İzmir Gediz’de üç kadın yumruklanıp çocuklarıyla birlikte belediye otobüsünden atıldı. Atılma sebebleri ise Suriyeli oluşlarıydı. Çocuklar çığlık çığlığa ağlarken otobüstekilerin “Defolun gidin ülkenize” diye bağırmaları bir yana kadınlar otobüsten indikten sonra da aynı vicdansız zihniyet, “Oh olsun, pislikler” vb. çirkin söylemlerle zorbalıklarına devam ettiler.
Düşünmeden edemiyoruz, koskoca otobüste hiç mi vicdan sahibi yoktu ki o zavallı insanlara bu şekilde saldırılmasına müsaade edebildiler. Sadece memleketi farklı diye hiç kimsenin onları aşağılama hakkı yoktur. Irkını ve milletini seçmek insanların kendi tercihleri değildir ve bu yüzden suçlanmaları, aşağılanmaları, zulme uğramaları da büyük bir haksızlık, adaletsizliktir. Sürekli yükselen milliyetçilik, ırkçılık gibi fikirler işte böyle saldırgan akımlar meydana getirdiğinden insanları birbirine düşüren tehlikeli fikirlerdir.
9 Eylül Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihine İzmir’in Kurtuluşu olarak geçmiştir. Ama bu yıl 9 Eylül’de yaşanan bu olay ancak acı bir vicdansızlık ve merhametsizlik örneği olarak hafızalarda kalacaktır. 9 Eylül’de denize dökülürken Yunanlılar vicdansızlıklarını, zalimliklerini İzmirlilere mi emanet ettiler? Kemalist zihniyetler daha kaç tane masum insanın böyle canını yakacak? Bazı şahısların övünerek beslediği ırkçılık ateşi böyle masum kadınlara ve çocuklara kabus yaşatarak travma oluşturuyor. Hangi gerekçeyle olursa olsun bu davranış aşağılık bir davranıştır.
İslam dışındaki bütün sistemler insana zulmederken insana gerçek değerini veren ancak İslam’dır. Rasulullah Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir.”