“İsrail” Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün işgal atındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. Özel korumaları ve “İsrail” güçlerinin yoğun koruması altında Harem-i Şerif’e girdi ve provokatif söylemlerde bulundu. Mescid-i Aksa’nın avlusundan verdiği görüntülü mesajında “Burada ev sahibi biziz. Hamas’ın tehditlerinin hiçbir faydası olmayacak. Kudüs’ün ve tüm “İsrail” toprağının sahibi biziz.” diye küstahça iddiada bulundu.
Bu duruma bazı Müslüman ülkelerden ve Türkiye’den de her zamanki gibi kınamalar geldi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, “İsrail” Ulusal Güvenlik Bakanı’nın bu baskınının “Uluslar arası hukuku ihlal etmek ve Harem-i Şerif’in tarihi statüsüne meydan okumak olduğunu”, aynı zamanda “kışkırtıcı ve faşizan eylemlerde bulunmasının kabul edilemez olduğunu” söyledi.
Ümmetin kutsalı olan Mescid-i Aksa’nın başımıza geçen yöneticiler tarafından kutsal değil tarihi statüsü olan sıradan bir mekan olarak görülmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Zira Aksa için Selahaddin Eyyubi gibi Abdülhamid gibi nice yiğit komutanlar canlarını ortaya koymuş, nice şehitlerimizin kanlarıyla bu topraklar sulanmıştır. Şimdi kim onu tarihi statüsü olan sıradan bir yer olarak lanse ederek bu Ümmet için değerini düşürebileceğini sanıyorsa kuşkusuz büyük bir yanılgı içerisindedir. Zaten Ümmetin başındaki Ümmetten bihaber bu yöneticilerin kınamalarının Gasıp Yahudi varlığı için bir caydırıcılık ifade etmediğini senelerdir görmekteyiz. Filistin halkına sistematik olarak yapılan katliamlar bunun resmidir. Zaten “İsrail” ile “normalleşmek” onların yaptıklarını sineye çekmek değil midir?
Maalesef Müslümanların başındaki yöneticiler bir Abdülhamid Han etmiyor! İslâm Devletimiz yok, siyasal alanda güç sahibi değiliz. O yüzden bu korkak Yahudiler bunlara cüret edebiliyorlar. Ya Rabbi! Kutsallarımıza ordusuyla sahip çıkacak, onları zelil edecek Raşidi Hilafet Devleti’mizi bize bir an evvel nasip eyle...
“Ey mü’minler! Onların yüreklerinde size karşı duydukları korku, Allah’a karşı duydukları korkudan daha şiddetlidir. Çünkü onlar, gerçeği anlamayan bir topluluktur. Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar; ancak müstahkem kaleler içinde veya siperlerin arkasından korka korka savaşırlar. Kendi aralarındaki çatışmaları ise çok şiddetlidir. Sen onları dışarıdan birlik içinde sanırsın; hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Çünkü onlar, akıllarını kullanamayan bir güruhtur.” [Haşr, 13-14]