Bugün Müslüman coğrafyasında yaşanan zulümler ve sıkıntılar, ümmetin sahipsizliğinin ve koruyucu bir kalkanının olmamasının acı bir sonucudur. Leş yiyici hayvanlar gibi saldıran kâfirlerin Müslümanlara yönelik vahşeti, ümmeti savunacak bir Hilâfet Devleti’nin olmaması dolayısıyla daha da yoğunlaşmıştır. Tarih boyunca Müslümanları koruyan, onları bir arada tutan ve İslam'ın izzetini temsil eden bir halifenin eksikliği, ümmetin içinde bulunduğu acziyeti daha da derinleştirmiştir.
Hilâfetin Yokluğu ve Müslümanların Korunmasızlığı
Müslüman coğrafyasında yönetici pozisyonundaki liderlerin acizliği, ümmetin karşı karşıya kaldığı zorlukları daha da arttırmaktadır. 57 liderin bir araya gelip kınama mesajları yayınladığı İslam İşbirliği Teşkilatı toplantıları, sorunların çözümüne yönelik herhangi bir somut adım atamamaktadır. Müslümanlar dünya çapında meydanlarda toplanıp zulümleri eleştirirken, bu protestolar maalesef kalıcı bir çözüm üretmemektedir.
Gazze'de yaşananlar, ümmetin sahipsizliğinin en acı örneklerinden biridir. 40 binden fazla insan, çoluk çocuk demeden, işgalci “İsrail” tarafından katledildi ve dünya bu katliamı izlemekle yetindi. Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi'nde yapılan konuşmalarla bu zulüm meşrulaştırılmaya çalışıldı ve alkış aldı. Müslümanların liderlerinden biri olan Erdoğan, hamasi konuşmalarla duygusal tepkiler verse de ortada somut bir icraat yoktu. Libya ve Karabağ'da gösterilen müdahale gücü, “İsrail”e karşı gösterilmedi ve Gazze'de binlerce Müslüman şehit düştü.
Yöneticilerin Acizliği ve Çözümün Gerekliliği
En son Tahran'da, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin şehit edilmesiyle, Müslümanların yaşadığı zulüm bir kez daha gözler önüne serildi. Ancak Müslüman devletlerin liderleri, bu yapılanları izlemekle yetiniyor ve hâlâ Birleşmiş Milletler'den, Amerika'dan yardım bekliyorlar. Bu acı tablo, ümmetin sahipsizliğinin en net göstergelerinden biridir. Peki, çözüm nedir?
Çözüm, Hilâfet Devleti’nin yeniden tesis edilmesidir.
Hilâfet’in Koruyucu Rolü
Hilâfet, tarih boyunca Müslümanlar için bir kalkan olmuş, onları korumuş ve izzetlerini muhafaza etmiştir. Hilâfet, Müslümanların bir arada, güçlü ve korunaklı bir şekilde yaşamalarını sağlamıştır. Müslümanlar, Hilâfetle korunur; onun arkasında savaşırlar ve ümmetin izzetini, şerefini ve haysiyetini korurlar. Hilâfet’in yokluğu, Müslümanların parçalanmışlığını ve zayıflığını daha da arttırmaktadır.
Bugün ümmetin yaşadığı sömürü ve zulümler, Hilâfet’in yokluğunun acı sonuçlarıdır. Müslümanların bir araya gelip koruyucu bir kalkan olan Hilâfet’i yeniden tesis etmeleri gerekmektedir. Hilâfet, ümmetin izzetini ve haysiyetini koruyacak, Müslümanları zulümden kurtaracak tek çözüm yoludur. Tüm Müslümanların birlik olup bu kutsal davayı yeniden hayata geçirmesi, ümmetin sahipsizliğini sona erdirecek ve İslam'ın izzetini yeniden tesis edecektir.