7 iklim, 3 kıtanın hamisi ve hamidi, Müslümanların Halifesi, İslam’ın neferi, zalimlerin ve kâfirlerin korkulu rüyası Halifemiz Abdulhamid'e.
Sultanım! Cumhuriyet denilen zillet herkesi, her beldeyi kuşattı. İnsanlar nefislerini şeytanlara satar, amellerini ise yapmaz hale geldiler. Fuhşiyat, zulimat, sefalet, rezalet had safhada. Artık elleri öpülesi, ayaklarının altı cennet olan anaların başları evlatları tarafından kesilir, taciz ve tecavüz vakaları çekirdek aile içerisinde yaşanır oldu. Okullardaki eğitim inançsızlık yayan duruma getirilerek fuhşiyat yuvası haline getirildi. Kale gibi korunması gereken aileler bozuldu, demokrasi ve özgürlük adı altında herşey işlenir oldu. Sizin zamanınızda sayılı olan olaylar hatta 50 yılda işlenen suçlar bugün bir günde işlenir hale geldi.
Doğu Türkistan’daki Müslümanlar çeşitli işkencelere uğruyor, karı ve kocaları zorla ayırıp kadınlara tecavüz ediliyor, erkekler ise köle gibi çalıştırılıyorlar. Hatta birkaç ay öncesinde hastalık bahanesi ile Müslümanları evlere hapsettiler sonrasında ise felaket gibi büyük bir yangın çıktı. Ne su ne ekmek ne yemek hiçbir şey vermediler. Sizin kâfirlere dahi gösterdiğiniz adaleti, bugün zalimler kendi topraklarında kardeşlerimiz çok görerek onların ırzına, namusuna göz koyuyor. Kudüs ise en acılı yaramız... Başımızdaki sözde yöneticiler “İsrail’i” devlet olarak tanıdı. Oysa tüm Müslümanların tükürmesiyle boğulacak kadar küçük bir milletti onlar. Ancak bugün koskaca dünyayı onlar yönetir oldular. Şimdi ise Ramazan ayı yaklaşıyor, oradaki kardeşlerimize her ay Ramazan-ı Şerifi, mübarek ayımızı zehir ediyorlar, korkuyorum onlar için.
Suriye’de ise kâfirlere korku salan Arap baharı oldu. Henüz neticelenmedi ama kardeşlerimizin direnişi takdire şayanken yöneticiler kardeşlerimize her seferinde ihanet etti. Oradaki bacılarımız tecavüze uğradıklarından dolayı intihar etmek için fetva ve doğum kontrol hapı istediler. Üzülüyorum hünkarım. Yüreğim titriyor, gözlerim doluyor. Müslümanlar her şeyin en iyisine layıkken bize görülen bu reva, yapılan bu ihanetler kardeşlerimizin uyanmasına yeterli olmuyor.
Türkiye’de, Hilafetin son başkentinde içi boşaltılmış kavramlar tüm gençleri zehirledi. Tesettür mücadelesi başörtü (!) ile kısıtlandı, genç kızları tanımak dinini ayırt etmek dahi zorlaştı. Giyinik demeye dilimizin varmayacağı şekilde insanlar sokakta gezer oldu... Ateist, deist, feminist hatta arogmatik olduklarını iddia eden gençler var. Eşcinsellik, cinsiyet değiştirme artık devletin en büyük desteklediği kurumlar tarafından yapılıyor. Zina yolu ise vergi verdikleri müddetçe hep açık, hep var. Cinayetler, hırsızlıklar, adaletsizlikler, uyuşturucular, alkoller her türlü felaket burada... Hatta öyleki alkol fabrikaları açtıkları için Müslüman yöneticiler şükrediyor. Faiz ise, Allah’a (svt) ve Rasulullah’a (sav) savaş açılan bu cürüm insanlara fetvalar eşliğinde yaptırılıyor. Kur’anlarımız yırtılıyor, hükümlerimiz ayak altında...
Sultanım, suni sınırlar ile Müslüman kardeşlerimizle aramıza sınırlar çizen, sizin devlet olarak dahi görmediğiniz Amerika’yı, bir karış toprak vermediğiniz “İsrail’i”, beşikteyken bebeklere dahi düşmanlığı verilmesi gereken İngilizlerin ve dahi tüm küffar devletlerin had bilmesi için bir ferman yazacak hatta harekete geçip İslam ordusunu bir eyleyip küffara yürüyecek sizin gibi Halifelere muhtacız. Geçmişte Peygamberimize (sav) hakaret içerikli tiyatro tertip etmek isteyenlerin isteklerini boğazında bıraktığınız gibi bugün de tüm değerlerimizi alaşağı etmek isteyenlere had bildirecek sizin gibi yiğitleri arzuluyoruz. Bizler sizin yüce gönüllüğünüzü, Ümmetin Halifesi olduğunuzu biliyoruz. Biliyoruz ki fahri kainat Efendimiz (sav) için O rahatsız olmasın diye tren rayının altına Medine şehrinde keçe yerleştirmeyi düşünen sizsiniz. Oysa şimdiki yöneticiler bunca yapılan zulümlere, kutsallarımızın çiğnenmesine, bacılarımızın tecavüze uğramasına kınamayı bile çok görüyorlar. Bizler özledik hünkarım...
Vakıasını dahi bilmediğimiz ancak bir müjde ile sımsıkı tutunduğumuz vaad edenin vaadine güvendiğimiz Hilafeti özledik... O makama yakışacak sizler gibi Raşid Halifeleri özledik. Ayağa kalkması ile zalimleri titretecek, tek bir fermanı ile Ümmeti birleştirecek, zulümlere Allah’ın rızası için dur diyecek, Hakkı anlatacak haykıracak Halifemizi özledik.
Rabbimizden niyazımız o dur ki, hak olan vaadini bizlere en kısa zamanda nasip etsin. Toplumsal çöküşün içinde olan izzetli, vakarlı, asil Ümmete yeniden saadeti, huzuru, adaleti tesis edecek tüm değerlerini koruyacak Abdulhamidler gibi, Ömerler gibi, Fatihler gibi Halifeler nasip eylesin. Allahumme Âmin.
Hatice Yiğit Öğütlü