İslam, bir hayat nizâmıdır. Hayatın bütün alanını ve ömrün her ânını Kur’ân ve Sünnet ölçüleriyle düzene koyar. Yalnız yegâne hayat nizamı olan İslam, insan hayatının her alanına hâkim olup bütün problemlerini çözmüştür. İnsan hayatını en güzel şekilde düzenleyen İslam, her şeyi yerli yerince gündeme getirmiş, hayır ve iyilik üzere gerçekleştirmiştir. Sadece Allah’a (svt) kul olmak ve kulluğun gerektirdiği vazifeleri yerine getirmek için gerekli ne varsa Rabbimiz hepsinin hükümlerini tek tek nizamında toplamıştır.
İnsan, İslam içindir, İslam da insan içindir. İnsan, İslamsız olunca ve İslâm’ı terk edince kendi benliğini unutur, insan olmaktan çıkar. Çünkü insan ancak İslam ile insan olur.
İslam insanı, gerek ferdî gerekse toplumsal alanda yetiştiren fıtrî ve tabiî bir sistemdir. İslam, Hak ve adaleti ayakta tutan, her hak sahibine hakkını eksiksiz olarak veren, zulmü, sömürüyü ve ezilmişliği kökten kaldıran bir nizamdır.
İnsanın hayat nizamı daima İslam üzere olmalıdır. Asıl kurtuluş sadece buradadır. İnsan hayatının nizamına İslam’ı koymazsa benlikten çıkar ve karanlığa düşer. Oysa ki İslam, insanı kararmış halden alır ve aydınlığa çıkarır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ
“Ey iman edenler, rüku edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” [Hac 77-78]
Hayatının nizamına İslam’ı koyan her insan doğru yolu bulmuştur. İşte tek kurtuluş yalnızca budur. Bizler her işimizin başına İslam’ı koyarsak ve yalnız Allah (svt) için yaşar, ömrümüzü yalnız O’nun rızasına adarsak kul olmuş ve vazifemizi yerine getirmiş oluruz.
İslam bulunduğu hangi asırda olursa olsun, daima insanları refaha ulaştırmış ve ehemmiyetli bir hayat geçirmelerini sağlamıştır. Adaletin sağlandığı yegane devlet İslam devletidir. İslam bulunduğu her alanda adaleti emretmiş ve daima adalet ile hükmetmiştir.
Abdullah bin Amr bin Âs’tan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletli davrananlar, Allah katında, Rahmân’ın yanında nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklar.” [Nesâî, Âdâbü’l-kudât, 1]
Ne yazık ki, günümüzde tatbik edilen sistem İslam’ın hiçbir hükmü ile hükmedilmeyen ve adalet ile yönetilmeyen bir küfür sistemdir. Ancak bu Müslümanları yıldırmamalı, aksine kıyama kalkmak için büyük bir sebep olmalıdır.
Müslümanlar hayatının merkezine İslam’ı koyarsa elbette Rıza-i İlahi için yaşayacak ve onun emri üzere hayat sürecektir.
Unutmayalım ki İslam’ın güneşi yeniden doğacak ve o güneşin doğuşu ile bizler İslam’a kavuşmuş olacağız. Hayatımızın merkezine İslam’ı koyarak ve İslam için çalışarak bu aydınlığa ulaşmış olacağız.
لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ “Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar.” [Sâffât 61]
Rabia KARADAŞ