“Remel” Yapana Allah Merhamet Etsin!
27 Mayıs 2025

“Remel” Yapana Allah Merhamet Etsin!

Dünyanın dört bir tarafından hacılar, hac farizasını ifa etmek için mukaddes topraklara hareket ettiler. Milyonlarca Müslüman Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in “Hac ibadetlerin yapılışını benden alınız” hadisi gereğince; O SallAllahu Aleyhi ve Sellem nasıl tavaf ettiyse öyle tavaf ederek, nasıl say ettiyse öyle say ederek, nasıl şeytan taşladıysa öyle taşlayarak velhasıl; O SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yaptıklarını yaparak sünnete uygun hac farizası eda etmenin gayreti içerisindedirler.

Hac ibadetlerinin arasında öyle bir nebevi uygulama -ritüel- vardır ki ben onun, hac ibadetleri ve Kâbe sınırlarının ötesine taşınması ve uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Lütfen sözlerim, “yeni ibadet ihdas ederek bidat çağrısı yapıyor” şeklinde de anlaşılmasın. Mutlaka ki ibadetler tevkifidir. Yani yapılışını vahiy belirlemiş ve sınırlandırmıştır. Maksadım asla vahyin belirlemediği bir şeyi ibadet haline dönüştürmek değildir. Bilakis maksadım, nebevi bir uygulamanın günümüzde eksikliğini duyduğumuz bir ihtiyaca dikkat çekmesidir. Ya da böyle bir uygulamadan dersler çıkartmak ve yine hacca dair bir ritüelin birtakım hatırlatmalarda bulunmasıdır.

Remel

“Remel”; erkeklerin, tavafın ilk üç şavtında; sağ omuzlarını göstererek, kısa adımlarla koşarak ve omuzları silkerek çalımlı ve süratli yürümelerine denir. Başka bir ifadeyle remel, “güç gösterisi maksatlı heybetli yürüyüş” anlamına gelir. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem umre ziyareti için Kâbe’ye geldiğinde tavaf sırasında ilk üç şavtta pazularını gösterecek şekilde ihramını sıyırmış, omuzları açmış ve de heybetli yürüyerek tavaf etmiştir. Bunu ise Müslümanların (ordusunun) hastalıklardan zayıf ve savunmasız düştüklerini iddia eden ve böyle bir söylenti yayan müşriklere, güç ve gövde gösterişi için yapmıştır. Rivayetlerde, böyle davranarak müşriklere İslâm’ın ve ordusunun gücünün yerinde olduğunu gösterenlere Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in övgüsü söz konusudur. Buna dair bazı rivayetleri burada paylaşmak istiyorum:

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ashabıyla birlikte hicretin yedinci yılı Zilkade ayında umre yaparlarken, müşrikler onların zor durumda olduklarını, Medine’de hastalıklara yakalanıp zayıf düştüklerini söyleyerek Dârü’n-Nedve önünde toplanmış, tahkir ve alay etmek amacıyla onları izlemeye başlamışlardı. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de sağ omzunu açık bırakarak remel yapmış ve şöyle buyurmuştur:

_“Bugün kendisini Kureyşlilere güçlü-kuvvetli gösteren kişiye Allah merhamet et-sin!” [İbn-i Hişâm]

“Müşriklerin gücünüzü görmesi için Beytullah’ı tavafınızın ilk üç şavtında remel yapınız.” [Ahmed ibn Hanbel] İbn Abbas RadiyAllahu Anh der ki:

“Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Kâbe’yi tavaf ederken remel yapması, müşriklere güçlü olduklarını göstermek içindi.” [Buhari] Yine ibn Abbas RadiyAllahu Anh der ki:

“Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile ashabı Mekke’ye geldiklerinde Yesrib sıtması onları güçsüz düşürmüştü. Bunun üzerine müşrikler, ‘Yarın sizlere sıtmanın zayıf düşürdüğü bir topluluk gelecek!’ demeye başladılar. Ancak Allah, müşriklerin bu sözlerinden Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i haberdar edince ashabına tavafta remel yapmalarını emretti. Müşrikler de Hicr tarafında oturup Müslümanları seyre koyuldular. Müslümanlar tavafta iki rükün (Hacer-i Esved ile Rükn-ü Yemani) arasında normal bir yürüyüşle dönerken kalan kısmında da remel yapıyorlardı. Müşrikler bunu görünce birbirlerine, ‘Yesrib sıtmasıyla zayıf düştüğünü söylediğiniz kişiler bunlar mı? Oysa bunlar şundan şundan daha güçlüler.’ demeye başladılar.” [Buhari, Muslim, Nesei]

İbni Abbas RadiyAllahu Anh’a göre başlangıçta tavaf esnasında sırf Kureyşlilere karşı gösteri amacıyla yapılan Remel (heybetli yürüyüş), Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in veda haccında, tavafın ilk üç şavtında yapmasıyla “sünnet” olmuştur. Yine Ömer RadiyAllahu Anh, Hacer-i Esved’le ilgili sözünün devamında, _“Biz neden hâlâ bu remele devam ediyoruz ki? Çünkü vaktiyle biz, bu remel ile (bizim zayıf düştüğümüzü söyleyen) müşriklere karşı (güçlü) görünmek isterdik. Halbuki yüce Allah onları helak etmiştir.” [Buhari, Hac, 57] şeklinde bir yorumda bulunmuştur.

Belki de Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hac tavafında da bu remel sünnetini yapmış olması; düşmanları karşısında her dönemde nasıl güçlü olmaları gerektiğini Müslümanların hiçbir zaman unutmamaları içindir. Kim bilir? Allahu âlem…

Ne var ki bugün, takriben on sekiz milyon asker sayısına ulaşan ordulara, ileri teknolojik silahlara sahip olmalarına rağmen İslâm beldeleri yöneticilerinin “remel ruhu”ndan mahrum oldukları acı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Milyonlarca hacı ve dahası bazı İslâm beldeleri yöneticilerinin gerek umre gerekse de hac ziyareti sırasında yaptıkları remel; kâfirlerin yüreğine korku salamadığı için “remel ruhu”na aykırıdır. Buna güncel bir örnek, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin 2024 yılındaki hac ziyaretidir. Yarım milyona yakın askere sahip bir devletin başkanı olarak remel yaparken; aynı dönemde Gazze’de kardeşlerimiz gasıp Yahudi varlığı tarafından katlediliyor, Sisi ise Refah Sınır Kapısı’nı açmaktan aciz kalıyor ve Gazze halkı açlığa, susuzluğa mahkûm ediliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer yöneticilerin umre ziyaretleri sırasında yaptıkları remel ritüeli de, Doğu Türkistan’da, Keşmir’de, Arakan’da süregelen zulümlere karşı bir duruş sergileyememektedir.

Bugün bırakınız remel ruhuyla hareket edip kâfirlerin yüreğine korku salmayı; Hicaz topraklarında bile remel yapıldığı dönemde Amerika’nın küstah başkanı Trump kahraman gibi karşılandı. Gazze halkı açıktan ölüme terk edilirken; ümmetin kaynakları, trilyonlarca dolar kâfirlere peşkeş çekildi.

Halbuki remel, güçlü olduğumuzu göstermek içindir. Kâfirlerin cesaretini kırmak içindir. Zira Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, remel ile İslâm ordusunun gücünün yerinde ve dimdik ayakta olduğunu göstermiştir; müşriklerin cesaretlerini kırmıştır. Bugün ise remel, ruhundan uzak icra edildiği için bırakınız kâfirleri korkutmayı, onları katliamlarında daha da cesaretlendirmiştir.

İşte Gazze…

Aksa Tufanı harekâtı başladığından bu yana iki hac mevsimi geçmiştir; fakat yapılan remel ritüeli gasıp Yahudi varlığını durduramamıştır. Devasa ordulara rağmen Yahudi varlığına karşı adım at(a)mayan yöneticilerin bu tavrı; düşmanı, Lübnan’ı, İran’ı, Şam’ı da vurma konusunda cesaretlendirmiştir.

Ümmetin gücünü ve iradesini zımnen rehin alan bu yöneticiler, remelde pazularını göstermiş; ama asıl güç olan ordularını hangarlarda paslandırmışlardır. Gövde gösterileri ise sadece tören ve festivallerle sınırlı kalmıştır.

Ama bir gerçek var:

Bugün gücümüzü sadece remelle sınırlı kalmadan göstermeye ihtiyacımız vardır. Kâfirlere karşı güçlü olduğumuzu gösterip onlara had bildirecek, remel sünnetini Kâbe dışına taşıyacak ve onların yüreğine korku salacak yönetici ve ordulara muhtacız.

Ben de sözlerimi, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in duasından ilham alarak bir dua ile bitirmek istiyorum:

Bugün gasıp Yahudi varlığı başta olmak üzere tüm küffara karşı, İslâm ümmetinin gücünün kuvvetinin yerinde olduğunu ordusal harekâtla gösterecek olanlara Allah merhamet etsin. (Âmin.)