16 Nisan Cumartesi akşamı İstanbul Dolmabahçe Sarayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sanatçılarla iftar yemeğinde buluştu. Davette bazı açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın sözlerinden bir kısmı şöyle:
“Közün üzerine ne kadar toprak atarsanız atın, maya sağlamsa içten içe yanmayı sürdürür. Milletimiz de sanatına, sanatçısına, kültür ürünlerine sahip çıkarak, kendi tarzını oluşturarak bu yıkıcı ve kurak dönemi aşmasını bilmiştir.
İlhamını bu topraklardan, bu milletten, bu medeniyetten alan hiçbir sanat eserinin başarısız olmayacağına inanıyorum. Biz de verdiğimiz destekler ile daima sanatçıların arasında yer aldık, yer almayı sürdüreceğiz.”
İslam’ı anlamada ve uygulamada başlayan zafiyet ve Hilafetin ilga edilmesi ile birlikte yaşanan süreçte İslâm Ümmeti adeta zifiri bir karanlıkla baş başa bırakıldı. Kur’an, Sünnet ve bu ikisine dayanarak ortaya çıkarılan devasa ilmî servet yüzüstü bırakıldı. Hilafetin ilga edilmesi ile birlikte İslâm Ümmetini hızlıca fikri anlamda çöküntüye uğratan batılı kâfirler ve yerli işbirlikçileri ifsatlarını en kolay medya ve sanat yoluyla yaygınlaştıracaklarını kavradılar ve dünya güzellik yarışmasında payitahttan bir kadını güzel seçerek ifsat çalışmalarını adeta taçlandırdılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iftar davetinde sarf ettiği sözler ise bu saldırıların bir an bile durmaksızın devam ettiğinin belgesidir.
Buradan Cumhurbaşkanına hatırlatmak isteriz ki sanatçı diye tabir edilen ve her rezaleti bu topraklara taşımakla memur olan bu zevat ilhamını bu topraklardan değil kokuşmuş batılı kâfirlerden almaktadır. Zira bu topraklar yüzyıllarca İslam’a beşik ve Müslümanlara yurt olmuştur. Bu millet dinine açıktan en ufak bir saldırı olması halinde bunu bertaraf etmek için canını ortaya koymaktan çekinmeyecek bir millettir. Bu millet Hz. Adem’e (as) ve Havva validemize açıktan yapılan saldırılara nasıl gereken cevabı verdi bizler şahitlik ettik. Lakin sizler bu milleti, kendisine ve dinine sanat adı altında yapılan saldırıları anlayamayacak hâle getirdiniz.
Bir nesli ifsat edenleri iftar sofralarında Müslümanların servetleriyle beslediniz. Bunun bedelini ahirette elbet ödeyeceksiniz lakin sizleri uyarmak isterim ki közün üzerine attığınız topraklar onu söndürmeye yetmez zira İslâm akidesi her daim kendisine yapışıldığında güneş misali parıldar ve kişiyi parlatır. Bu maya İslam mayasıdır, bu maya Allah Subhanehu Teâlâ’nın Müslümanlara bahşettiği mayadır. Bu maya fıtridir ve ölmez. Pek yakında bu maya atıldığı bu topraklarda misyonunu hakkıyla yerine getirip toplumu İslâmî bir toplum haline getirecek, Allah’ın (svt ) vaadi ve Resulü’nün (sav) müjdesine kavuşturacak bir mayadır. Peki, sizi Allah’ın (svt)dünya ve ahirette rüsvalık tehdidi korkutmuyor mu?
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْتَرٖي لَهْوَ الْحَدٖيثِ لِيُضِلَّ عَنْ سَبٖيلِ اللّٰهِ بِغَيْرِ عِلْمٍۙ وَيَتَّخِذَهَا هُزُواًؕ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُهٖينٌ
“İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsva edici bir azap vardır.” [Lokman 6]