Konya’da yaş ortalaması on yedi civarında olan beş kız öğrenci, okulda tartıştıkları on iki yaşındaki Z.D.K.’nın evinin kapısına bıçakla dayandı. Evin kapısını tekmeleyerek küfredip hakaretlerde bulundular ve eve girmeye çalışıp başarısız olunca geri döndüler. Güvenlik kamerasına yansıyan olaydan sonra aile, kızlarının hayatından endişelenerek polise şikâyette bulundu.
Son zamanlarda bu tür haberleri çok sık bir şekilde görmeye ve duymaya hatta yakın çevremizde yaşamaya başladık. Toplumsal olarak bu olaylar karşısında çocuklarımıza ve gençliğe yönelik endişelerimiz artmaktadır. Bu endişe sadece İslam fıtratı üzere yaratılan çocukların okulda hangi dersten, ne tür bilgilerden mahrum kaldıkları konusunda değil, can güvenliğinin sağlanamayışı konusundadır. Maalesef sabah çocuğumuzu okula gönderirken “acaba akşam eve sağ salim gelebilecek mi" diye düşünür hale geldik. Akran zorbalığı olarak isimlendirilen şiddet yüklü bu davranışlar, kapitalist eğitim sisteminin nasıl bir gençlik yetiştirdiğini açıkça göstermektedir.
Bu sistem, bilgi ve başarı vaat ederken merhameti unutturuyor. Rekabeti yüceltip kardeşliği unutturan bu anlayış, kalpleri çoraklaştırıp toplumu çürütüyor. Bu tür haberler artık sadece bir olay değil, bir çöküşün de göstergesidir. Kapitalist eğitim sisteminin gençliği nasıl ruhsuz, merhametsiz ve yönsüz bıraktığının en acı göstergesidir. Zihinleri amaçsız ve gereksiz bilgilerle doldurup kalpleri boş bırakan bu sistem, insana insan olmayı değil, güçlü (!) olmayı öğretir.
Oysa İslami eğitim sistemi, insanın hem aklını hem kalbini inşa eden bir sistemdir. İslam dışı bozuk fikir ve davranışları tedavi edici, dönüştürücü ve insanı fikren, ruhen ve ahlaken kalkındırıcıdır. İnsanı Rabbine bağlayarak çocuklara, gençliğe ve toplumun geneline güven, huzur, ahlak, merhamet ve adalet kazandırır. Çünkü toplumdaki şiddetin ve bozuk davranışların tedavisi yüksek cezalar ve yaptırımlardan değil, fıtrata uygun İslami bir eğitimden geçer.
Gerçek eğitim insanı menfaat üzere değil, mümin olarak yetiştirendir. İslami eğitim; bozulanı ıslah eder ve kararan kalpleri nurlandırır. İnsanı makam için değil, Allah için yaşatır. Çocukların ve gençlerin kulluk bilincine ulaşıp yeniden dirilişi, ancak ilahi kanunların tatbik edileceği Hilafet Devletinin geri dönüşüyle mümkün olacaktır.