Gerçek şu ki insan çelişkisiz ve olası tüm sorunları çözebilecek kesin bir sistem geliştirmekten acizdir. Örneğin kapitalizmi uygulayan tüm devletlerde, üretilen çözümlerin hiçbiri işlemediği için bunların sürekli değiştiriliyor olması, bunu kanıtlıyor. Bugüne kadar kapitalist sistemde, hiçbir problemin sahih bir şekilde çözüldüğü veya önlendiği görülmemiştir. Problemlerin çözülmesi şöyle dursun, bunlar bizatihi kapitalizmin açgözlü sömürgeci öğretisinden kaynaklanmaktadır.
Burada önemle üzerinde durulması gereken bir mesele var ki o da sömürgeci kapitalist yöneticiler, ne olursa olsun, asla kapitalizmi eleştirmiyorlar. Hatta yaşanan krizlerin veya problemlerin faturasını şahıslara kaydırarak hedef saptırıyorlar. Böylesine dar ufuklu bir yaklaşımla insanları sahih bir çözüme ulaştırmak elbette imkânsızdır.
Daha somut bir örnek vermek gerekirse; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de yaşanan ekonomik krize ilişkin bir takım görüşler ileri sürdü, çözümler vaat etti. Maliye Bakanı yardımcılarını görevden alarak krizin ortaya çıkmasından kapitalizm değil de birkaç bireyin davranışı sorumlu tutulmalıymış gibi bir algı oluşturmaya çalıştı. Hatta daha da ileri giderek Allah (svt) tarafından gönderildiğine şüphe olunmayan Kur’an-ı Kerim’den ayetlere işaret edip Allah’ın (svt), insanları mallardan eksiltmekle imtihan ettiğine vurgu yaptı, krizin Allah (svt) tarafından gönderildiğini dile getirdi.
Bizler, Müslümanlar olarak Rabbimizin gönderdiği hakikatlerin hepsine iman ediyoruz. Ancak ayetlerin vakıaya mutabık olması elzemdir. Bu yüzden ayetleri yerinde değerlendirebilmek için öncelikle dosdoğru bir vakıa analizi yapmamız gerekmektedir.
Bugün yeryüzünün tamamına dayatılan ideolojinin adı kapitalizmdir, İslam değil. Kapitalizmin teorik temellerine sadece uzaktan bile bakılsa dünyadaki tüm krizlerin asıl sorumlusunun bu batıl ideoloji olduğu görülür.
Hilafet Devleti yıkıldığı günden bu yana İslam beldelerine çöreklenen sömürgeci kapitalistler Ümmetin belini doğrultmasına fırsat vermemişlerdir. Ancak İslam Ümmetinde öylesine güç, sabır ve ümit vardır ki gördüğü nice baskı, zulüm, katliam, sömürü onu yıldırmamış, her zaman kendi başının çaresine bakabilmiştir. Dinini asla terk etmemiştir. İslam Ümmetinin başına gelen felaketler bir başka milletin başına gelse bu kadar ayakta duramaz, tarihte yok olur giderdi. Elbette İslam Ümmetine bu izzetli vasıfları kazandıran Allah’a (svt) olan imanları ve İslam’a olan bağlılıklarıdır.
Öyleyse Ümmetin kapitalizme ihtiyacı yoktur. Onu terk ederek İslam’ı tatbik etmeye ihtiyacı vardır! Diğer insanlara gelince ise; kapitalizmin kusurlu olduğu ortaya çıkmıştır. Bunu görebilen, hakiki çözüm olan İslam’ı düşünüp idrak eden insanların da topyekûn kapitalizme itiraz ederek İslam’a girmeleri yakındır.
Buradan çıkarılabilecek sonuç şudur; günümüzde yaşanan sorunların hiçbiri, kişisel kazanç peşinde koşmanın veya yanlış faaliyetlerin bir sonucu olmadığı gibi ne Allah’a (haşa) ne de halka suç yüklenemez! Tüm sorunların kaynağı, beşer aklının ve hevasının ürünü olan kapitalizmin bizatihi kendisidir. Öyleyse başımızdaki yöneticilerin, Allah’ın (svt) hükümlerini hayattan uzaklaştırma pahasına, Allah (svt) katında hiçbir kıymeti olmayan batıl bir nizamı uygulamaları, onun kusurlarını örtmeye çalışarak onu korumaları insanları saptırmaktır! Allah’ın (svt) indirdikleri dururken tağutla hükmetmek de Allah (svt) katında en büyük günahlardandır!
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرٖيدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِهٖؕ وَيُرٖيدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعٖيداً “Sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tağutu inkar etmeleri kendilerine emrolunduğu halde, onun önünde hükmedilmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.” [Nisa 60]