Makaleme bir kıssadan bahsederek başlamak istiyorum. Kıssadan hisse diyelim ve payımıza düşenle azıklanalım inşâAllah.
“Çocuk, büyük babasının mektup yazışını izliyordu. Birden sordu:
Bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun? Benimle ilgili bir hikaye olma ihtimali var mı?
Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi:
Doğru, senin hakkında yazıyorum ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha önemli. Umarım büyüdüğünde bu kalemi sen de seversin.
Çocuk kaleme merakla baktı ama dedesinin ne demek istediğini anlayamadı.
İyi ama bu kalem benim hayatımda gördüğüm diğer kalemlerden hiç farklı değil ki!
Bu tamamen nesnelere nasıl baktığınla ilgili...Bu kalemin beş önemli özelliği var ve sen de bu özellikleri kendinde benimseyebilirsen, hayatın anlamını çözersin, dedi dedesi.
Birinci özellik: Harika şeyler yapabilirsin ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma . Bizim için bu el Allah’tır ve her zaman kendi kudretiyle bizi O (svt) yönlendirir.
İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam durmam ve kalemimin ucunu açmam gerekir. Bu kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar. Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin, bu acılar seni daha iyi bir insan yapar.
Üçüncü özellik: Kurşun kalem yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman olanak tanır. Yaptığımız bir hatayı sonradan düzeltmenin kötü bir şey olmadığını anlamalısın, aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden biridir.
Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı kalemin yapıldığı ahşabı ya da dışarı yansıyan şekli değil, içerisinde yer alan grafittir. O yüzden her zaman kendi içine bakmalı, en çok onu korumalısın.
Beşinci ve son özellik: Her zaman bir iz bırakmasıdır. Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın.”
Hayat boyu bizi istikamet üzere tutacak en önemli husus bakış açımızdır. Zira nasıl bakarsak öyle görürüz. Kurşun kalem üzerinden yapılan teşbih tabiri caizse kulluğumuzu beş maddede ne de güzel özetliyor. Ve hayatın anlamını çözecek anahtarı uzatıyor ellerimize. Bize düşen doğru anahtar ile doğru kapıyı açabilmek. Bakış açımız İslami olursa, doğru ve yanlışı, hak ile batılı ayırt edebilirsek sağlam bir şahsiyet sahibi oluruz biiznillah. Binanın temeli sağlam atılırsa üzerine çıkılacak katlar da sağlam olacaktır. Deprem ne kadar şiddetli olsa da binaya zarar veremeyecektir. Sağlam ve doğru bir fikir bizi esfele safilin iken eşref-i mahlukat seviyesine yükseltecektir.
Kurşun kalem üzerinden yapılan teşbih bizlere örnek olsun. Dünya hayatında çıktığımız yolculukta pusulamız olsun inşaAllah.
Dünyaya geliş gayemiz kulluk ve kulluğun gayesi; gayelerin gayesi olan Allah Subhaneu ve Teâlâ'yı razı etmektir. Kul olarak gönderildiğimiz dünya hayatının imtihan yurdu olduğunu başı boş bırakılmadığımızı unutmamak lazım.
أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَن يُتْرَكَ سُدًى
“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.” [Kıyame 36]
İmtihanlar kimi zaman çok ağır olur ki, sabır, şükür, tevekkül ve tefekkür işte orada devreye girer ve insan olgunlaşır. İmanı kemâle erer.
أَحَسِبَ ٱلنَّاسُ أَن يُتْرَكُوٓا۟ أَن يَقُولُوٓا۟ ءَامَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ
“İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.” [Ankebut 2]
Dünya yolculuğunda zaman zaman hatalar, yanlışlar yapsak da hatalarımızı, yanlışlarımızı tevbe-i istiğfarlarla silmek için çaba sarf etmeliyiz. Acılar ağırdır lâkin insanı olgunlaştırır.
Para, mal, şan şöhret için asla taviz vermemeli, İslam’ın yolundan ayrılmamalı, davamız için dimdik ayakta durmalı ve özümüzü kaybetmemeliyiz.
Boş yaşamaktan beri durmalı, söz ve amellerimizin bir olmasına özen göstermeli, her daim iz bırakacak işler yaparak örnek olmalıyız.
Hayatımızın en güzel örneği Peygamber Efendimizin (sav) yolundan ayrılmamalı ve izinden gitmeliyiz. Davasını miras olarak yüklenmeli, mücadele etmeli ve yine yeniden ikinci kez Raşidi Hilafet Devletinin ikamesi için çalışmalıyız.
“Sizin hayırlınız insanlara faydalı olandır” hadis-i şerifinde kastedilen hayrı yaparak razı olan, razı etme niyeti ve gayreti içinde bulunan kullarından olabilmemiz niyazı ile fikir yolculuğumuzda hepimize hayırlı seyirler.
İrem DEMİRCİ