Diziler ve filmler bulunduğumuz çağın vazgeçilmezi haline gelmiştir. Televizyon dizileri haftanın yedi günü yayında ve aileler her akşam sayısız kanalın sayısız dizilerinden birini izliyorlar. Akşam dizi, gündüz programlar, hafta sonu ise magazin ve dedikodu programları bulunuyor.
Televizyon bu, insanı hep karşısında ister. Her saat onunla ilgilenilmesini ve herkese hitap etmek ister. Bunun yolunu da yapmıştır çeşitli yapımlarıyla. Komedi dizisinden polisiye dizisine, romantik diziden çocuk dizisine sayısız çeşidi vardır. Peki, bunların ne kadarı bir Müslümana hitap ediyor?
Günümüzde diziler artık sadece televizyonda değil internette de aktif hale gelmiştir. Birçok internet dizi platformu kurulmuştur. Şu an televizyon dizileri bile Müslümanlara hitap etmiyorken internetteki daha serbest yapım dizilerinin izlenecek bir tarafı olmadığını tahmin etmek zor değildir.
Bu dizi, film ve programların Müslümanlara neden hitap etmediğine gelince bu yapımlar Batının kültürünü, düşünce ve fikirlerini yansıtıyor. Yaşam tarzları, giyim-kuşam, aile yapısı ve daha derine inecek olursak saç şeklinden konuşma şekline kadar ekranlardaki kişiler ve ortamlar Batılı bir rol model olmuştur. Özellikle de gençler bu yapımlardan kolay etkilenir haldedirler.
Bu yapımların içerikleri tahmin edileceği üzere; aldatma, intikam, aile içi kavga, boşanma ve müstehcenlik gibi konulardır. Bunlar öyle güzel sunulmaktadır ki insanlar izlemek bir kenara böyle bir heyecanlı hayatın içinde olmak için çabalar hale gelmiştir. Bir yandan da dizi ve filmlerdeki tütün ve alkolün özendirilmesi, zina, ahlaksızlık ve bunların normalleştirilmesi gibi korkunç bir durum mevcut. İşte bu yapımlar farkında olmadan insanları bir girdap gibi içine çekmektedir. Bunun sonucunu somut bir şekilde görmek için ise toplumdaki suç oranlarına, suç işleme nedenlerine, fuhşiyata bakmak yeterli olacaktır.
Bazı yapımlarda ise açık açık İslam’la, İslam kültürü ile dalga geçildiğine şahit olduk. Bu yapımları izleyenlerin çoğu Müslüman olsa da dizilerde İslam’ı anlatan, dini eylemleri yansıtan hiçbir şey bulunmamaktadır. Dizilerde namaz kılan, zekat veren, kadın-erkek mahremiyetine dikkat eden veya bir Müslümanın yaşamından herhangi bir kesit verilmesi gibi bir durum yoktur. Çünkü Batının yaşam tarzı İslam’ın yaşam tarzına zıttır.
Toplumda maalesef ki bu durumun etkisi altında olup gerçekleri görememektedir. Çünkü zihinler bulanıklaştı. Doğruyu yanlışı ayırt edemeyecek hale gelindi. Rol modelimiz Peygamberimiz (sav) olması gerekirken dizideki bir kadın/erkek oldu. Resullullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yaşantısını, sorunları çözme şeklini örnek almamız gerekirken dizilerdeki başrolleri örnek alır olduk. Hem de Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizi bu konuda uyarmışken.
“Her kim, bir topluluğa (kavme) benzerse o da onlardandır.” [Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel]
Başka bir hadiste ise şöyle geçmektedir:
“Siz sizden öncekileri adım adım, karış karış takip edeceksiniz. Hatta onlardan birisi kertenkele deliğine girse siz de onların peşinden kertenkele deliğine gireceksiniz. Bunun üzerine sahabe: “Onlar Yahudiler ve Hıristiyanlar mı?” diye sorunca Allah'ın Rasulü: “Başka kim olabilir” diye cevap verdi. [Buhari]
Öyleyse bir Müslüman uyanık olmalıdır. Televizyon insanlara bir kimlik oluşturmamalı, hayata bakış açılarını değiştirmemelidir. Çünkü bu yapımlar ile insanlar özellikle de gençler sorgulamayan, düşünmeyen, İslam’ı tanımayan bir toplum haline geliyor. Gençler Sahabeleri örnek alıp kendileri başkalarına örnek olmalıdırlar. Bizim amacımız karalanmaya ve unutturulmaya çalışılan İslam’ı yaymak ve ona hizmet etmek olmalıdır.
“Çalışanlar böylesi (bir kurtuluş) için çalışsınlar.” [Saffat 61]
Zehra Yağmur