GASIP YAHUDİ VARLIĞI “İSRAİL'LE” NORMALLEŞMEK, ONUN BEKASINI KORUMAKTIR
29 Ağustos 2023

GASIP YAHUDİ VARLIĞI “İSRAİL'LE” NORMALLEŞMEK, ONUN BEKASINI KORUMAKTIR

Din deyince aklına kan, taşlama, öldürme gelen kokuşmuş siyonist yahudi varlığı “israil”, içinde bulunduğu zamana kahreden, “biz ve onlar” mantığından hareketle ütopik bir mutluluk anlayışı için “onların” hayatını zindana çeviren bir varlıktır.

Nicelik, nitelik ve güçten yoksun olan siyonist yahudi varlığının bölgedeki Müslümanlara karşı elini güçlendiren ve o eli serbest bırakan, ABD’li etkili siyonistler ve Ümmetin başındaki HAİN AJANLARDIR. Zelil politikalarında bu gayri resmi gasıp yahudi varlığının bekasını gerektiren tüm önlemleri almışlar, sırf ABD’nin çıkarları gereği Ümmetin servetini bu küstah varlığın ayağının altına sermişlerdir. Filistinli Müslümanları terk ettikleri yetmiyormuşçasına İslam beldelerinden gelecek potansiyel tehditlere karşı da “israil” için zorunlu ulusal güvenlik anlaşmaları yapmışlardır. Böylece Müslümanların kanlarını, canlarını, topraklarını ve mallarını “normalleşme” adı altında, hatta normalleşmenin de ötesinde üst düzey bir ilişki formatında kâfirlere satmışlardır.

Dış pazara bağımlı “israil’in” ürünlerinin beldelerimizde dayatılan satışı, ihtiyacı olan suyun, petrolün, kömürün, tarım ürünlerinin beldelerimizden karşılanması, “israil’in” bekası için yapılan sözleşmeler gereğidir.

Gasıp “israil” hiçbir zaman kendi kendine yetecek çapta bir varlık olmamıştır. Nüfusunun azlığı ve coğrafi konumunun çöl olmasına bağlı olarak yeraltı ve yer üstü kaynakları bekasını devam ettirmek için yetersizdir. En önemlisi de su kaynakları yetersizdir. Daima dış yardımlara bağımlı yaşamak zorundadır.

Olası bir savaşta ordu oluşturacak en ufak bir potansiyeli yoktur. Dünyadan silinmesi sadece tek bir savaşa bakar. “İsrail’in” etrafında dört bir yanını çevreleyen İslam beldelerinin olması, onu bekasının en büyük tehdididir. Bu beldelerdeki zelil yöneticilerin en büyük derdi “israil’in” güvenliğini sağlamak için İslam Ümmetini dizginlemektir.

Ey Müslümanlar!

Başınızdaki bu hain yöneticilerin ihanetleri “israil’nin” üstünlüğünü ve baskısını sağlamlaştırmaktan ve Müslümanlara zulümlerini artırmaktan başka ne işe yaradı? Nitekim ABD bu ajanların eliyle bölgelerinizdeki tüm çıkarlarını siyasi, askeri ve ekonomik olarak güvence altına aldı ve sizi zelil etti. Bugün “israil’in” tanınması ve kardeşlerinizi vahşice katletmesi bu ajanlarının ABD ile iş birliğine dayanmaktadır.

Artık bu hain ajanların gerçek yüzlerini görün. İslam düşmanlarına karşı bağlılıklarını her defasında nasıl yinelediklerini görün. Sizin arkanızdan sizin düşmanlarınızı besleyen, yüzünüze de “İsrail ile yakınlaşma Filistin davasına engel değil” diyerek sizi aldatan yöneticilerinizi görün. İslam’ın en büyük düşmanı olan yasadışı siyonist varlık “israil” ve ABD ile güçlü diplomatik, askeri ve ekonomik bağlara sahip olanları iyi tanıyın. Eğer bunlar ABD’ye sadık birer ajan olmasaydı, onun çıkarları için çalışmasaydı bu zulümler devam etmezdi.

Ümmetin temel meselesi, farzların tacı olan Hilafetin kurulması iken, gasp edilmiş İslam beldelerinin bağımsızlığı olarak küçültüldü. Sonra Filistin’in bağımsızlığı olarak daha da küçültüldü. Ve nihayetinde kâfirler Ümmeti asli meseleden uzaklaştırılarak Gazze’nin işgalden kurtarılmasına kadar indirgedi ve tüm mesele o noktada kilitlenip tıkandı.

Gasıp yahudi varlığı “israil’in” bekası için yapılan ihanetlerin savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Ümmetin başındaki bu hainler olmasaydı, gasıp yahudi varlığının işi bir değil bin defa bitirilmişti!

Emin olun diğer beldelerimizin durumu Filistin’den farklı değildir. gibi İslam düşmanı devletler 11 Eylül 2001’den sonra ABD’nin yolunu taklit ederek terör adı altında Müslümanlara saldırdı. Onlara saldırmayı teröre saldırmak saydı. Dünyanın en büyük teröristleri, işgal edilmiş beldelerini savunmak için savaşan tüm Müslümanları terörist olarak ilan etti.

Bugün mevcut siyasi güç dengesi ne olursa olsun, yarın Allah’ın dini yeryüzüne hâkim olduğunda Ümmet tüm dengeleri alt üst edecektir. “İsrail’in” o çok güvendiği babası olan ABD ile tüm bağlarını kesip atacaktır. Sömürgeci kafirlerin kısa ömürlü saltanatları, İslam Ümmetinin bir kez şahlanmasına ve Hilafeti ilan etmesine bakar. O gün Müminler sarsılmaz bir iman ile Allah’a (svt) verdikleri sözü yerine getirecek ve inşaAllah şehid oluncaya kadar başta yahudi varlığı israiloğulları olmak üzere yeryüzünü Allah’ın düşmanlarından temizleyeceklerdir. Bunun için tüm gayretlerimizi birleştirip Nübüvvet metodu üzerine Raşid-i Hilafetin yeniden kurulması için çabuk davranmalıyız.