Her ne kadar İslam Ümmetinin belli kesiminin yaşadığı acıları başka bir kesimle karşılaştıramasak da bu acıların miktarı, vakti, artıp eksilmesi ile birlikte Hilafet konusu İslam Ümmetinin tamamının ölüm kalım meselesidir.

Rejimlerin, Müslümanların üzerindeki baskıları, ihanetleri, laik demokratik küfür fikirleri ve nizamları ile onları yönetmeleri, parti ve yöneticilerin bozukluğuna verilen tepkiler, özellikle de Gazze’de yaşanan katliamla gün geçtikçe çığ gibi büyüyor…

Dünyanın her yerinde insanlar, demokraside iradenin halka ait olduğunu varsayarak Gazze’de yaşanan soykırıma kitleler halinde tepki göstermekteler. Tabi düşüncelerinin, tepkilerinin otoriteler tarafından dikkate alınacağı niyeti ile yapanlara, artık halkın iradesinin kocaman bir yalan olduğu aşikar oldu. Zira soykırım ve zulüm, aylardır iş başındaki yöneticiler eliyle aralıksız devam ediyor, gasıp yahudi varlığı ile ticaret her türlü devam ediyor… Üstelik “Egemenlik kayıtsız, şartsız halkındır” diye inanılan bu halktan gelen tüm tepkilere rağmen…

Ümmet, fikren ve fiilen yok olmamak için İslam’ın hükümlerinin tamamını tatbik edecek olan Raşidi Hilafet Devletinin ikame edilmesi için var gücü ile çalışmalıdır. Zulmün ve küfrün hakimiyetini yenme kararlılığını ortaya koymalıdır ki bu yolda sebat edebilmesi de kolaylaşsın.

Ümmetin bu uğurda olası tüm meşakkatlere tahammül etmesini kolaylaştıracak olan da şüphesiz ki Allah’a (svt) ve Rasulü’ne (sav) olan imanıdır. Rabbimizin rızasını kazanma gayesi onu bu yolda diri tutar. Dik duruş ve kararlılık, inanılan bu gayeden gelir. Ümmet düşüncelerini, beklentilerini, davranışlarını, duygularını, zulmün yıkılmasının tek alternatifi olan bu temele oturtur.

وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاًۙ

“Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder.” [Talak 2]

Neticesinde Cennet gibi büyük bir mükafat ve Rabbimizin rızası vardır. Bir Müslüman bunları hatırına getirdiğinde, dünyada kaçırmış olduğu lezzet ve nimetlere yahut uğradığı zarara tahammül etmesi gerçekten de kolaylaşıyor.

رَبَّنَٓا اٰمَنَّا بِمَٓا اَنْزَلْتَ وَاتَّبَعْنَا الرَّسُولَ فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدٖينَ

“Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygambere uyduk. Şimdi bizi şahitlerden yaz.” [Al-i İmran 53]

Rabbimiz! Sana inandık, Rasulü’ne uyduk. Onun (sav) sünneti üzerine İslam’ın hayata hakim olması için ayaklarımızı da sabit tut, yardım ve zaferini bir an önce ulaştır.

Âmin…

---

---