üstünden yükselen tüm sesler, Tevhid üzere birleştirsin bizi Allah’ım. Ey Rabbimiz! Ölen Müslüman kardeşlerimize rahmet et! Binlerce Müslüman kardeşimizin bu ölümü, milyarlarca Müslümanın dirilişine vesile olsun, ya Rab! (Allahumme âmin!) Allahu ekber!

Zeynep DENİZ