Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi ’ın İstanbul’daki binasının önünde geçtiğimiz Cuma günü eylem yapan bir grup genç dün şafak operasyonuyla gözaltına alındı.

Filistin’deki masum Müslümanların katledilmesine ortak olan, Refah’ta bombalarla yanarak can veren masumların müsebbibi olan “İsrail” jetlerine yakıt taşıyan şirketi protesto eden gençlerden 13 kişi, mala zarar vermek ve konut dokunulmazlığı gerekçesiyle adliyeye sevk edildi.

2006’dan beri Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden oluşturulan petrol koridoruyla Türkiye üzerinden sevkiyatlar yapılmakta.

7 Ekim’den beri “İsrail’in” barbarca soykırımına maruz kalan Gazze halkı için tüm dünyadaki vicdan sahibi insanlar birleşerek bu katliamın durdurulmasını ve “İsrail’le” olan anlaşmaların, sevkiyatların son bulması adına çağrılar yapmıştır. Türkiye Hükümeti başta ticareti yalanlayarak kamuoyunu rahatlatmaya çalışmış fakat sonrasında yalanladığı ticareti askıya aldığını duyuran açıklamalar yapmıştır.

Zulmün her çeşidinin yaşandığı Gazze halkının yanında olmak adına boykot çağrıları ilk günden tüm dünyada gündem olmuştur. Son Refah katliamlarında diri diri yakılan masum Müslümanlar ise artık halkların sabrını taşırmış, protesto ve eylemlerle Gazzeli Müslümanların yanında yer aldıklarını ve bu barbar soy budamaya sessiz kalamayacaklarını göstermişlerdir.

Azerbaycan, ilk günden beri Siyonist işgalcileri desteklediğini ve stratejik ortakları olduğunu söyleyerek kuduz “İsrail’in” yanında yer almıştı. Türkiye ise Azerbaycan’ı can ve kardeş ülke olarak tanımlayarak yine stratejik ortaklıklarını defalarca ifade etmişti. Bu minvalde milliyetçilik bağları üzerinden Türkiye Halkında Azeri sempatizanlığı arttırılmıştı.

Cuma günü yapılan protestoda gençler sözü muhataplarına söyleyerek gerekli mercileri rahatsız etmiş olmalılar ki “adi suçlular gibi” şafak baskını ve çıplak aramaya maruz kalmışlardır.

Soykırım başladığından beri Türk Hükümetinin yaptığı açıklamaların hamaset dolu sözlerden ibaret olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiş durumda. Bir yandan “İsrail’i” kınayan, Gazze halkının yanında olduğunu söyleyen hükümet, perde arkasında onlara mühimmat sevkiyatı dahil bir çok tedarik sağlarken kameralar önünde ise kendi halkıyla birlikte timsah gözyaşları dökmüştür.

Burada Türk yetkililere sormak gerekir: “Gerçekten kimin yanındasınız?”

Son yaşanan gözaltı operasyonlarıyla ise Türkiye kendi haklı gençlerinin yanında değil de stratejik ortağı olan “İsrail” destekçisi Azerbaycan’ın yanında olduğunu göstermiş oldu. Nitekim SOCAR Şirketi Türk polisine teşekkürlerini ileterek bu jestlerini gördüklerini ifade eden açıklamalarda bulundu.

Duyarlı tüm dünya insanları tarafını seçmişken Müslümanların başındaki yöneticilerin farklı taraflar seçtiğini ve Müslüman halkları yalnız bıraktığını görüyoruz. Çünkü onların vazgeçmekten korktukları koltukları, kesada uğramasından çekindikleri ticaretleri, güzel mesken ve sarayları mevcut.

Bu ihanet içindeki yöneticilere Saddam, Kaddafi, Hüsnü Mübarek gibi kullanıldıktan sonra imha edilen piyonları hatırlatarak Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın şu kavlini tekrar etmek istiyoruz:

De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” [Tevbe 24]

İhanet ettiğiniz İslam ve Müslümanlar elbette sizden Allah (svt) adına intikam alacaktır.