Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil İslam’a kin kusmaya devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in “Kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin ilk söylediği şey “Erkeklerin olduğu yerde olmasını istemiyorum” oluyor. Karma eğitim esas ama kız okulları kurmak gerekiyorsa kurulur.” ifadeleri üzerine TİP'li Sera Kadıgil yine kalbindeki kini dışa vuracak şu ifadeleri kullandı:
“Kız çocuklarını bir grup şeriatçının talebi doğrultusunda kendi istedikleri cumhuriyeti yıkma amacı için bahane etmeye çalışanlara sessiz kalmayacağız. Dokunmaya çalışacak elleri kırarız.”
Dikkat edin lütfen; kırmak istediği eller, tecavüzcülerin, sapkınların, ahlaksızların, hırsızların, katillerin elleri değil Müslümanların elleri... Allah’a (svt) iman eden, O’nun emirleri doğrultusunda yaşamak isteyen Müslümanların elleri. Çocuklarının geleceğini düşünen, onların huzurlu, ahlaksız bir ortamdan uzak yetiştirmeye çalışan anne ve babaların ellerini kırmak istiyor. “Öz yurdunda garip öz vatanında parya” olmak tam da bu olsa gerek. Sen kim oluyorsun derler adama? Bu hakkı nerden alıyorsun diye sorarlar?
Kadıgil gibi insanların dertleri çocuklar ve onların eğitimleri değildir, onların tek dertleri İslam iledir. Zira böyle olmasaydı çocukların kadın erkek ayrı okutulması meselesinden ziyade bu çocuklar nasıl bir eğitim alıyor? Neden bu kadar küfürbaz, ahlaksız bir nesil yetişiyor? Bu gençlerin gidişatı nedir? Bunları kendilerine dert edinirlerdi. Ama bu toplumsal çöküş onları zerre ilgilendirmez. Küçücük yaşta alkol alan, hırsızlık yapan, madde bağımlısı olan çocukları görmezler, anne babalarına asi olan, küfürler savuran çocukları görmezler, okula bıçakla giren kavga çıkartan çocukları görmezler, daha 12-13 yaşlarda “sevgili” edinen çocukları görmezler. Fakat ne zaman İslam adına bir şey söylense dünyayı ayağa kaldırırlar. Çünkü kalplerindeki kin öyle büyüktür ki onu gizleyemezler.
Karma değil kız ve erkek çocuklarının ayrı okutulması Müslümanların en doğal hak talebidir. İktidar bu azgın laikleri dikkate almamalı ve Müslümanların haklı taleplerini bir an evvel yerine getirmelidir. Olması gereken budur. Ancak geçmiş bize gösterdi ki Müslümanların talepleri laiklik taleplerinden hep geri kalmıştır. Müslümanlar kendi otoritelerini tesis etmeden bu sorunlar köklü bir şekilde çözülemeyecek, bu saldırılar devam edecektir.