Ramazan Ayı’nın hayrına, rahmetine ve bereketine eşcinsellerin düzenledikleri “Onur Yürüyüşleri” gölge düşürdü. Ramazan ayının o eşsiz imanı atmosferi bozuldu. Allah’a isyan korusu yaşadığımız hayatı bir kez daha zehirledi. Edepsizlik ve hayvani yaşantı “Onur Yürüyüşleri” adı altında pazarlandı.

Bu nasıl bir edepsizliktir Allah’ım! Hem de mübarek Ramazan ayında! Bu nasıl bir edepsizliktir Allah’ım! Hem de Osmanlı Hilafet Devletinin adaletin ve asaletin bayraktarlığını yaptığı, buram buram İslam’ın izzetinin kokusunu taşıyan, Fatih’in şehitlerin kanıyla fethettiği İstanbul’da!

İslam beldelerinde yükselen feryatlara, Müslüman kardeşlerimizin duçar kaldıkları zulümlere yüreklerimiz dayanmaz iken, lokmalarımız kursağımızda düğümlenir iken şimdi buna bir de eşcinsellerin “Onur Yürüyüşleri” eklendi. Ne görmeye ne de anlatmak için kaleme almaya cesaret edemediğim sahneler, görüntüler, meydan okumalar, isyankarlıklar….

Allah’a isyan korosunun hep bir ağızdan haykırdığı ve davet ettiği demokrasinin armağanıdır bu iğrenç resim. Onursuzca yapılan bu yürüyüş bize gösterdi ki bu azgınlaşmış ve yoldan sapmış gruba haddini bildirecek, zirve yapmış fuhşiyatı derdest edecek ancak Raşid bir Halifedir. Ama o da yok. Olmadığı gibi onun yerine artık yüzyılın en büyük fitnesi olan demokrasi var.

Dünya tersine döndü, hak ile batıl yer değiştirdi ve batıl hak gibi gösterildi. Rahmet ve şifa kaynağı, İslam’ın hayata tatbik edicisi, Müslümanların koruyucu kalkanı Hilafet’in yerine gelen, tayin edilen demokrasi İslam Ümmeti’ne zulümden, ahlaksızlıktan, sapıklıktan başka hiçbir şey getirmedi. Özgürlük adı altında Allah’a kulluktan uzaklaştırırken Müslümanları, kendilerine köle edindiler beyinleri ve bedenleri…

Ey Demokrasi Havarileri!

İşte bu eşcinsellerin fütursuzca meydanlarda boy göstermesi uğrunda yarıştığınız, kendisine davet ettiğiniz demokrasinizin eseridir. Seçim zamanı yücelttiğiniz baş tacı ettiğiniz demokrasinizin neticesidir.

Ey Âlimler! Ey Kanaat Önderleri! Ey Cemaat Liderleri! Ey Söz Sahipleri!

Siz Müslümanları buna çağırdınız yıllarca... Allah’ın hükümlerinden başkasıyla hükmeden bir nizama davet ettiniz Müslümanları… Oy atmanın vacip olduğunu, sorumluluk olduğunu telkin ettiniz senelerce… İşte görün bakın sizin çağırdığınız demokrasiniz sizin ecdadınızın kemiklerini nasıl sızlattığını. Çağırdığınız demokrasiniz eşcinsellere yol açtı ve geçit verdi. Hem de mübarek Ramazan Ayı’nda..

Ey Âlimler! Ey Kanaat Önderleri! Ey Cemaat Liderleri! Ey Söz Sahipleri!

Hala haykırmayacak mısınız demokrasinin gerçek yüzünü… Hala anlatmayacak mısınız Müslümanlara, yaşananların demokrasinin acı meyvelerinden olduğunu… Hala ne diye durursunuz? Suskunluğunuzu neden bozmazsınız? Bu Ümmet sizden kıyam bekler. Bu Ümmet sizden hakkı duymak ister… Bu Ümmet sizden gerçekleri korkusuzca anlatmanızı ister.

Haykırın korkusuzca bütün bu rezil hayatın tek müsebbibinin yüzyılın en büyük fitnesi olan “Demokrasi” olduğunu… Ama bununla da yetinmeyin çözüm ortaya koyun ümmete. Rabbimizin razı olacağı bir çözüm! Ümmeti kalkındıracak bir çözüm! Ümmeti dünya liderliğine taşıyacak bir çözüm! Zalimleri yerle yeksan edecek bir çözüm! Kâfirlere yürek acısı oluşturacak bir çözüm!

İşte o çözüm: Rasulullah’ın metodu üzere kurulacak olan Raşidi Hilafet!

Bu Ümmet çağımızın Ahmed bin Hanbel’lerini görmek ister

Bir de öyle bir fitneden sakının ki o içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz, hepinize şamil olur. Biliniz ki Allah’ın cezalandırması şiddetlidir."(Enfal, 8/25)

@a_imamoglu_