Vaatlerin En Hayırlısı Allah’ın Vaadidir!
11 Mayıs 2023

Vaatlerin En Hayırlısı Allah’ın Vaadidir!

14 Mayıs 2023 Pazar, Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye'nin ikinci yüzyılının belirlenmesine yönelik önemli bir adım olan seçim günü. Seçime sayılı günler kalmış olmasının bir faktörü olarak ittifaklar son kozlarını oynuyor ve vaat dozajını arttırarak seçmenleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor.

Gerek iç siyasette ve gerekse de dış siyasette yapmayı planladıkları projeler ve hedefleri seçmenlerine kabul ettirmeye çalışan siyasi partiler ve kurmuş oldukları ittifaklar, ekonomiden sağlığa, aileden kamu işlerine, tarımdan eğitime varana kadar aklınıza gelen her konuda yüzlerce madde sıralayıp iktidara geldiklerinde ya da iktidarda kaldıklarında bu vaatleri yerine getireceklerini dile getirerek kemik seçmeni olmasa da kararsız seçmeni ikna çalışmaları yürütüyorlar.

Bu vaatler; yerine getirilebilir mi? Tutarlı mı? Gerçeklerle uyumlu mu, değil mi? Tüm bunları incelemeksizin vaat edilenden çok vaat edenin insanlar nazarındaki güven endeksine odaklanmak gerekiyor. Aslında seçimleri kaybettiren ya da kazandıran bu güven endeksinden başkası değildir. Yalan söylemenin bir yaptırımı olmadığı şu hayatta seçimleri en iyi demagoji yapan kazanmaktadır.

Ne yazıktır ki bu demagog siyasetçiler insanların ihtiyacını dünya hayatındaki nimetlerden daha çok faydalanmak ve daha çok haz almak olarak belirlemiş, hayatın sonrasına yönelik herhangi plan, proje, vaat, nasihat ya da söz üretmemiştir.

Oysa geçen yüzyıl, İslam’dan uzak yaşanmış bir yüzyıldır! Sömürgeci güçler İngiltere ve ABD’nin dünya halklarına ve özellikle Ortadoğu coğrafyasındaki halklara ve daha da özeli Türkiye’de yaşayan halklara kapitalizmi, demokrasiyi, laikliği dayattığı, değerlerini çaldığı, ahlaksızlaştırdığı, arsızlaştırdığı kısacası kendisine benzettiği bir yüzyıldır.

Geçen yüzyıl böyle iken gelecek yüzyılın bundan farklı olacağına dair herhangi bir vaat işitmedik. Bilakis toplumu çöküşün eşiğine sürükleyen, inancından, değerlerinden, kültüründen uzaklaştırıp savrulmuş bir nesil haline getiren kapitalist sistemin olduğu gibi devam edeceğini açık bir şekilde görebiliyoruz. Biri İngiliz tipi parlamenter sistemi ön plana çıkartırken diğeri Amerikan menşeili başkanlık sisteminin devamını vaat ediyor.

Sanki başka bir alternatif yokmuşçasına… sanki İslam’ın bir yönetim sistemi yokmuşçasına… Müslümanlar bir kıskaç içinde bırakılıyor. Üçüncü bir yol düşünmesinin önüne geçiliyor.

Evet, şöyle bir durup düşünmeli ve vaat edilenlerle vaat edene olan güven konusunda, yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğunu bilerek “Bu zamana kadar bize ne verdiler ki bundan sonra ne verecekler!” demeliyiz.

Bir vaade güvenip onun etrafında şekilleneceksek bu ancak âlemlerin Rabbi olan Allah Azze ve Celle'nin vaadi olmalıdır. Yeni yüzyıl, esaretten kurtuluş yüzyılı olmalıdır. Yeni yüzyıl, Allah’ın vaadinin gerçekleştiği yüzyıl olmalıdır. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Allah, içinizden iman edip salih amel işleyenlere vadetti ki, kendilerinden öncekilere verdiği gibi onlara da yeryüzünde hâkimiyet verecek, onlar için hoşnutluğuna vesile kıldığı dinlerinin yerleşip yayılmasını sağlayacak, şu andaki korkularını güvenliğe çevirecektir; çünkü onlar Bana hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk etmektedirler. Bütün bunlardan sonra kim inkâra saparsa yoldan çıkmış kimseler işte bunlardır.” [Nur Suresi 55]

İşte Allah Azze ve Celle'nin vaadi budur ve iman ediyoruz ki, Allah bir konu hakkında insanlara vaatte bulunmuşsa o mutlaka ve mutlaka gerçekleşecektir.

“Şüphesiz Allah vaadinden dönmez.” [Âli İmran Suresi 9]

Bu vaat için çalışanlar Allah'ın yardım ve nusretini hak ettiklerinde ortaya çıkacak olan tablo özetle şöyledir:

  • Fas’tan Endonezya'ya kadar tüm İslam âlemi tek bir devlet çatısı altında toplanacak ve yaklaşık 2 milyarlık nüfus tek yumruk haline dönüşecektir.

  • Onlarca devlet ve aramıza çizilen suni sınırlar ortadan kalkacak ve kardeşlik bilinci hâkim kılınacaktır.

  • Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz sömürgeci güçlerin kontrolünden kurtarılıp İslam ümmetinin faydasına sunulacak, rant ve çıkar hesabı yapılmaksızın adalet ile taksim edilecek ve tarihte olduğu gibi yine zekat verilecek kimse bulunamaz hale gelecektir.

  • Aile kurumu korunması gereken bir kale hassasiyetiyle gözetilecek ve her türlü saldırıdan korunup huzurun ve güvenin kaynağı olacaktır.

  • Gençlerimizin gayesi âlemlerin Rabbi olan Allah’ın rızasına ulaşmak olacak ve ideallerinde hakkın batıla üstün gelmesi için mücadele şuuru hayat bulacaktır.

  • Kutsallarımızı çiğneyen, kanlarımızı akıtan ve ırzlarımızı kirleten Batı’dan, yaptıklarının hesabı sorulacak ve Müslümanlar yeniden dünyada “birinci devlet” konumuna yükselip izzetin ve şerefin kendilerine ait olduğu o kutlu günlere kavuşacaktır.

  • Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa gasıp Yahudi varlığından temizlenecek ve Kudüs bizim olacaktır.

Hâsılı, İslam ümmetinin iç ve dış siyasetinde Allah Azze ve Celle'nin kitabı, Rasul SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünneti ile hükmedilecek ve insanı ilgilendiren her konu, Allah'ın rızası hedef alınarak çözüme kavuşturulacaktır.

İşte gelecek yüzyıl böyle olmalı ve eğer bir vaade güvenip yola çıkacaksak bu, Allah Azze ve Celle'nin vaadi olmalıdır.

"Çalışanlar işte bunun için çalışsınlar!" [Saffat Suresi 61]