İnsanlık tarihinin farklı dönemlerinde, büyük hedefler belirlemek ve bu hedeflere ulaşmak için gösterilen çabalar, toplumların ve medeniyetlerin gelişiminde önemli rol oynamıştır. "Ağaca çıkmak istiyorsan, yıldızları hedef al" sözü, bireysel ve toplumsal hedeflerin yüksek tutulmasının gerekliliğini vurgulayan bir deyiştir. Bu makalede, İslâmi hayatı yeniden canlandırmak ve yeryüzünde adalet ve barışı tesis etmek için Hilâfet’in kurulmasının, bu yüksek hedeflerin en anlamlılarından biri olduğu fikrini inceleyeceğiz.
Yüksek Hedeflerin Önemi
Yüksek hedefler belirlemek, bireylerin ve toplumların sınırlarını zorlamasına ve potansiyellerini maksimize etmesine yardımcı olur. İslâmi literatürde de büyük hedefler belirlemenin ve bu uğurda çaba göstermenin önemi sıkça vurgulanır. Kur'an-ı Kerim'de, Allah'ın insanlara verdiği yetenekleri en iyi şekilde kullanmaları ve yeryüzünde adaleti sağlamaları emredilmektedir. Bu bağlamda, İslâm dünyasının yeniden bir araya gelmesi ve İslâmi hayatın tüm yönleriyle yeniden tesis edilmesi, Müslümanların üstlenmesi gereken büyük bir görevdir.
Hilâfet: İslâmi Hayatın Merkezi
Hilâfet, asırlar boyunca Müslümanların bir arada yaşadığı, adaletin ve barışın tesis edildiği bir yönetim biçimi olarak tarihte önemli bir rol oynamıştır. Hilâfet’in yeniden kurulması, sadece bir yönetim şekli değişikliği değil, aynı zamanda İslâmi değerlerin, ahlakın ve hukukun yeniden hâkim kılınması anlamına gelir. İslâm'ın altın çağında Müslümanlar, gökteki yıldızlar gibi parlamış; bilimde, sanatta ve yönetimde öne çıkmışlardır. Hilâfet’in amacı, Müslümanların birliğini sağlamak, İslâm dininin hükümlerini uygulamak ve yeryüzünde adaleti tesis etmektir.
İslâmi Hayatın Canlanması
Hilâfet’in kurulması, İslâmi hayatın her yönüyle yeniden canlanmasını sağlayacaktır. Bu süreç, Müslümanların eğitim, ekonomi, siyaset ve sosyal hayat gibi alanlarda İslâmi prensiplere uygun şekilde hareket etmelerini gerektirir. Eğitim sisteminin İslâmi değerler üzerine kurulması, ekonomik faaliyetlerin faizsiz finansman modelleriyle yürütülmesi, siyasi kararların İslâm hukukuna uygun olarak alınması ve sosyal hayatın adalet ve merhamet prensipleri üzerine inşa edilmesi, Hilâfet’in hedeflediği toplum yapısının temel taşlarıdır.
Filistin ve Günümüz Müslümanlarının Durumu
Bugün, Filistin’deki kardeşlerimize yardım eli uzatamıyor olmamızın başlıca sebebi, başımızdaki laik, demokratik ve kapitalist yöneticilerdir. Bu yöneticiler, Müslümanların birliğini sağlayamamakta ve onların haklarını koruyamamaktadır. Oysa bir halifemiz olsaydı; o, Müslümanlara kalkan olup onları koruyacak, Filistin gibi zulüm altındaki bölgelerde adaleti tesis edecekti. Hilâfet, Müslümanların bir araya gelerek güçlü bir şekilde hareket etmesini ve mazlumlara sahip çıkmasını sağlayacak en önemli kurumdur.
Yıldızları Hedef Almak: Büyük Hedeflere Ulaşmanın Yolu
Hilâfet’in yeniden kurulması gibi büyük bir hedefe ulaşmak, kararlı bir çaba ve stratejik bir planlama gerektirir. Bu süreçte, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri, farklı görüş ve mezheplerin ortak bir hedef doğrultusunda bir araya gelmesi önemlidir.
"Ağaca çıkmak istiyorsan, yıldızları hedef al" sözü, Müslümanların yeryüzünde adalet ve barışı tesis etmek için büyük hedefler belirlemesi gerektiğini hatırlatır. Hilâfet’in yeniden kurulması, İslâmi hayatın her yönüyle canlanmasını sağlayacak ve Müslümanların bir arada, huzur ve adalet içinde yaşamalarını mümkün kılacaktır. Bu büyük hedefe ulaşmak için, azimle çalışmak ve İslâmi prensipler doğrultusunda hareket etmek, Müslümanların en önemli görevidir. Geçmişte Müslümanların, gökteki yıldızlar gibi parladığı dönemleri yeniden yaşamak ve Filistin gibi mazlum coğrafyalara umut olmak için, Hilâfet’in yeniden kurulması zaruridir.