İsveç’te beş yaşındaki mülteci Meryem mahkeme kararıyla ailesinden koparıldı ve evlatlık olarak eşcinsellere verildi.
Yıllardır Batı, Müslüman çocukları “koruma” adı altında türlü bahaneler ileri sürerek ailelerinden koparıyor. Fakat bu çocukların maruz bırakıldığı travma bu kadarla sınırlı kalmıyor maalesef.
Lgbt’yi normal kabul eden ve yoğun bir şekilde onun propagandasını yürüten Batı, Müslüman neslin, eşcinsellik ve cinsiyet geçişleri gibi konuları kanıksadığını görmek istiyor. Ona göre bunu gerçekleştirmenin yollarından en kolayı ve en etkili olanı şüphesiz ki bu savunmasız masum çocukları, eşcinsel “ailelere” evlatlık olarak vermektir. Çünkü Batı hükümetleri ve çeşitli LGBT yetkilileri, ailesi Müslüman olan çocuklara erken yaşta ve en baştan Lgbt’nin normal olduğu kabulünün önemi konusunda hemfikirler. Müslümanlar her fırsatta eşcinselliğin yanlış olduğunu belirtiyorlar. Bu yüzden Batı her zaman, Lgbt’lileri kabul etmeme olasılığı en yüksek azınlığın Müslümanlar olduğunun farkındadır. İşte Batı Müslümanlardaki bu kanıyı değiştirmek istiyor. Örneğin Müslüman çocukların okullarındaki öğretmenler rol model olarak kullanılır veya ailesinden mahkeme kararı ile alınan çocuklar bu tip insanlara teslim edilir ki böylece görünürlükleri artsın. Her ortamda onlara alışmayı, onlara sempati duymayı hissedebilsinler.
Avrupa’da İslami bir neslin kayboluşu endişesini yaşamayan Müslüman ebeveyn yoktur. Çünkü İslami düşünceler pahasına hükümet Lgbt sapkınlığını desteklediği için onların düşünce tarzlarını Müslümanlara dayatır. Esasen demokratik sistemde hükümet azınlıkların norm ve değerlerini, inanç özgürlüklerini dikkate almakla yükümlüdür. Dolayısıyla Müslüman kökenli bir çocuk eşcinsellere verilebiliyorsa bunun tek bir açıklaması vardır: Demokraside İslam’a saldırmak, Müslümanlarda köklü düşünce değişiklikleri meydana getirmek için her yolu kullanmak serbesttir, üstelik devlet eliyle.
Başka bir ifade ile Müslüman bir çocuğun eşcinsel bir aileye verilmesi demek, onun, oluşması muhtemel İslami şahsiyetini baltalamak demektir. Lgbt lobisi hakkında İslam’ın koyduğu hükümden kimsenin şüphesi olmasın. İslam; eşcinsel ilişkiyi ve transseksüellik olgusunu büyük günahlardan saymıştır. Bunu caiz görmek veya böyle davranan birini normal kabul etmek bir Müslüman için mümkün değildir.
Görüldüğü üzere Batı’da ahlaksızlığın, zulmün, fıskın hiçbir sınırı olmamasına rağmen onun tüm getirdikleri kabul edilmek zorunda. Bu tehlikeli gidiş nereye kadar sürecek? Veya nerede duracak? Ne zamana kadar beşer aklı neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyip insanlığa dayatacak? Nereye kadar binlerce masum çocuk üzerinde türlü sapıklıklar deneyimleyemeye güç bulacak?