İSRAİLOĞULLARI BİZİM İÇİN DERS
11 Aralık 2023

İSRAİLOĞULLARI BİZİM İÇİN DERS

Filistin'de yaşanan son olaylarla bağlantılı olarak çoğumuzun Yahudilerin akidesi, siyaseti, tarihi ve diğer konularıyla ilgili birçok sorusu var. En önemli soru ise tarihidir. Peki, Yahudiler? Kim bunlar? Onlara neden İsrailoğulları deniyor? Onlar Allah'a iman etmediler mi? Neden bizzat Allah onlara lanet etti? Bütün bir ulus nasıl ve neden lanetlenir? Bütün bu sorulara ancak İsrailoğullarının tarihini tam olarak inceleyerek cevap verebiliriz. İbrahim'in (as) eşlerinden biri olan Sare'nin oğlu İshak'ın doğum haberini nasıl aldığını biliyoruz ve Allah'ın izniyle de onu dünyaya getirdi. İshak (as) ise tıpkı babası gibi peygamberlik şerefine nail oldu ve kısa bir süre sonra Esav ve Yakub adında iki oğlu dünyaya geldi. Bu çocuklarından biri olan Yakup da risaleti taşıyarak İsrail olarak adlandırıldı. İşte bugün tüm dünyayı sarsan İsrailoğulları'nın hikâyesi tam olarak burada başlıyor.

Yakup'un (as) veya diğer adıyla İsrail'in, biri en büyük peygamberlerden olan Yusuf'la beraber -kendisine karşı yaptıkları kötülüğe rağmen İsrailoğulları'nı Mısır'da yüksek bir konuma getiren- 12 çocuk babası olduğunu biliyoruz. Mısır'ın yöneticisi olan Yusuf (as) döneminde de kendilerine verilen birçok ayrıcalığa rağmen hep daha fazlasını isteyerek kendilerini herkesten üstün görmüşlerdir.

Mısır'da barış ve uyum içinde yaşayan Firavunlar kısa bir süre sonra iktidara gelerek İsrailoğullarını kendilerine köle yaptılar. Allah-u Teâlâ ise onları bu zilletten kurtarmak için Musa ve Harun Aleyhimusselamı peygamber olarak gönderdi. O dönemde de çeşitli imtihanlardan geçen İsrailoğulları başlarına gelen her olayda kendilerine kurtuluş olarak gönderilen peygamberleri suçlamışlardır. Bu insanlar nankörlükleri ve savaşa karşı isteksizlikleri sebebiyle 40 yıl boyunca çölde yaşamakla lanetlendiler. Musa Rabbiyle buluşup Tevrat'ı alırken, İsrailoğulları kendilerine altın inek şeklinde bir put yapıp ona tapmaya başladılar. Bu insanların nesi var? Birkaç gün içerisinde nasıl bu kadar çabuk hak yoldan sapıyorlar?

Peki ya bugün ki İslam ümmeti ne durumda? Sonuçta Batı'nın bize getirdiği çoğu şeyin İslam'a kesinlikle aykırı olmadığını iddia ediyoruz. İnançsızların yaşam tarzını benimsiyoruz, onlar gibi giyiniyoruz, karşı cinsle iletişim kurmaktan çekinmiyoruz, kredi çekiyoruz, çocuk büyütmek istemiyoruz. Ne kadar da çabuk Allah'ı terk edip onun dinini Batı'nın medeniyetine(!) tercih ettik. Musa (as) kavminden umudunu kesmedi ve onlara kitabı öğretmeye başladı. Onlar ise bunu kesin bir dille reddettiler. Sonra Allah üzerlerine dağları sarkıttı ve bu da onları kitaba döndürdü. Bu Allah'ın yakın zamanda üzerimize gönderdiği depreme ne kadar benziyor. Peki, bu ümmet Kur'an'a döndü mü? Musa (as) yaklaşık 40 yıl boyunca kavmi ile birlikte çölde dolaştı ama Filistin'e girecek kadar yaşayamadı. Ve ondan sonra gelen peygamber Yusha ibn Nun, insanlarla birlikte memleketine girdi. Bu sefer savaştan kaçmadılar ve Allah'ın pek çok mucizesini gördükten sonra galip geldiler. Buna rağmen İsrailoğulları kibirlenmekten vazgeçmediler. Allah'la ve O'nun peygamberiyle alay edip gülerek Filistin'e girdiler.

İsrailoğulları peygamberleriyle alay etmekten vazgeçmediler, hatta onları birbiri ardına öldürdüler. Bir kez daha Allah'ın peygamberlerinden Samuel'le karşılaştıklarında, kendilerini Calut'un zulmünden kurtaracak ve onunla savaşacak bir hükümdarı kendilerine atamasını istediler. Fakat Allah, Benyamin'in zayıf ve fakir kabilesinden Talut'u onlara seçtiğinde onu reddettiler. Çünkü yalnızca Yahuda'nın soylu kabilesinden seçilmiş bir kişinin kendilerini yöneteceğini düşünüyorlardı. Bu milliyetçiliğe takıntılı olan ve kendi milletini diğerinden daha üstün gören günümüz Müslümanlarının durumuna benzer. Unutmayalım ki Allah katında en hayırlısı, Allah'tan en çok korkandır. Çok geçmeden Allah, Davud ve Süleyman peygamberler zamanında İsrailoğullarını yüceltmiş, onları büyük bir devletle şereflendirmiş ve Mescid-i Aksa'nın inşa edilmesini mümkün kılmıştır. Peki, bu insanlar bundan da memnun oldu mu? Yalnızca Allah'a iman etme konusunda sadık mıydılar? HAYIR. Fenalık yapmaya devam ettikleri için kutsal topraklardan silindiler. Bu halkın kalıntıları Babil'e köle olarak gitti. Onlar da bizim gibi aşağılandılar. Bizim de sayımız çok ama iman zayıflığından dolayı kuvvetimiz, devletimiz ve kudretimiz yok.

Allah'ın azabı yine de onları doğru yola iletmedi ve onlar peygamberleri yalan söylemekle suçlamaktan ve onları öldürmekten vazgeçmediler. İsrailoğulları, Zekeriya ve Yahya peygamberleri alçakça öldürdüler. Hz. Meryem'e ve oğlu Hz. İsa'ya iftira attılar. Bütün bunlardan sonra Mekke'den bir peygamberin geleceğini haber alarak Allah’tan onlara gelecek bir elçiyi umarak oraya gittiler. Ama her zamanki gibi onu reddettiler. Varlıklarının başlangıcından itibaren Hakk'ı, peygamberleri ve Allah'ın kitaplarını reddetmişlerdir. Sonsuza kadar yaşamak istediler, Yüce Allah'ı alt etmeye çalıştılar, kötülük ve hakaret etmenin yollarını aradılar.

Bu halk, kıyamete kadar bütün Müminlere ibret olsun. Sonuçta Yüce Allah onları çoktan lanetlemiş ve onlar hakkında düşünmemiz için haberler bırakmıştır.

Ey Muhammed ümmeti! Musa peygambere: "Git Rabbinle savaş, biz burada oturacağız" diyen İsrailoğulları gibi olmayın. Mehdi'nin gelip durumunuzu değiştirmesini beklemeyin! Başka birinin sizi adil Hilafet devletinin yeniden kurulması sorumluluğundan kurtarabileceğini düşünmeyin. Devletin kuruluşunu ve bunu için fedakârlık yapmayı geciktirmeyi bırakın. İsrailoğullarının bu dünyaya tutunduğu gibi, siz de bu dünyaya tutunmayın. Bu ümmet Allah yolunda savaşmak ve sürekli cennete susamak için doğmuştur. Emin olun ki Allah, yeryüzünde kendi hâkimiyetini yeniden tesis edip etmediğimizle alakalı bizi mutlaka sorgulayacaktır. Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:

“Göklerin ve yerin tamamı zaten Allah’a ait olduğu halde ne diye hâlâ Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? İçinizden fetihten önce harcayan ve savaşanlar ötekilerle bir değildir. Onların derecesi, daha sonra harcayan ve savaşanlardan üstündür. Bununla birlikte Allah her birine en güzel olanı vaad etmiştir. Allah, yaptıklarınızdan tamamen haberdardır.” [Hadid 10]

Elina MAHMUT