Rabbimize sonsuz kere Hamd olsun ki; bizlere bir bayramı daha yaşattı. Ramazan ayının geride kalmasının ardından bayram, bizler için adeta Rabbimiz tarafından verilebilecek en güzel armağan olarak gönderiliyor. Bizler de bu armağanın coşkusunu yaşayabildiğimiz kadar yaşadık. Daha doğrusu yaşamaya çalıştık!

Ramazan Bayramı, Müslümanlar için birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını pekiştiren önemli bir zaman dilimidir. Bayramlar, insanların birbirlerine olan sevgi ve saygılarını arttırmalarına, geçmişteki hataları affetmelerine ve yeni başlangıçlar yapabilmelerine vesile olur.

Bayramın aslı bu iken, süreç bizler için artık böyle işlemiyor maalesef. Ümmetin gün geçtikçe daha çok kan ağlaması, çocukların, kadınların, mazlumların gün geçtikçe daha da yıpranıp haksızlığa uğraması bayramı buruk karşılamamıza sebep oluyor.

Oysa bayramlar Müminler için mutluluk, sevinç ve coşku günleridir. Hüznün, kederin içinde bulunmaması gerekir. Lakin ne yazık ki Hilafetimizi bizlerden söküp aldıkları günden beri Ümmet olarak bayramın sevincini hakkıyla yaşayamadık. Yaşatmadılar.

Her zaman kanadı kırık olarak karşıladık bayramları. Özellikle yaşadığımız bu son hadiseler adeta ikinci kanadımızı da kırmış artık yükseklere çıkamayacağımızın haberini verir olmuştu. Hilafet olmazsa başka ne beklenebilir ki zaten. Hilafet olmazsa güler mi çocukların masum yüzü? Hilafet olmazsa aileler bozulmadan korunabilir mi?

Bunların her birinin acı neticelerini tam olarak yaşadığımız korkunç bir çağ içerisindeyiz. Bayramlarımız da bu durumdan kendine düşen payı alıyor maalesef. Bayramlarımızı bayram yapan, bütün Ümmetin bir arada huzurla yaşıyor olabilmesidir. Can, mal, namus, güven sorunu yaşamadan doyasıya, Mümince keyfini çıkarabilmesidir. Bayramlarımız, görünmeyen duvarlar ardında, mazlumların çığlıklarının bastırılması ile değil mazlumlara kol kanat olmakla olur.

Şimdi mazluma kol kanat olmak ise; Orduların Aksa’ya ve diğer tüm zulüm gören İslam beldelerine gitmesiyle olacak ve zalimlerin, kâfirlerin hadlerini bildirmek ile yapılabilecek bir durumdur. Bunun dışında çözüm olarak sunulabilecek diğer alternatifler içi boşaltılmış cümlelerdir. Hiçbir zaman tam anlamıyla çözüm olamazlar.

Ne kadar güzel günler içerisinde olsak da bizlerin aklı; hep Gazze’de Doğu Türkistan’da Myanmar’da Arakan’da ve diğer tüm İslam beldelerinde… Ne yaparsak yapalım bunlara kalıcı çözüm olacak tek şey; bütün Ümmeti birleştirecek olan güç yani Hilafettir.

Bizler biliyoruz ki bayramlarımızı bayram edecek, bizleri sevince boğacak ve bayramın hakkını verdirecek asıl şey de Hilafetin çatısı altında yaşayacağımız o günlere kavuşmaktır.

Rabbim bizleri o günlere kavuştursun ve Ümmetin hep beraber bayram yapacağı günleri yakınlaştırsın inşaAllah. Ramazanımızın bir, bayramımızın bir, hüzünlerimizin bir, sevinçlerimizin bir olacağı günlerimiz olsun.

Sümeyye Yıldız