Fox Tv’de yayınlanan Kızıl Goncalar dizisinde yayınlanan bir sahne tartışma yarattı. Sahnede Kur’an Kursu öğretmeni bir kadın öğrencilere hakaretler edip şiddet uyguladıktan sonra insanlık dışı cezalar yağdırıyor. Elbette sadece bu sahne değil dizinin genelinde Müslümanlar çağdışı, yobaz, sahtekar, yalancı gösterilirken Kemalist bir hekim dürüst, çağdaş, insancıl profiliyle ön plana çıkartılıyor.
Oysa gerçekler hiç te öyle değildir. Şayet bir şeyin doğruluğunu ya da yanlışlığını münferit örnekler üzerinden değerlendirecek olursak en basitinden www.sikayetvar.com internet sitesine “öğretmen şiddeti” yazdığınızda karşınıza 6.840 şikayet başvurusu çıkmaktadır. Bu şikayetlerin bir çoğu da fiili ve psikolojik şiddet, kötü muamele ile alakalı şikayetlerdir. Ki bu şikayetler “şiddete sıfır tolerans” gösterildiği bir zaman diliminde gerçekleşmektedir. Cumhuriyet tarihine baktığımızda okullarda yaşanan şiddetin boyutları çok ama çok daha fazladır.
Aslında bu tür yapımlara alışkınız. Özellikle Yeşilçam filimlerinde sahtekar, ırz düşmanı imam olmazsa olmazlardandır. Bir taraftan insanları güldürürken diğer taraftan imamlar üzerinden İslam’a saldırı gerçekleştirildi. Ha keza, zengin ailelerin anlatıldığı filimlerde evin hizmetçisi, temizlikçisi başörtülü olması tesadüften öte planlı bir saldırının göstergesidir.
Son zamanlarda yayınlanan dizilerde muhafazakar-modern ailelerin kültür çatışması ele alınırken Müslüman aile yapısı, İslami değerler alenen eleştirilmekte ve kötü gösterilmektedir. Tüm bunları topladığımızda laik Cumhuriyet ile başlayan İslam düşmanlığının halen devam ettiğini görmekteyiz. Sözde sanatçılar, oyuncular, tiyatrocular Gazze sınavında sınıfta kalırken, sıra İslam düşmanlığına gelince en ön safta yer almaktadır. Nitekim bu kesim daha birkaç gün önce okullarda laik eğitimden taviz verilmemesi, laik Cumhuriyetin değerlerinin korunması için ortak bir bildiri yayınladı.
Kendisini Laik ve Atatürkçü olarak tanımlayan bu kesimler esasında üst kimliklerini batıdan almışlardır. Batının değerlerini kendi değerleri, yaşam tarzını kendi yaşam tarzı, fikirlerini kendi fikirleri olarak kabul etmiş, Batılılar gibi yaşadığında kendisini çağdaş olarak görmüş eziklik hissini bastırmak için halkının değerlerine savaş açmış ve bundan büyük bir haz almış karaktersiz kişilerdir.
Ak Parti iktidarı yirmi yılını doldurdu. Dindar nesil yetiştireceğiz denilerek çıkılan yolda bırakın dindar nesil yetiştirmeyi İslam’a hakaretler dahi durdurulamadı. Laik kesim İslam’a ve Müslümanlara yönelik dilediğini söyleme, aşağılama hakkına sahipken 10 Kasım’da Mustafa Kemal’a rahmet okuyan imama tepki gösteren Ahmet Bostancı tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Açık bir şekilde ortaya çıkmıştır ki mevcut iktidar Müslümanları sadece iktidarda kalabilmek için ihtiyaç duyduğu oy deposu olarak görmektedir. Müslümanların hissiyatını istismar etmede mahirdir. Ölümü gösterip sıtmaya razı etme taktiğini yirmi yıldır ustaca kullanmaktadır. Şayet gerçekten istese bu İslam düşmanlarına nefes dahi aldırmaz tüm kaynaklarını keserdi. Ancak bu karaktersiz, batı hayranı laik kesimin varlığı Müslümanları kendisine bağımlı kılması açısından onlar için değerlidir ve varlığını korumalıdır.
Buradan Türkiyeli Müslüman kadınlara seslenmek istiyoruz.
Çocuklarınızı, ailenizi laik-kapitalist kültürden, bu kültürün neticesi olan ahlaksızlıktan, sapıklıktan korumak sizin birinci vazifenizdir. Bu devlet çocuklarınızı korumadı, korumaz!
Siz koruyacaksınız! İslamı en güzel ve en doğru bir şekilde siz anlatacaksınız!
Selahaddinleri siz yetiştireceksiniz! Abdülhamidleri siz büyüteceksiniz! Müslümanların koruyucu kalkanı olan Hilafet sizin gayretlerinizle kurulacak! Bu şeref siz ait olacak!
Öyleyse daha çok çalışma daha çok fedakarlık yapma zamanı!