Yahudi varlığı “İsrail”, Gazze’ye yönelik saldırılarını 117 gündür sürdürüyor. 3 ayı geçmiş bir zaman dilimi olmasına rağmen Gazze’de insanlar katlediliyor ve ölüme mahkûm ediliyorlar. Filistin’de soykırım devam ediyor. Kamuoyu ve basında gündem olmasa da bizler bunu görmezden gelemeyiz. Refah kapısının kapalı olması Filistin’e girecek yardımlara engel olmuş durumdadır. Refah; Gazze’nin “İsrail” kontrolünde olmayan tek sınır kapısıdır. “İsrail” ile 2007 yılında gerçekleştirdiği anlaşma kapsamında Refah sınır kapısının kontrolü Mısır’da. Ve yardım girmesine kapalı durumdadır. Arap ülkeleri de dahil olmak üzere 57 liderin kontrolü altında olan ülkeler Gazze’deki katliama sessiz kalarak zulme ortak olmaktadırlar.

Bir çoğumuzun gördüğü bir fotoğraf karesinde battaniyeye sarılmış ve ıslak toprak üzerinde uyumaya çalışan iki çocuğun resmi sosyal medya hesaplarında yoğun olarak paylaşıldı. Ve görselin müsebbibi Müslümanlarmış gibi “Bu utanç 2 milyon Müslümana yeter" cümlesi ile sanki Gazze’yi sahipsiz bırakan Müslüman halkmış gibi lanse edildi. Oysaki bunun sorumlusu 1 Halife etmeyen 57 yöneticidir. Müslümanlar üzerine düşeni yapmaktadırlar. İspanya, Polonya, Japonya, Fas, Lübnan ve Pakistan gibi ülkeler de dahi Filistin’e destek yürüyüşleri yapıldı. Ancak halktan sorumlu yöneticiler sadece makamlarından bunu izleyebildiler.

Sessizliğe gömülen dünyada sahipsiz bırakılan Gazze’de çocuklar açlıktan ve soğuktan ölüyorlar. Anne babalar ise bu acı görüntüler karşısında diri iken ölüyorlar. Gazze’de kardeşlerimiz felaketin son eşiği denilecek kadar açlık yaşıyorlar. Kedi eti yenilebilir mi diye fetva soruyorlar ? Ölmüş cesetleri kedi ve köpekler leş diye yemeye başladılar. Gazze’de hayvan yemlerini öğüterek açlığını yatıştırıyorlar. Birkaç kilometre uzaklığındaki ülkelerde ise sonu olmayan sofralar kuruluyor, ziyafetler yapılıyor. Bu zulme sessiz kalmaya zillet mi denir, ayıp mı denir yoksa rezalet mi?

Namazda iken ağlayan çocuk sesi duyunca namazı hızlıca bitiren Rasulullah (sav) binlerce Müslümanın açlıktan öldüğünü ve Ümmetin yöneticilerinin de buna sessiz kaldığını görseydi bu halimize ne derdi diye düşünüyor muyuz?

Ey Rabbimiz! Kur’an-ı Kerim’de bize mübarek belde olarak bildirdiğin Kudüs’ü zalimlerden koru. Güç ve kudreti elinde bulunduran Allah’ım! Kavmi içinde Nuh’un (as) duasına icabet eden, ey düşmanlarına karşı İbrahim’e yardım eden, Yusuf’u (as) tekrar Yakub’a (as) kavuşturan, Eyyüb’den (as) hastalığı kaldıran, Zekeriya’nın (as) duasına cevap veren, Yunus ibni Mettâ’nın tövbesini kabul eden Allah’ım! Genelde Müslüman beldelerdeki, özelde ise Filistin’deki Müslüman kardeşlerimizi özgürlüğüne kavuştur.

Allah’ım, Bedir’de Peygamber Efendimiz (sav) ; “Ya Rabbi, İslam’ın bu ordusuna yardım eyle. Sana iman eden bir avuç mücahidi muzaffer eyle” diye dua etmişti de ayet-i kerime ile binlerce melekle yardım ettiğini müjdelemiştin. Ya Rabbi şu anda yine Gazze’nin, Kudüs’ün mazlum mücahitleri başta olmak üzere, dünyanın her yerinde hak ve batılın mücadelesini verenlere, Bedir’de yaptığın gibi meleklerinde yardım eyle, Müslümanları, zalime üstün kılarak muzaffer eyle Allah’ım.

Sahipsiz bırakılan Gazze’nin , mazlumların ve Ümmeti Muhammed’in sahibi sensin Allah’ım.

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır : “ Yoksa Ey Müminler! Sizden önceki Müminlerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden, onların yaşadıkları sıkıntıları çekmeden cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlara öyle ezici fakirlikler, öyle kımıldatmayan sıkıntılar dokundu ve öylesine sarsıldılar ki sonunda peygamber ve yanındaki Mü’minler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek hale geldiler. Şunu bilin ki Allah’ın yardımı pek yakındır. [Bakara 214]

Sadiye GÜNEŞ